Güncelleme Tarihi:
Trakya Bölgesi’nin tek amfi tiyatrosu olma özelliği taşıyan alan 1995 yılında keşfedildi. Örnek bir şekilde bölge için 2014 yılında kamulaştırma kararı çıktı. Bölgedeki evler, antik kentin tekrar ortaya çıkartılması ve arkeolojik kazılar yapılması için boşaltıldı.
Fakat binaların yıkımının başlaması çalışma alanı için felaket oldu. Üç gündür süren 21 parsellik alanda yıkım çalışmaları, Kırklareli Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce görevlendirilen arkeolog ve taşeron inşaat firması çalışanları tarafından Kato denen ağır iş makineleriyle yapılıyor.
ÇÖPE GİDEN BULUNTULAR
Yıkımlar sırasında sadece evler değil, altında sahne ve odaların olduğu var sayılan alan, tiyatronun üst kısmındaki Çömlektepe Höyüğü ve yeşillik alanlar da özensizce tıraşlanıyor. Tiyatronun iş makinelerinin neden olduğu sarsıntılarda zarar görmesinin yanı sıra, tarihi birçok seramik, taş ve kolon parçaları da çevreye dağılmış durumda. Bulunan büyük parçalar dışında, içinde tarihi birçok buluntu olması muhtemel hafriyat atıkları ise belediyenin enkaz çöplüğüne atılıyor.
Arkeologlar ve sivil toplum devam eden çalışmaya tepki gösteriyor. Vize İnsan, Doğa, Yaşam Derneği Başkanı Demir Aypar Erker, “Antik Tiyatro 1. derece arkeolojik sit alanında yer alıyor. Bu nedenle yıkımlar da kazılar gibi üniversite hocaları gözetiminde yapılmalı. Bilim insanlarının dahil olmadığı bir çalışma kabul edilemez. Büyük ve ağır iş makineleri tiyatroya zarar veriyor” dedi.
Vizeli arkeolog Kudret Karabat ise çalışmalarla ilgili şunları söyledi: “Binaların kesin ve ivedilikle tahliye edilmesi gerekiyordu. Ancak alanda haşin ve gaddar bir çalışma yapılıyor. Bir arkeolog sadece sütun gibi büyük parçalar üzerine çalışmaz. Buğday tanesi, ok ucu parçası ve kemik gibi küçük buluntular bizim için çok daha önemlidir. Çünkü bunlar alan geçmişi hakkında bize daha özel bilgiler verir. Bunları bulundurması muhtemel hafriyat atıklarının tek tek incelenmesi gerekir”.
Tiyatronun görünmeyen kısmına ve geleceğine ciddi zararlar verildiğini söyleyen arkeolog Karabat, “Tiyatronun toprak altındaki kısmına zarar vermemek için su basma seviyesinin altına inmemeleri gerekiyor ama evleri çok derinden yıkıyorlar. Tiyatronun çevresinde de iş makineleriyle dolaşmaları çok yanlış” dedi.
ENKAZ ÇÖPLÜĞÜNE ATIYORUZ
Müteahhit firmanın şantiye şefi Ömer Yörükoğlu ise bölgede Anıtlar Kurulu’nun verdiği kamulaştırma kararı ile işlerini yaptıklarını söyledi. “Bize istediğimiz araçlarla yıkım yapabileceğimiz söylendi. Biz de geldik yıkmaya başladık. Kocaman evleri yıkarken çevresini de yıkmamız normal. Odaların olduğu var sayılan alanın üzerinde bodrumu olan sağlam evler vardı, bu yüzden yıkarken zarar görmüş olabilir. Çevredeki birkaç ağacı da kesmek zorundaydık, hatta daha da keseceğiz” diyen Yörükoğlu, yıkımlarda çıkan hafriyat atıklarını ise büyük tarihi parçalar ayrıldıktan sonra belediyenin enkaz çöplüğüne attıklarını söyledi.
BAKANLIK: TOPRAĞA DEĞMEDİK
Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışma hakkında şu bilgiyi verdi: “Yıkım işlemleri söz konusu binaların temelindeki pabuç, demirli beton zemin, kiriş ve kolonları alınarak gerçekleştirilmiş olup ham toprağa herhangi bir müdahale yapılmamıştır.”