Güncelleme Tarihi:
Türkan Sabancı Görme Engelliler İlkokulu’nda açılan sergide öğrenciler eserlere dokundu ve ellerine alıp inceleme fırsatı buldu. Her eser için ayrı hazırlanan dinleme cihazlarıyla da o eserin tarihçesi ve diğer özellikleriyle ilgili bilgi aldı.
GEA gönüllülerinin “Tarihe Dokunuş” adını verdikleri sergi, tarih, arkeoloji ve semboloji uzmanlarının destekleriyle oluşturuldu. Gezici olarak Türkiye’nin dört bir yanındaki engellilere ulaştırılması planlanan sergi ilk olarak Türkan Sabancı Görme Engelliler İlkokulu’nda açıldı.
Fotoğraflarla eserler:
* Davud Heykeli:
Michelangelo Buonarroti tarafından 1501 yılında yapımına başlandı ve 1504 tarihinde tamamlandı. Davud’un Golyat’a saldırmaya karar verdiği anı simgelemektedir. Geniş çevrelerce, Michelangelo’nun (Pietà ile birlikte) en iyi iki heykelinden biri ve Rönesans heykel sanatının bir başyapıtı kabul edilmektedir. 5,17 metre yüksekliğindeki mermer heykel Floransa’nın bir sembolü niteliğindedir. Heykel ilk olarak Palazzo della Signoria’nın tam önündeki Piazza Signoria’ya yerleştirilmiş; başına gelebilecek her türlü zararı engellemek için, 1873’te Floransa’daki Akademi Galerisi’ne götürülmüştür. Burada sayısız ziyaretçisini hala etkilemekte olan eserin bir kopyası 1910’da Piazza Signoria’ya yerleştirilmiştir. 1991 yılında bir kişi heykele çekiçle saldırmış, durdurulmadan önce de sol ayak parmaklarına zarar vermiştir.
* Ares heykeli:
Yunan mitolojisinde Ares, Savaş Tanrısı’dır. Zeus ve Hera’nın oğlu ve Oniki Olimposludan biridir. Barış tanrıçası olan Athena’nın zıttıdır. Mitolojide Athena ile giriştiği mücadeleler ve sevgilisi Afrodit ile olan kaçamakları ile ünlüdür. Sparta kenti ve Trakya bölgesi tanrının başlıca kült merkezleridir. Anadolu’nun da birçok yerlerinde heykelleri bulunmaktadır.
* Dionysus: Bekilli’li şarap tanrısı. Şarabın sadece sarhoş ediciliğini değil, sosyal ve faydalı etkilerini de temsil eder. Medeniyetin destekçisi ve barış aşığıdır. On iki Olympos tanrısından biri olan Dionysos, Zeus ile Semele’nin oğludur. Doğuş efsanesine göre: Zeus Semele’ye aşık olur, ama karısı Hera onu kıskanır. Hera yaşlı bir kadın kılığına girer ve Semele’ye Zeus’un ona güçlerini göstermesini söylemesini söyler. Zeus gücünü gösterirken Semele yanar ve karnındaki yedi aylık bebeğini düşürür. Zeus bebeği kurtarır ve baldırında saklar. Daha sonra Tanrı Dionysos Zeus’un baldırından doğar. En güzel heykellerinden biri Londra’daki British Museum’dadır.
* Gılgamış: Mezopotamya’da yaşayıp hüküm sürdüğüne inanılan efsanevi Uruk kralı. Eski Çağ Mezopotamya edebiyatının en iyi bilinen eserlerinden Gılgamış Destanı’nın başkahramanıdır. Destanda Gılgamış’ın anne ve babası tanrıça Ninsun ve bir diğer efsanevi Uruk kralı Lugalbanda’dır. Dolayısıyla Gılgamış yarı tanrıdır ve insanüstü bir güce sahiptir. Gılgamış Destanı’ndan ölümsüzlüğü arar. Destanon sonunda, gerçek ölümsüzlüğün adının gelecek kuşaklar tarafından anılması olduğunu anlar.
* Herkül: Yunan mitolojisinde Herakles, Roma Mitolojisi’nde ise Herkül olarak tanınır. Zeus ile Miken kralının kızı Alkmene’nin oğludur. Herakles üstün bir eğitim görmüştür. En iyi yaptığı işler ok atmak, at sürmek ve güreşmektir. 18 yaşına geldiği zaman Kitharion ormanlarında yaşayan ünlü canavarı öldürmüştür. Kendisine ödül olarak Thebai kralının kızı Megara verilmiştir. Bu kızdan üç oğlu olmuştur. Hera işe karışarak Herakles’i çıldırtmış, Herakles de kendi karısını ve çocuklarını öldürmüştür. Suçlarından arınması için Miken kralının hizmetine girip, onun her istediğini yapması gerekmiştir. Kralın Herakles’e yaptırdığı 12 işe mitolojide Herakles’in 12 görevi veya işleri denir.Ayrıca çok güçlü bir karakter olarak da bilinir.
