Tarihçilerden Veda filmine eleştiri

Güncelleme Tarihi:

Tarihçilerden Veda filmine eleştiri
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2010 00:00

Can Dündar’ın ‘Mustafa’sı kendi çapında bir kıyamete yol açmıştı. Hatta filmden yola çıkılarak, Can Dündar’ın ‘Atatürk’ü küçük düşürdüğü’ bile söylendi. Şimdi ise gündemde Zülfü Livaneli’nin yazıp yönettiği ‘Veda’ filmi var. Gerek sinema eleştirmenleri, gerekse tarihçiler ‘Veda’ filmini de tartışmaya başladılar. NTV Tarih Dergisi’nden Ahmet Kuyaş, Necdet Sakaoğlu ve Derya Tulga ‘Veda’ filmine gitti ve filmdeki hataları derginin mart sayısında yazdı.

Sefa KAPLAN
NTV Tarih’te Ahmet Kuyaş, Necdet Sakaoğlu ve Derya Tulga’nın filmde tespit ettikleri maddi hatalar, ‘Tarihi gerçeklere Veda’ başlığıyla yayımlandı. Yazıya göre, dindar bir kadın olan Zübeyde Hanım’ın sokaklarda başı açık dolaşması mümkün değil. Benzer bir şey Fikriye Hanım’ın örtüsü için de söz konusu ediliyor ve şöyle deniliyor: “Mustafa Kemal’in, bekâr arkadaşlarıyla birlikte evde yiyeceği yemekte Fikriye Hanım’dan örtüsünü çıkarmasını istemesi ve sonra rakı sofrasına davet edip karşılıklı rakı içmeleri, senaristin özgürlüğüne bağlanabilir; ama o devirde böyle bir olay mümkün görünmüyor.”
Fikriye Hanım sahneleriyle ilgili bir diğer eleştiri ise 1923’te Almanya yolculuğuna çıkarken bindiği arabanın plakasının Latin harfleriyle yazılı olması. Bilindiği gibi, Latin harfleri 1928’de kabul edilmişti.

Süngü takıp savaşmadı

Tarihçilere göre, Mustafa Kemal’in idama mahkûm edilmesine ilişkin sahneler de gerçeğe aykırı. Çünkü Mustafa Kemal ile birlikte beş kişi idama mahkûm edilmesine rağmen, filmde bu karar sadece Mustafa Kemal için alınmış gibi gösteriliyor. Mustafa Kemal’in istifası sonrasında kendisini ziyaret eden Kâzım Karabekir’den ise ‘Kafkas Kolordusu Komutanı’ olarak söz ediliyor. Halbuki o sırada Kâzım Karabekir, 15. Kolordu Komutanı’dır.
Üç tarihçiye göre, en vahim hatalar Conkbayırı sahnelerinde yapılmış. Hele Mustafa Kemal’in süngü hücumuna en önde katılması ya da silahını çekip düşman askerini vurması mümkün değil.
Sebebi mi? Dergiden aktarıyoruz: “Grup komutanı Mustafa Kemal 10 Ağustos 1915 sabahı gerçekleşen taarruzda, Conkbayırı’nın hemen doğusunda, Boyun noktasının Kördere tarafındaki korunaklı siperdeydi. Kendisi, Arıburnu Raporu’nda belirttiği gibi, saldırının işaretini vermiştir. Koskoca Anafartalar Grup Komutanı’nın, baskın tarzında gerçekleşen bu saldırıda en öne konması da ayıp. Ayrıca meşhur “şarapnel hadisesi” de, kendisi aynı siperdeyken meydana gelmiştir. Mustafa Kemal’in göğsüne isabet eden parça saatine gelmiş ve kendisini korumuştur. Bu saat, olayı dramatize etmek isteyenlerce daha sonra sol tarafa, kalbinin üzerine alınmıştır.”

Livaneli’den hem özür hem teşekkür

Zülfü Livaneli, tarihçilerin yarım asrı kapsayan bir filmde bu kadar az hata bulmalarına çok sevindiğini belirterek teşekkür etti ve eleştirileri şöyle cevaplandırdı:
“Evet Zübeyde Hanıma, Zübeyde Molla denildiğini, son derece mutaassıp bir hanım olduğunu, sokağa başı açık çıkmadığını biz de biliyoruz. Ama evin içinde başı açık gezdiğini, sarı lepiska saçlı çok güzel bir hanım olduğunu da biliyoruz. Filmde Zübeyde Hanım evde başı açık, dışarıda ise kapalı gösterilmiştir. Falakanın öyle uygulanmadığını, iki kişinin yardım ettiğini elbette biliyorum ama sinema olarak perdenin arkasından göstermeyi tercih ettim.
Samsun-Erzurum yolu üstündeki köylü de yine sembolik olarak, Anadolu halkının savaş yorgunluğunu vurgulamak için konmuştur. Diyaloğun doğrusu ‘Düşman yakında tarlana kadar gelecek’ olmalıydı. Özür dilerim. Fikriye’nin örtüsünün çıkması meselesi de tamamen semboliktir. Sonunda Kemal Paşa kadınları başlarını açmaya teşvik etmedi mi, etti. Bu durumun sinemasal anlatımının böyle olmasını tercih ettik. Otomobilde Latin harfli plaka olmaması gerekirdi herhalde. Sanat grubumuz da bu konuya bir açıklık getiremedi. Özür dileriz. Kolorduya Kafkas Kolordusu da dendiğini birçok kaynaktan okudum. Gerekirse bunları bulup gönderirim.”

Günay’ın kültür merkezi inadı

DİYARBAKIR’da bu yıl açılması planlanan Diyarbakır Kültür Merkezi’nde önceki gün incelemelerde bulunan ve yapılan salonları küçük olduğu için beğenmeyen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Güney, eski projelere göre yapılan kültür merkezlerini eleştirdi. Günay, kültür merkezlerinde gördüğü yanlışlıkları anlatırken, Kırşehir’in Kaman İlçesi’nde yaptırılan merkezi örnek gösterdi. Günay, “Mesela Kaman’da yapmışlar bir tane. Oturduğun yerden sahneyi göremiyorsun. Eğilimli yapmışlar. Sahneyi görmek için ayağı kalkıp dikilmen gerekiyor. Belki bir yıldır gidip açmıyorum. Bitti diyorlar, çağırıyorlar, gitmiyorum. Resmi açılışını yapmıyorum. İnşaat kalitesi dökülüyor” dedi. ? Ferit ASLAN- Bayram BULUT / DHA

Ressam Çelen’in 45 yılı

BEYOĞLU Belediyesi Sanat Galerisi, Dünya Kadınlar Haftası etkinlikleri kapsamında, yaşadığı tüm zorluklara rağmen 45 yılını sanata adamış bir sanatçıyı, Aydan Çelen’i konuk ediyor. 2 Mart / 13 Mart tarihleri arası açık kalacak olan sergide Çelen’in 45 yıllık sanat yaşamından farklı dönemleri içeren 45 eser yer alacak. Sanatçı “Otodidakt bir sanatçıyım. Hayatı sevmek ve üretken olabilmek, yaşamakta olduğum hastalıkla mücadele etmemdeki en güçlü silahlarımdır” diyor. Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi 0212 249 26 10
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!