Coşkun YAMAN/BALIKESİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 22, 2009 12:23
BALIKESİR’in Balya İlçesi'ne bağlı Akbaş Köyü'nün kadın muhtarı Gülay Dayıcan, köyündeki eski okul binasını restore ettirerek, bir tarihi ve kültürü yeniden canlandırıyor.
Yıllarca ABD’de çalıştıktan sonra Türkiye'ye dönerek doğum yeri Akbaş’a yerleşen ve 2004 seçimlerinde muhtar seçilen Dayıcan, 1929’da eğitime açılan, 62 yıl boyunca aralıksız olarak eğitim-öğretim veren ve 1991’de öğrenci yetersizliği nedeniyle kapatılarak, kaderine terk edilen okul binasının eski fotoğraflarını gördüğünde binayı orijinal haliyle yeniden köye kazandırmaya karar verdi. Yıllar içinde yapılan sıvalarla bambaşka bir görünüme bürünen okulun duvarlarını kazıyan, çatıyı yenileyen, mimarlarla görüşüp proje hazırlayan Dayıcan, projeyi bitirmek için yıllarca yaşadığı ABD’deki Türklerden bile yardım topladı. 350 metrekarelik bir alanı kapsayan binayı birkaç ay içinde içinde okul müzesi, köy müzesi, halk eğitim çalışmaları için atölye ve sosyal aktivite salonunun bulunacağı ‘Çok Amaçlı Köy Konağı’ olarak hizmete açmayı planlayan Dayıcan, Balıkesir’deki sivil toplum kuruluşları ile vatandaşları da bu cumhuriyet varlığına sahip çıkmaya çağırdı.
YERİ LATİFE HANIM BELİRLEMİŞ
Yıllarca ABD’de nöro-psikolog olarak çalıştığı için köylülerin ‘Amerikalı muhtar’ dediği Gülay Dayıcan, okulun ilginç tarihini şöyle anlattı:
“Gazi Mustafa Kemal ve eşi Latife Hanım, 6 Şubat 1923’te Kazım Özalp’in komutan olarak görev yaptığı 3. Fırka’yı teftişe giderken, köyümüzde mola vermiş. Köylüler Gazi ve eşini okul binasının olduğu yerdeki kır kahvesinde karşılamış ve bir de kurban kesip ikramda bulunmuş. Gazi Mustafa Kemal, köylülerle sohbet ederken, köylerde mektep açma fikrini ve bu mekteplerde yetişecek bireylerle köylünün nasıl kalkınacağı konusundaki fikirlerini de anlatmış. Eşi Latife Hanım da ‘Kemal mektep bu oturduğumuz yere yapılsın’ diyerek yerini işaret etmiş. Köyün ileri gelenlerinden merhum Ahmet Akbaş da Balya’da madende çalışan İstanbullu mimar mühendis Nuri Bey’e bir mektebin nasıl yapıldığını sorup, planını çizdirmiş. Okulun temeli 1923’de atılmış, inşaatı ise hiçbir yardım almadan Ahmet Ağa’nın önderliğinde köylünün gayretiyle tamamlanmış ve 1929 yılında Akbaş Köy Mektebi adıyla öğretime başlamış. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun 1928 yılında çıkmış olduğu ve harf devriminin de aynı yıl gerçekleşmiş olduğu dikkate alındığında okulumuz cumhuriyetin kuruluşundan sonra yaygın eğitimin önce köylerden başlatılması amacıyla açılan ilk köy okullarından biri oluyor. Bu okul sayesinde köylü eğitimin önemini kavradı ve bir çok insan yetişti.”
OKULDAN TARİH ÇIKTI
Restorasyon aşamasında birkaç mimar ile görüştüklerini belirten muhtar Dayıcan, bu okulun Horasan mimarisine uygun yapıldığını belirlediklerini ve bu mimariyi yeniden yaşama geçireceklerini söyledi. Dayıcan, “Okulda yaptıkları çalışmalar sırasında, duvarları kazıdıkça, çöpleri karıştırdıkça çok eskilere ait el yapımı öğrenci sıraları, öğretmen masaları, haritalar, defterler, öğretmenlerin fotoğrafları, okulun mührü gün yüzüne çıktı. Bunları binanın restorasyonu bitince oluşturacağımız müzede sergileyeceğiz” dedi.
ECZACIBAŞI DA DESTEK VERDİ
Projeye başlamadan önce maliyet için Bayındırlık Müdürlüğü’ne keşif yaptırdıklarını belirten Dayıcan, şunları söyledi:
“Onlar 82 bin TL’lik bir rakam çıkardı. Ancak bu parayı kendi olanaklarımızla bulmamız mümkün değildi. Özel İdare, Balya Köylere Hizmet Götürme Birliği’nin yanısıra Balıkesir Ticaret Odası’ndan, Rotary Kulübü’nden küçük yardımlar aldık. İç ve dış sıvaları komple söktürdük. Pencereler ve giriş kapısının kirişlerini kırdırdık. Çatıyı da bitirdikten sonra paramız da bitti. Balya’da maden işleten Eczacıbaşı şirketine başvurduk. Sanatsal, kültürel etkinliklere destek veren Eczacıbaşı bize de destek verdi, kendi mimarları ile binanın ortaya çıkmasını ve aslına uygun restore edilmesine katkı sağladı. İşin zahmetli bölümü bitti ama yapılacak çok iş var.”
ABD’DE PROJE İÇİN PARA TOPLADI
Binanın bir an önce restore edilmesi için ABD’de bile para topladığını açıklayan Dayıcan, bu ilginç olayı da şu sözlerle anlattı:
“İki ay önce sağlık kontrollerimi yaptırmak için Newyork’a gittim. Ancak kafamda hep okul projesi vardı. Orada da girişimlerim oldu. Büyükelçiyle, başkonsolosla görüştüm. Onlar beni yönlendirdiler. Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu toplantısında çıkıp bu projemizi anlattım. Toplantı bitiminde de yardım topladım. Sağ olsun herkes kendi bütçesine göre katkıda bulundu. Burslu olarak ABD’de okuyan bir Türk öğrenci gözyaşları içinde ‘Çok duygulandım, bu projeye sahip çıkmak gerek. Ama kusura bakmayın yanımda 20 dolar var’ diyerek harçlığını bize verdi. Yine ABD’de gittiğim Türk kuaföre de projeyi anlattım. O da ‘Abla ne kadar güzel iş yapıyorsun, benim de katkım olsun’ dedi ve çıkarıp 500 dolar verdi. Bu insanlar Türk ama Balıkesirle, ilimizle, köyümüzle bir ilgisi yok. Bir cumhuriyet ve kültür varlığının yaşatılması için bu bağışı yaptılar. Ama ben ilimizde yaşayan insanların da bu projeye sahip çıkmasını, projeyi bitirmemiz için katkıda bulunmasını istiyorum, bekliyorum.”