* Hitit Savaşçısı: Hitit devleti, gerek Anadolu içinde, gerek ülke dışında, sürekli savaş halinde bulunmuştur. Bu savaşların başarılı yürütülebilmesi için, insanların savaşçı nitelikler taşımasının yanı sıra iyi örgütlenmiş bir askeri yönetime gerek vardı. Hitit savunma siteminin en iyi örneği başkent Hattuşa’da görülür. Bütün kent, arazinin sağladığı olanaklardan yararlanmak suretiyle, surlarla çevrilidir. Kentin iç alanı da bir kent suru ile kuzeyde aşağı kent, güneyde ise yukarı kent olarak ikiye ayrılır. Bu surlar üzerinde orijinali Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesinde bulunan Hititli Savaşçı figürleri bulunmaktadır.
* İsis: Mısır milotojisinde bir çift boynuzun arasında güneş diski bulunan akbaba şeklinde bir şapka giymiş kadın olarak gösterilir. Çok seyrek olarak, bir çift koç boynuzu ya da Ma’at tüyü ile beraber Güney ve Kuzey çift tacını giyer. İsis bir tanrıça olarak değil ama kadın olarak ise sıradan saç biçimiyle gösterilir, ancak her zaman alnında bir yılan figürü bulunurdu.
* Osiris: Geb ve Nut’un oğlu yeraltı dünyasının hakimi, ölümsüz yaşam için diriliş tanrısı, kural koyucu, koruyucu; ölülerin yargıcı.
Tüm Mısır tarihi boyunca dualar ve büyüler Osiris’e yöneltilmişti, onu kutsayarak kendisinin kural koyduğu öbür dünyaya girmesi umulmuştu, özellikle Orta krallık döneminde popularitesi arttı. 18. sülale döneminde Mısır’da en çok tapılan tanrı olmuştu. Osiris’in popularitesi, Mısır tarihinin en son evrelerine kadar sürdü. Mısır müzesinde muhteşem bir heykeli bulunmaktadır.
* Platon: Diğer bir adıyla Eflatun... Antik klasik Yunan filozofu, matematikçi ve batı dünyasındaki ilk yükseköğretim kurumu olan Atina Akademisinin kurucusu. Bu akademi aynı zamandan günümüzdeki modern üniversite oluşumunun başlangıcı olarak da kabul edilir. Platon, akıl hocası Sokrates ve öğrencisi Aristoteles ile birlikte bilim ve Batı felsefesinin temellerini attı.
* Ptah: Antik Mısır’da evreni ve diğer her şeyi yarattığına inanılan tanrıdır. El sanatçılarının -özellikle heykelcilerin- koruyucusu sayılırdı. Yunanlıların demircileri ve zanaatçıları koruyan ateş tanrısı Hephaistos’la özdeşleştirilmiştir. Ptah, en başlarda Mısır’ın başkenti olan Memphis’in yerel tanrısıyken, şehrin öneminin artmasıyla kültü tüm Mısır’a yayılmıştır. İnsanlarla Tanrılar arasında aracı olduğuna inanılan Apis’in kutsal ahırı, Ptah’ın tapınağıdır. Mısır’ın en büyük tanrısı olarak bilinir.
* Sokrates: Antik Yunan filozofu, Yunan Felsefesi’nin kurucularından... Sokrates’in yaşamının en belirgin olaylarından biri MÖ 399 yılında hakkında açılan davadır. Platon’un Sokrates’in Savunması adlı eserinde anlattığı kadarıyla Sokrates, şehrin tanrılarına inanmamak onların yerine başka tanrılar koymak ve böylece gençliği zehirlemekle suçlanır. Sokrates bu suçlamalar sonucunda ölüme mahkûm edilir. Sokrates, yazılı bir kaynak bırakmamıştır. Yaşamı ve düşünceleri ile ilgili bilgiler Aristophanes gibi çağdaş yazarlar, Platon ve Ksenophon gibi ardıllarının yazdıkları ve Sokrates’in ölümünden on beş yıl sonra dünyaya gelen Aristoteles’in dolaylı anlatımlarıyla günümüze ulaşmıştır.
Atatürk: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk…