Güncelleme Tarihi:
Bir ara Türkiye ile Yunanistan’ın da benzer bir ‘temizleme’ düşündüğü yazıldı gazetelerde. Her zaman olduğu gibi haberin arkası gelmedi; meslektaşlarımın aklı Sibel Can’ın tangasında ve hafızaları 24 saatlik.
Wallonlar’la Flamanlar arasında bölündü bölünecek son
günlerini yaşayan (Beter olsunlar!
Belki bize de bir ders çıkar...
*
‘Sıradışı’ İngiliz tarihçi Eric Hobsbawn ‘tarih ideolojilerin hammaddesidir’ diyor, ‘tıpkı haşhaşın eroinmanların hammaddesi olduğu gibi...’
Uzmanlar Belçika tarihi diye bir şey yok, diyorlar, daha doğrusu klişeleşmiş ‘sözde’ tarihî gerçeklerin ifade ettiğinin aksine, 1830’dan, yani Belçika Krallığı’nın kuruluşundan önce ‘Belçikalı kimliği’ diye bir şey söz konusu değil.
Diyorlar ki (kalitesiz ders kitapları ve parçalanmış eğitim sisteminin yaydığı) “tarih eğitimi sağla solu, Katoliklerle laikleri, Fransızca konuşanlarla Hollandaca konuşanları bir arada tuttuğu iddia edilen sözde Belçika birliğini anlatmakla” yetiniyor. “Araştırmacılar elbette böyle düşünmüyor ama hor gördükleri ‘popüler tarih’ tartışmalarına girmek istemiyorlar.”
Tarihin tekerine ilk çomağı sokan tarihçi Anne Morali oldu. “Belçika, Flandre ve Wallonie Ülkeleri Tarihinin Büyük Mitosları” adlı kitabında bu resmî ve popüler tarihin yalanlarını sergiledi.
Derler ki şimdi benzer bir ders kitabı (1) çıkmış piyasaya. Öğrenci velileri ve öğretmenler hararetle tavsiye ediyorlarmış bu kitabı.
Bir iki alıntı:
- 1.Karl (Charlemagne) Liège’de dünyaya gelmemiştir. Okul kavramının yaratıcısı olduğu (belki) doğrudur ama büyük bir eğitimci filan değil kanlı bir katildir.
- Katoliklerin gözünde Haçlı Seferleri kahramanı olan
Godefroi de Bouillon (bizim tarin kitaplarının Godfruva dö Buyon’u-SD) Wallon bölgesinde Brabant’da değil, Fransa’da Boulogne’da doğmuştur. Kudüs tahtını reddetmesinin sebebi, Hz.İsa’nın dikenli tacına gösterdiği saygı değil, Papa yalakalığıdır: Krallığı Papa’ya armağan etmek istemiştir! (Yanda)
- 5.Karl (Şarklent), hani ‘İmparatorluğunun üstünde güneş batmayan’ kral, Engizisyon mahkemesinin kurucusudur.
- 2.Léopold (Belçika’nın Kanunî’si bir anlamda-SD) zamanında Afrika’da uygulanan koloniyal politika resmen bir soykırımdı, övünülecek değil utanılacak bir tarihti.
- Daha yakın zamanda, kimilerinin ‘azizlik mertebesine yükseltilsin’ dedikleri Belçika Kralı 1.Baudoin, kürtajın serbest bırakmak isteyen Parlemento’ya karşı çıkmıştı.
- Kardeşi 2.Albert’in evlilik dışı bir kızı vardı.
- Bugün eşcinsellere evlilik hakkı tanıdığı, ötanaziyi kabul ettiği (ve katilleri bağrına bastığı!-SD) için ‘özgürlükler ülkesi’ olmakla övünen Belçika’da kadınların seçme ve seçilme hakkı ancak 2.Dünya Savaşı’ndan sonra (o da Amerika ve muzaffer ülkelere yaranmak için-SD) 1949’da tanınmıştı. En güzeli de bu hakka karşı çıkanlar sosyalistlerle liberallerdi. Gerekçe: kadınlar cahildir, papazlar ne derse onu yaparlar!
Söz konusu tarih kitabının, Belçika ‘resmi ve popüler’ tarihi ile ‘hesaplaştığı’ böyle daha birçok konu başlığı var imiş.
Keşke biz de böyle bir ‘tarihi yalanlardan ve efsanelerden temizleme’ çalışması yapsak (ki bölük pörçük yapıyoruz ama bir yandan da ‘Şu Çılgın Türkler’ misali yeni popüler tarihler yazıyoruz...) ne kadar iyi ama kimbilir ne kadar da sancılı bir doğum olurdu!