Güncelleme Tarihi:
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir Diyanet İşleri Başkanı'nın ziyaretine ev sahipliği yapan Erikli Baba Kültür Derneği ve Cemevi, ibadetleri farklı olmasına rağmen Bektaşi ve Alevileri aynı mekanda buluşturuyor.
Erikli Baba Kültür Derneği ve Cemevi Başkanı Metin Tarhan, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in, derneklerine yaptığı ziyaretin Alevilerin sorunları konusunda önemli bir adım olduğunu belirterek, “Ziyaret, Devlet Bakanlığı nezdinde Aleviler ve devletin ilişkileri açısından, çok önemli bir hafıza ve arşiv oluşturdu” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in, Zeytinburnu'nda bulunan Erikli Baba Kültür Derneği ve Cemevi ziyareti öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan, Erikli Baba Kültür Derneği ve Cemevi Başkanı Metin Tarhan, Alevilerin talepleri bulunduğunu ve bu taleplerden birinin de Cemevlerinin ibadethane olarak yasal statüye kavuşturulması olduğunu söyledi.
İbadethane kavramının gündeme gelmesinin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görev alanıyla örtüşüğünü belirten Tarhan, “Bu talebin karşılanması için de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görüşüne mutlaka ihtiyaç var. Dönem dönem siyasiler 'Biz kabul edeceğiz ama Diyanet buna cevabı vermiyor veya olumlu görüş bildirmiyor' şeklinde sözler söylenmiştir. Bu anlamda da Diyanet İşleri Başkanı bugün Cemevini ziyaret ediyor” dedi.
Tarhan, bu ziyaretin çok büyük önem arz ettiğini, ziyaret nedeniyle Cemevlerinin ibadethane olarak yasal statüye kavuşturulması anlamında Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in yapacağı açıklamaların önemli olduğunu vurguladı.
Tarhan, şunları kaydetti:
“Ziyaret talebi doğrudan Diyanet İşleri Başkanımızdan geldi. Talep çok nazik ve onurlandırıcı tarzda yapıldı. 'Sizi ziyaret etmek ve lokmanızı paylaşmak istiyoruz' ifadesi kullanıldı. Çünkü lokma önemli bir şey. Cem'e gelen halkımız yemekler yapıyorlar. Bu yemekler paylaşılıyor. Dede de buna dua veriyor. Manevi bir özellik arz ediyor. 'Bunu paylaşalım' demesi de bir inceliği gösteriyor. İkincisi de tarihte karalamacı anlayışlar var. 'Alevilerin yemeği yenilmez' gibi. Belki o yargıyı da kırmak anlamında düşünmüş olabilir.”
Tarhan, bir gazetecinin “Açılım sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz. Başbakan 2007 yılında buraya gelerek Cemevlerinin yasal statüye kavuşması konusunda toplumun 'Hazır olması lazım' demişti. Ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki soruya şöyle cevap verdi:
“Biz 2007'deki seçim öncesinde Sayın Başbakanla burada görüştük. Hiç kuşkusuz, o beyanı da olduğu gibi basına aksetti. Ondan sonra Alevi Çalıştayları başladı. Yaklaşık iki yıldır süren o süreçte doğrudan bulunmuş biriyim ben. Belki hayata somut olarak çok şey çabuk aksetmedi ama çalıştayların da bir özelliği var, onu görmek lazım. Ziyaret, Devlet Bakanlığı nezdinde Aleviler ve devletin ilişkileri açısından, çok önemli bir hafıza ve arşiv oluşturdu diye düşünüyorum. Bundan sonra atılacak adımların devlette hazır olan bir arşivi kullanarak, hayata geçirmek mümkün olabilir. Bu taleplerin hayata geçeceğini düşünüyorum.”
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın siyasi bir kimliğinin olmadığını belirten Tarhan, Alevi toplumunun taleplerinin aynı zamanda uluslararası talepleri de
içerdiğini söyledi.
Tarhan, “Amerikan Din Özgürlükleri Komisyonu tarafından dile getirilir ki bu komisyon doğrudan konsey tarafından seçiliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Parlamentosu kararlarına konu oluyor. Dolayısıyla dış bir tazyik var. Hem de içten doğal talepler var. Bunların tamamlanması çok önemli değil. Önemli olan bunları hayata geçirmektir. Bu nedenle ziyareti, nezaket ziyareti olarak değerlendiriyorum” diye konuştu.