Tarihin en büyük yardım seferberliği

Güncelleme Tarihi:

Tarihin en büyük yardım seferberliği
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2005 00:36

26 Aralık 2004’te Hint Okyanusu 9 büyüklüğünde bir depremle sallandı. Ama öldürücü darbeyi tsunami vurdu. Afetin yıkımı korkunçtu. Hint Okyanusu’na kıyısı olan 11 ülke, en çok da Sri Lanka, Tayland, Endonezya ve Hindistan etkilenmişti. Şu anda bilinen son ölü sayısı 163 bini geçti 5 milyon insan evsiz kaldı.

Felaketin boyutları ortaya çıktıkça bütün dünya elini cebine attı. Batılılar, dünyanın herhangi bir yerinde bir felaket olduğunda bağış yapmak konusunda deneyimliydi. Ancak son zamanlarda bir ‘yardım yorgunluğu’ da oluşmuştu. Çünkü örneğin 20 yıl önce Etiyopya’da açlık için yapılan kampanyada büyük paralar toplanmış, ancak sürdürülebilir bir sonuç ortaya çıkmamıştı. Ama bu felaket, sosyal ya da siyasal değil, doğal bir afetti; insanlar doğal afet kurbanlarına yardım etmekte hiç tereddüt etmiyordu.

El Pais Gazetesi’nde bir yorumu yayınlanan A. A. Bastenier, 1976’da Çin’deki depremin 255 bin, Bangladeş’te 1991’de iki siklonun 263 bin insanın ölümüne yol açtığını hatırlatarak ‘o zaman niye böyle büyük bir dayanışma dalgası yaşamadık?’ diye soruyor. Cevap şöyle: İlk kez bir doğal afet, bu kadar çok sayıda ülkeyi etkiledi. İlk kez bir doğal afette, dünyanın 72 milletinden insan öldü. Amerikalı, İsveçli, İspanyol, İngiliz, Fransız turistlerin o sırada Maldiv Adaları’nda ya da Phuket’te bulunması olumlu bir sonuca yol açtı, çünkü dünya medyası kameralarını, objektiflerini bölgeye çevirdi. Böylece bütün dünya felaketi gördü, dehşete kapıldı ve elini cebine attı.

The Economist Dergisi de, kampanya için yaptığı yorumda, ‘Tsunami, sınavı geçti’ diyor. Dünyanın her yerinde hükümetler, seçmenlerinin de baskısıyla açıkladıkları yardım miktarlarını sürekli artırdılar, hatta birbirleriyle rekabete bile girdiler. Bazı Batılı gazeteler, politikacıların bu gibi durumlarda halkın ilgisi azaldıktan sonra başlangıçta söz verdikleri yardımdan caydıklarını hatırlatarak, kendi hükümetlerini izleyeceklerini açıkladılar. Geçen hafta Paris’te toplanan Paris Kulübü üyesi hükümetlerin (Avusturya, Avustralya, Belçika, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İngiltere, İrlanda, İtalya, Japonya, Hollanda, Norveç, Rusya, İspanya, İsveç, İsviçre ve ABD) tsunamiden etkilenmiş ülkelerin borçları için koşulsuz moratoryum (borç erteleme) teklif etmesi de, kamuoyu baskısının sonucuydu.

Ve işte sonuç: Anadolu Ajansı’nın perşembe günü geçtiği bir habere göre Güney Asya’ya global yardım miktarı şimdiden 10 milyar doları aştı. Türkiye’nin bunun içindeki payı 11.7 milyon dolar civarında.

Türk halkı uluslararası yardımda en büyük sınavını veriyor bağış 5.7 milyon dolara ulaşıyor

Türkiye başlangıçta ne olduğunu pek kavrayamadı, uluslararası yardım konusunda pek de pratiğimiz yoktu doğrusu. Felaketin yıkıcılığı ortaya çıktıkça ve Batı’da yapılan kampanyalar duyuldukça bizde de bir hareketlilik başladı. Dünya ülkelerinin yanında az da kalsa Türkiye kendi içinde büyük katılım gösterdi. İnsaniyeti gösteren güzel örnekler de çoktu.

