Güncelleme Tarihi:
Antalya Konyaaltı ilçesi Doyran Mahallesi sınırları içindeki bir özel mülkiyet üzerinde ‘korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı’ olarak tescilli tarihi Sinan Değirmeni, kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından yakılarak yok edildi. 1800’lü yıllarda yapılan ve Osmanlı dönemi izlerini taşıyan tarihi değirmen ve değirmene ait tahıl ambarlarının bulunduğu alanda detaylı inceleme başlatan Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, olayla ilgili Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
BÖLGEDE ÖNLEM ALINMALI
Ana yapısı sedir ağacından yapılan, yapım esnasında çivi kullanılmayan değirmen ve ambarların kültür açısından büyük önem taşıdığını kaydeden uzmanlar, yangın sonrası değirmenin büyük bölümünün yok olduğunu ancak esaslı onarımla bazı bölümlerin restore edilebileceğini raporladı. Raporda, tescilli varlığın ve bağlı bulunduğu ambarların çevresinde yeni bir yangına karşı önlem alınması gerektiği vurgulandı. Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi’nin raporunda ise yangının çıkış nedeni ‘şüpheli’ olarak kayıtlara geçti.
OLAYDA KASIT VAR
Tarihi değirmenin yok edilmesiyle ilgili süreç hakkında Hürriyet’e konuşan Antalya Valiliği Kültür Varlıkları Birim Müdürü Cemil Karabayram, “Bu yapı Osmanlı döneminde bugüne gelen önemli yapılardan biriydi. Yapı şahıs mülkiyeti üzerinde. Biz bu yapının korunması ve bundan sonraki nesle taşınması için özel bir proje başlatmıştık. Proje çalışması tamamlandıktan hemen sonra burada yangın çıkmış. Resmi raporlarda da kasıt olduğu ifade ediliyor” dedi.
TESCİL KALKSIN DİYE YAKIYORLAR
- Yapının üzerinde bulunduğu toprağın da tescilli olduğunu hatırlatan Karabayram, şöyle devam etti: “Maalesef bazı kişilerin tescili kaldırmak için bu tür eylemleri gerçekleştirdiğini biliyoruz. Şu unutulmamalı; yapıyı yaksalar da tescil kalkmaz. Çünkü biz yapının bulunduğu toprağı da tescilliyoruz. Ahşap camilerimizin UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girdiği bir dönemde taşıyla, ahşabıyla benzersiz olan bir yapının yakılması gerçekten çok üzücü. Bugün o yapıda kullanılan yaşta sedir ağacı bulmak bile neredeyse imkânsız.”