Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2001 00:00
Harvardlı bilimadamı Andrew Spielman'ın son 45 yıllık araştırmalarına göre sivrisinekler insanlığın en ölümcül düşmanı. Önemli dönüm noktalarında yaydıkları sıtma salgınlarıyla tarihin akışını değiştirebilecek kadar güçlü yaratıklar. Üstelik AIDS'ten daha fazla can alıyorlar. Bugün her 12 saniyede bir çocuk sıtma ya da benzeri hummalardan ölüyor. Şimdi ise sivriler gelişmiş dünyaya yeniden dönüyor. Spielman, ‘‘21'inci Yüzyıl'ın en büyük mücadelesi sivrisineklere karşı verilecek’’ diyor. Sivrisineklerin daha fazla seks hormonu salgılayanları tercih ettiğini geçen hafta Hürriyet'ten okuyanlar şimdi büyük ihtimalle ısırıklarıyla övünüyordur. Ancak sivrisinekler sadece seks hormonları yüzünden hücuma geçmiyor. Ayakları peynir gibi kokanları da çok seviyor. Hani ayak gibi kokan, tadı enfes peynirler var ya, Limburger gibi. İşte ayakları bu tarz kokanlara, açık büfe muamelesi yapıyorlar. Ayrıca sarışınları, beyaz tenlileri, açık ve parlak renkte giyinenleri, asabi tipleri, egzersizde terleyenleri de çok seviyorlar.KİMSE DURDURAMADISivrisineklerin kimi sokup, kimi sokmadığını belirleyen liste sonsuza kadar uzayıp gidebilir. Hayvanlar inanılmaz ayrıntılara dikkat ediyor.Ancak asıl önemli olan sivrisineklerin ağız tadı değil; nasıl yaşadıkları, nasıl seks yaptıkları ve tarihsel süreç içinde hangi olayların akışını değiştirdikleri, bunların kökünü kurutmak için ne tür planlar yapıldığı ve son olarak steril olduğu sanılan gelişmiş ülkelere nasıl yeniden döndükleri.Harvard Üniversitesi uzmanı Andrew Spielman'ın sivriler üzerinde yaptığı araştırmalar insanın karşısına koskoca bir tarih çıkarıyor. Sivri orduları yüzünden yenilen orduları, hezimetle sonuçlanan seferleri anlatıyor Spielman. İskoçya kapılarına dayanan 80 bin kişilik Roma ordusunun yarısı sıtmadan ölünce, sefer o noktada sona eriyor. Roma'yı düşman istilasından koruyan da yine sıtma oluyor. Cengiz Han'ın batıya doğru daha fazla ilerlemesini de yine sivri akınları engelliyor.YÜZYILIN ESAS BELASI Fransızların 1880'lerdeki Panama Kanalı projesi sivri istilası sonucu patlak veren sıtma salgını yüzünden suya düşüyor. Sömürgeciliğin daha da yayılmasını önleyen de yine sivriler oluyor. Kaşiflerle misyonerlerin sıtmaya yakalanması sömürgecileri caydırıyor. Bu arada bir Papa da sivri sokmasından gidiyor.Sivrilerin, köleliğin yaygınlaşmasında da önemli rol oynadığı görülüyor. Karaibler'deki plantasyonların beyaz sahipleri, hastalıktan ölmeden önce yüklüce bir servet edinmek için fazla zamanları olmadığını anlayınca, köle ticareti insanlık dışı boyutlara ulaşıyor. Spielman'a göre 21'inci yüzyılın en müthiş mücadelesi sivrilere karşı verilecek. Çünkü global ısınma ve uluslararası yolculukların giderek artması, alınan bütün önlemleri boşa çıkarıyor. Kuzey-güney demeden dünyaya insafsızca yayılıyorlar. 1999 yılında New York semalarından ölü kuşlar pat pat yere düşmeye başlayınca büyük panik çıkmış, bu arada 12 kişi de ölmüştü. Araştırmalar sonunda bu vakaların, sivrilerin bulaştırdığı Batı Nil virüsünden kaynaklandığı anlaşılmıştı. 