Şu anda en büyük kampanyayı Kızılay yürütüyor. Kızılay 13 bankada hesap açtı. Bu hesapların numarası 2868’di. Ardından Turkcell, Telsim ve Avea ortaklaşa sms mesajıyla bağış toplama kampanyası düzenleyince kolaylık olsun diye 2868 rakamını seçtiler. Cep telefonundan bu numarayı arayanlar, otomatik olarak 5 YTL yardımda bulunuyor. Ancak bu kampanyaya teknik nedenlerden ötürü Hazır Kart kullanıcıları katılamıyor, bu da kampanyanın daralmasına neden oluyor.

Bu arada Türkiye’nin her kesiminden insanlar, kuruluşlar, Asya felaketi için bir şeyler yapmaya çalışıyor, topladıkları yardımları da Kızılay’a iletiyor. Birkaç örnek sıralayalım:

4 Kadıköy Belediyesi, Altı Nokta Körler Derneği çeklerini Kızılay’a teslim etti.

4 Lösemili Çocuklar Vakfı 1000 YTL (1 milyar TL) topladı.

4 Özel Olimpiyatlar Türkiye Onursal Başkanı Dilek Sabancı 50 bin YTL (50 milyar TL) bağış yaptı.

4 Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği (Roder), Sağlık-İş Sendikası, Özel Fenerbahçe Okulları, Floryalı Kadınlar Derneği, Boğaziçi, Hacettepe ve Bilkent üniversitelerinin açtığı kampanya sürüyor.

4 Yedikule zindanlarında bir rock konseri düzenlenecek, Akmerkez’de geliri bağışlanacak bir fotoğraf sergisi açıldı.

4 Çanakkale’de öğrenciler harçlıklarından ayırarak kampanyaya 1.500 YTL (1 milyar 500 milyon TL) katkıda bulundu.

4 İtalyan Kültür Merkezi’nde yapılan klasik müzik konserinin geliri yardıma aktarılacak.

4 BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin Türkiye temsilciliğinin Türkiye kampanyasına, Devlet Hastaneleri ve Hastalara Yardım Vakfı, Sığınmacı ve Göçmenler Dayanışma Derneği (SGDD) Sivil Toplumu Destekleme Merkezi, Mazlumder, Uluslararası Mavi Hilal Vakfı destek veriyor. Bu kampanya için de Turkcell faturalı hatlardan 3288’e bir boş mesaj gönderiliyor.

4 Bir başka BM kuruluşu olan Unicef de Türkiye’de kendi kampanyasını yürütüyor. Türkiye milli komitesi aracığılıyla Tarkan’ın da yer aldığı bir yardım spotuyla ve Turkcell 3005’ten mesajlarla ve banka hesaplarında yardım toplanıyor.

Şimdilik sonuç şöyle: Kızılay’ın 13 Ocak 12.00 itibariyle bankalarda toplanan parası 4.322 milyon YTL. Buna yaklaşık 1 milyon YTL tutarındaki sms yardımları, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nden gelecek 1 milyon YTL’lik bağış ve Kızılay’ın kendi kaynaklarından yapacağı 1.5 milyon YTL’lik yardım eklendiğinde, toplam rakam 7 milyon 800 bin YTL’yi (7 trilyon 800 milyar TL, 5 milyon 743 bin dolar) geçecek.

Türk hükümeti ise ilk olarak Endonezya, Sri Lanka, Tayland, Maldivler ve Malezya hükümetlerine toplam 1 milyon 250 bin dolar insani yardım gönderdi. Daha sonra bu miktar arttırıldı ve hükümetin nakit ve uçaklarla gönderdiği ayni yardım 6 milyon dolara çıktı.

