Tarihi sinemadan seyredin

Güncelleme Tarihi:

Tarihi sinemadan seyredin
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2002 00:00

5. Uluslararası Sinema-Tarih Buluşması, 13-18 Aralık günleri arası İstanbul'da gerçekleştiriliyor.Bu yılın teması; bizi de, bölünen dünyayı da hayati derecede ilgilendiriyor:Dinlerarası Diyalog ve Aydınlanma.Sinema-Tarih Buluşması'nın açılış filmi; Costa-Gavras'ın Amen/Amin.Cannes 2002'nin de açılış filmiydi.Dinlerarası Diyalog bölümünde yer alan filmler benim en çok ilgimi çekenler arasında yer alıyor. Çünkü, bir dinin bütün yönleriyle doğru algılanışı, inanç dizgesindeki öznel ve nesnel yerini saptamak, diyalog için birinci koşul.Uluslararası gösteriler her zaman söylediğim gibi önemli bir işlevi üstlenir.Değişik ülke sinemalarının tarihe, tarihi kişiliklere, devrimlere, dinlere, tarih kavramına bakışını bir arada seyredebileceğiz. Yönetmenlerin de değişik yaklaşımlarını unutmayalım.Çeşitlilik, farklı yorumlar, değişik dünya görüşlerinin ürünü çalışmalar, çoğulcu anlayıştan, doğrulara daha sağlıklı yöntemle ulaşmamızı mümkün kılar.Ayrıca, aynı tarihi olaya, kişiye bakışın da, yıllar geçtikçe güncel olayların etkisiyle değiştiğini de sinema tarihinden örneklerle görebiliriz.Savaş sonrası, soykırım sonrası çekilen filmler, birbirine benzemeye başlar. Tarihin moda olduğu zamanlardır bunlar.Tarihi olayları, dönemleri, kişileri yazan romanlardan yapılan filmler, bizi her zaman kitaba dönmeye zorlar.Örnek mi?* * *İŞTAR Gözaydın-Savaşır'ın Bir Ulus ve Ulusal Kimlik Oluşturmak-Tarih Yaratma Aracı Olarak Sinema yazısında (Tarih ve Sinema Özel Dosyası, Tarih ve Toplum, Kasım 2002) Halide Edip Adıvar'ın ünlü romanı Vurun Kahpeye'nin üç yönetmen tarafından çekilen filmleri arasındaki yorum farkına değiniliyor.İnceleme, hem edebiyat-sinema ilişkisi, hem bir romanın, dolayısıyla bir tarihi dönemin, tipin, ayrı yönetmenlerce filme çekilmesi açısından bilgilendirici bir nitelik taşıyor.Vurun Kahpeye'yi üç yönetmen, Lütfi Ö.Akad (1949), Orhan Aksoy (1964), Halit Refiğ (1973) sinemaya uyarlamış.Akad'ın filminde, öteki/düşman bağlamında Türk-Yunan düşmanlığının altı çizilmemiş, Aksoy'un Türk-Yunan ilişkilerinin gerginleştiği 1964 yıllarında gerçekleştirdiği film epeyce bu düşmanlığa odaklanıyor, Halit Refiğ ise başka türlü yorumlamış.Bakın Halit Refiğ bu yorumu için ne demiş:‘‘Ve orada şunu yapmak istedim ki, milli mücadeleye karşı çıkan yobazların varlığı, irtica meselesi bir gerçektir. Ama bunların oluşturduğu tehdit bir toptan din ve İslam düşmanlığına dönüşmemelidir.’’Nilüfer Göle'ye göre de, ‘‘Refiğ bu tavrıyla Batı dışı modernitenin bir örneğidir.’’Şimdi gerçek Aliye kimdir? Hangi yönetmenin ‘‘Vurun Kahpeye’’si Halide Edip Adıvar'ın romanına daha sadıktır, hangisi o dönemi, tipleri romana daha uygun vermiştir.Bence bu soruların yanıtları önemlidir, bunu bulmak için de tek çözüm Vurun Kahpeye romanını okumaktır.* * *SİNEMA-TARİH Buluşması'ndan mutlaka birkaç film seçin, çünkü tarihe, tarihin yorumuna, sinema ve diğer disiplinlerin bağlantısına, farkına dair önemli görsel ipuçları edinebilirsiniz.Size tema'nın önemini bir kez daha anımsatmalıyım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!