1980'lerde de Uzak Doğu'dan ithal edilen kullanılmış lastiklerin içinde sivrilerin ABD'ye ulaşmayı başardığı tespit edilmişti. Gemi ve uçaklarla Yeni Dünya'ya ulaşan sivriler, şu anda Avrupa'da mevcut. Manş Denizi'ni aşıp İngiltere'ye ulaşmalarına an meselesi gözüyle bakılıyor. Sivriler tek bir ısırıkla 30-40 malarya parazitini kana karıştırıyorlar. İki hafta içinde kandaki parazitlerin sayısı trilyonları buluyor. Malarya paraziti taşıyan dişi sivrisinekler 1938 yılında Brezilya'da tam 100 bin kişiye sıtma bulaştırmış ve 20 bin kişiyi öldürmüş. Sadece malarya değil, sarı humma, kazıklı humma ve Batı Nil virüsü de bulaştırıyorlar. Halen her yıl milyonlarca insan sıtmadan ölüyor. FİLİT BİRLİKLERİ Hint asıllı İngiliz doktor Ronald Ross 19'uncu Yüzyıl'da sıtmayla sivrisinek arasındaki ilişkiyi buluncaya kadar, toplumsal yozlaşma sıtmanın bir numaralı nedeni olarak görülüyor. İçki, kumar ve türlü ahlaksızların sıtmaya yol açtığı teşhisiyle insanlar yakılıyor, kırbaçlanıyor.Ancak sıtmaya karşı mücadelede en etkin madde DDT oluyor. DDT'nin gücünü ilk olarak Amerikalılar farkediyor. İkinci Dünya Savaşı'nın Pasifik cephesinde Amerikan askerleri DDT sayesinde Japon askerlerine karşı önemli bir avantaj elde ediyorlar. Sonra da ABD soğuk savaş döneminde DDT'yi, ulusları kapitalizmin saflarına çekmek için yem olarak kullanıyor. ABD'li pilotlar dünyanın dört bir yanını DDT bombardımanına tutuyor. Hatta 1947 yılında filitçi birlikler Yunanistan'da kahramanlar gibi karşılanıyor.Ancak bu mucize maddenin hem çevreye zarar verdiği hem de sivrilerin bağışıklık kazanmasına yol açtığı ortaya çıkıyor. Sadece zayıf hayvanlar ölürken, geride kalanlar daha da güçleniyor.Spielman DDT kullanımının yasaklanmasını pek akılcı bulmuyor. Sınırlı dozda kullanım sayesinde sivrilere karşı etkili bir mücadele verilebileceğini düşünüyor. Çünkü dünya sıtmaya karşı verdiği savaşı kaybediyor, sivri mikrobu zengine de fakire de bulaşıyor ve kontrolü sağlamak için alınan bütün önlemlere karşın her 12 saniyede bir çocuk ölüyor.Şehvet düşkünü sivrilerSİVRİSİNEKLERİN seks hayatı inanılmaz renkli. Bilindiği gibi insan ve hayvan sokanlar sadece dişileri. Bunu beslenmek için değil, üremek için yapıyorlar. Peki ya erkekler? Tropikal sivrisineğin erkeğinde iki adet penis var ve bunlar kılıç kadar keskin. Asya kökenli ‘‘Kaplan sivrisineği’’ sürekli erekte vaziyette dolaşıyor ve bulduğu her nesneyle çiftleşiyor. Karşısına tesadüfen bir dişi çıktığı zaman da anında dölleme faaliyetini yerine getiriyor. Bizim de tanıdığımız ‘‘Culex pipiens’’ türü sivri de bulduğu her nesneye tecavüz ediyor ve bazen öyle belalı objelere çatıyor ki, maalesef üreme organını bırakmak zorunda kalıyor. Opifex fuscus denen türü daha da beter bir şehvet düşkünü. Kozalara saldırıp açıyor ve içerdeki ergin sivrinin ırzına geçiveriyor. Bacaklarını kurtaramadığı için çaresiz durumda olan kozanın içindeki sivri erkekse bırakıyor, yok eğer dişiyse affetmiyor.
button