Dışişleri Bakanlığı ise geçen cuma yaptığımız görüşmede, bütün bunlara Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün açtığı kampanyanın da eklendiğinde Türkiye’nin yardım miktarının 15 milyon doları bulmasını beklediklerini açıkladı.

AMERİKA İÇİN İMAJ FIRSATI

Bush yönetimi başlangıçta ABD’nin 15 milyon dolar yardım yapacağını açıkladı. Bu az bulundu ve tepkilere yol açtı. Hatta Colin Powell, bu tutumu ‘Büyük fırsat kaçırıldı’ diye eleştirerek, tsunaminin Irak ve Filistin yüzünden Müslümanlar arasında ABD’nin zarar gören imajını düzeltmek için bir vesile olduğunu söyledi. ABD hükümeti de resmi yardımı önce 35, sonra 350 milyon dolara çıkardığını açıkladı. Bu arada Amerikan halkı, şirketler ve STK’lar hükümeti egale ettiler. Washington Post’a göre 350 milyon dolarlık sivil bağış rakamı ABD’de bir dış afet için yapılan kampanyaların en büyüğü. Starların milyon dolarlık çeklerinden tutun da annesinden kendisine doğum günü yapmak yerine Asyalı çocuklara 250 dolar bağış yapmasını isteyen 9 yaşındaki Kaliforniyalı çocuğa kadar, Amerikan halkı bağış işine dört elle sarıldı. Ancak Washington Post, yine de rakamın 3 bin kişinin öldüğü 11 Eylül saldırılarında toplanan 2 milyar dolara göre çok küçük olduğunu hatırlatıyor.

Yardım da tsunami gibi büyük bir kaos

Bütün dünyada bağışta bulunanların kafasında hep aynı soru var: Para iyi dağıtılacak mı, yardım yerine ulaşacak mı? Böylesine geniş bir alana yayılmış bir felakette, yardım kampanyasının da tıpkı tsunaminin kendisi gibi büyük bir kaosa dönüşmesi kaçınılmaz. Koordinasyonu yürütmek durumunda olan Birleşmiş Milletler de büyük bir sınav veriyor.

Yardım çabalarının zorluğu, felaketin en büyüğünü yaşamış olan Endonezya’nın Aceh bölgesinde, sadece havaalanında bile 60 organizasyonun ve 1125 yardım görevlisinin konuşlanmış olmasından anlaşılıyor. Bölgede Endonezya hükümetine karşı bağımsızlık için savaşan Özgür Aceh Hareketi’nin varlığı, bir başka sorun yaratıyor.

Bir de bunlara din sorunu ekleniyor. Tsunaminin dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya’yı vurması, bütün dünyadaki Müslümanları yakından ilgilendiriyor. Bunun olumlu yönü, Arap ülkelerinden çok büyük bağışlar yapılması. Bazı ilginç olaylar da yaşanıyor: Örneğin Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği’nin, İsveç Radyosu’nun kampanyasına katkıda bulunmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı camilerde başlattığı ve 76 bin İsveç Kronu (15 bin YTL) toplanmasını sağlayan kampanya bunun bir örneği.

Batı ülkelerinde de insanlar, din ayrımı yapmadan yardımda bulunuyor ancak sorunlar da yaşanmıyor değil. Örneğin geçen hafta Washington Post Gazetesi, küçük bir skandalı ortaya çıkardı. ABD’nin Virginia eyaletinde bulunan Worldhelp adlı küçük bir Hıristiyan grubun, felaket için para toplarken insanlara ‘Aceh bölgesinden 300 kimsesiz Müslüman çocuğu alıp Hıristiyan olarak yetiştireceğiz’ şeklinde bir broşür dağıttığını belirten gazete, bu konuda öyle bir gürültü kopardı ki, bu tuhaf girişim başlamadan sona erdi. Ancak bütün bunlar, böyle bir yardım seferberliğinde bile dini ve ideolojik ayrımların rol oynayabileceğini gösteriyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!