Güncelleme Tarihi:
BİR gün önce, Hamburg’daki hamam sefasının verdiği rahatlıkla geçirdiğim güzel geceden sonra Köln’de harika bir sabaha uyanıyorum.
Dom Oteli’nin penceresini açtığımda karşımda Hıristiyan âleminin en etkileyici kiliselerinden biri duruyordu. Köln Katedrali bütün güzelliği ve azametiyle karşımda.
i-Pod’umda Mozart’ın “Laudate Dominum”unu dinliyordum. Geçenlerde Türkiye’de verdiğim bir mülakatta söylediğim sözleri hatırlıyorum.
“Bir gün öldüğümde cenaze törenimin güzel bir kilisede yapılmasını ve Mahler’in 5’inci senfonisinin çalınmasını arzu ederdim” demiştim.
Bazıları, “Bir Müslüman böyle bir şey söyler mi” demişti. Tesadüfe bakın, biraz sonra gideceğim Diyanet İşleri’ne ait merkezde, önüme 1980’li yıllarda buradaki Müslümanları, karşımdaki büyük katedralde namaz kılarken gösteren fotoğrafları koyacaklardı.
DİYANET KİTAPÇISINDA EN ÇOK SATAN KİTAP HANGİSİ OLABİLİR
Buradan çıkıp, inşaatı tamamlanmak üzere olan Köln Camisi’ne gideceğiz.
Camiye gitmeden önce Almanya’daki İslami dernekleri bir araya getiren DİTİP’nin (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) merkezine gidiyoruz.
Binanın giriş katında dini kitapların satıldığı bir kitapçı var. Kasanın başında çok cana yakın bir görevli oturuyor.
EN BÜYÜK CAMİYİ EN ÜNLÜ KİLİSE MİMARLARI YAPIYOR
Caminin ilginç bir hikâyesi var. Buradaki Türkler, 1980’li yıllarda ibadet etmek için, eski bir fabrika binasını satın almışlar. Şimdi oraya bir cami yaptırmak istiyorlar.
Ancak bu cami, çoğunluğu Katolik olan Köln’de büyük bir tartışma başlatmış. Caminin yapımına karşı çıkanlar, bir siyasi parti kurmuşlar. Yerel parlamentoya temsilci bile sokmuşlar.
Tepkiler üzerine Belediye Meclisi bir formül bulmuş. Caminin projesi için bir yarışma açılacak ve jürinin çoğunluğu Almanlardan oluşacak. Yarışmayı Prof. Gottfried ve Paul Böhm’ün projesi kazanmış. Bu şirket, üçüncü kuşak mimar bir ailenin üyelerince kurulmuş. En ilginç yanı ise Almanya’nın en tanınmış kilise
CAMİNİN YAPIMI İÇİN HARCANAN PARALAR NEREDEN BULUNDU
Caminin maketini ilk gördüğümde, bana çok soğuk ve estetik olmayan bir beton yığını gibi görünmüştü. Ancak inşaata gidince fikrim tamamen değişti. Prof. Gottfried ve Paul Böhm bence mimarlık fakültelerinde ders olarak okutulacak olağanüstü bir tasarım yapmışlar. Bu kadar modern bir görüntüye sahip olmasına rağmen, içine girince kendimi İstanbul’daki Sultanahmet Camisi’nin kubbesinin altında hissettim.
BİSİKLETLİ ALMAN ÖĞRETMEN, TÜRK OLDUĞUMU ÖĞRENİNCE NE YAPIYOR
Caminin karşısındaki parktan fotoğrafını çekerken, bisiklet üzerinde bir Alman yanımıza yaklaşıyor. Son günlerde, özellikle çevrecilerin ve spor meraklılarının çok rağbet ettiği türden bir bisiklet. Kılık kıyafetine bakınca, entelektüel bir kişi olduğu izlenimi veriyor. Öğretmenmiş. Daha biz ağzımızı açmadan fikrini söylüyor: “Çok güzel bir proje, ama neden buraya yapılıyor? Burası Türklerin yoğun oturduğu bir yer
ZAVALLI ADAM ASIL ŞOKU ÖTEKİLERE SORUNCA YAŞIYOR
Zavallı adam, asıl şoku biraz sonra yaşayacağını henüz bilmiyor. Lafı değiştirmek için yanımdaki iki Alman’a dönüp “Siz neredensiniz” deyip, “Bild
PROF. ALİ DERE KULAĞIMA ÇOK İLGİNÇ BİR BİLGİYİ FISILDIYOR
Avrupa’nın en modern ve büyük camisinin açılışı Türklerin göçünün 50’nci yılına yetişmedi. Gelecek yıl açılması bekleniyor. Camiyi yaptıran derneğin başkanı Prof. Ali Dere bana gazetecilik açısından çok heyecan verici bir şey söylüyor.
“Açılışı Türk Cumhurbaşkanı ile birlikte Alman Cumhurbaşkanı’nın yapmasını çok arzu ediyoruz” diyor.
Almanya Cumhurbaşkanı geçen yıl konuşmasında “Ben Müslümanların da Cumhurbaşkanıyım” demişti. Tasarımını Alman kilise mimarlarının yaptığı, parasını Türk Müslümanların temin ettiği bir cami, Köln Katedrali’nin o güzel inanç duygusuna, aynı güzellikte Müslüman dokunuşlar getirebilir.
YARIN: DUISBURG’UN GELİNLER SOKAĞINDA GÖRDÜKLERİM