Güncelleme Tarihi:
İstanbul’a tarihi ve kültürel zenginliğiyle rakip olabilecek bir şehir varsa o da Bursa olur ancak. Camileri, türbeleri, çeşmeleri, medreseleri ile adeta bir açık hava müzesi... Türk tarihinde kıdemi İstanbul’dan 130 yıl ileride ne de olsa... Bursa modern zamanlarda bile eski kimliğini muhafaza etmeye gayret ediyor. Uludağ’ın eteklerinden bugün ovaya yayılmış hali eski günlerine çok benzemese de ruhunu ve özünü kaybetmemiş. Yine yeşil, yine serin. Eskinin Hüdavendigar’ı bugün artık dev bir metropol... Tarım ve dokuma sektöründe söz sahibi. Her yıl milyarlarca dolarlık ihracat yapılıyor. Türkiye’nin otomotiv sektörünün de merkezi. Büyükşehir Belediye Başkanı Aktaş ile Bursa’yı konuştuk.
Bursa yeşiliyle meşhur. Bu kimliği korumak için ne yapılıyor?
Bursa tarihte de hep yeşil anılır. Ama maalesef özellikle 1980’lerden sonra bu biraz değişti. Göçler ve kaçak yapılaşmaya maruz kaldı. Grileşti. Yeşil kimliğimizi koruyamadığımız üzücü bir gerçek. Ancak bu tabloyu tersine çevirmeye kararlıyız. Büyükşehir Belediyesi olarak çok önemli yeşil alan projelerini hayata geçiriyoruz. Eski stadyum alanında 40 bin metrekarelik Millet Bahçesi açmıştık. Bunun yanı sıra 225 bin metrekarelik Vakıf Kent Parkı açılışa hazır. 500 bin metrekarelik Ürünlü Millet Bahçesi; 86 bin metrekarelik Çeltik Tematik Parkı, 200 bin metrekarelik Gökdere Kent Parkı ve 93 bin metrekarelik Demirtaş Barajı Kent Parkı... Böylece 1.5 milyon metrekare yeşil alanı Bursa’ya kazandırmış olacağız.
‘BİRER BİRER YIKIYORUZ’
Özel bir koruma-geliştirme projeniz var mı?
‘Payitaht Bursa’da tarih ile yeşil gün yüzüne çıkıyor’ diye bir motto geliştirdik. Eğer yıkıp yeşil alan yapıyorsak ‘Payitaht Bursa’da yeşil tekrar gün yüzüne çıkıyor diyoruz. Eğer tarihi bir eseri aslına döndürüyorsak ‘Payitahtta tarih gün yüzüne çıkıyor’ diyoruz. Hanlar Bölgesi diye bir yerimiz var. 480 dönümlük bir alan. 13 han, bedesten çarşı, içinde camiler, dinlenme alanları, alışveriş yerleri ve etrafı yapılarla örülü... Yıllarca belediye başkanlarımız tarihi eserlerin etrafını bu yapılardan temizlemeye niyetlendi ama bazıları gündeme bile getiremedi çünkü çok maliyetli bir iş. Sayın Cumhurbaşkanımıza konuyu açtım, şimdi birer birer yıkıyoruz. 200 milyonluk yıkımla ilgili proje var. Yeniden düzenlenmesiyle ilgili uluslararası bir yarışma başlattık.
Tarihi bir kentsel dönüşüm?
Bu da bir dönüşüm ama konut ile alakalı dönüşümden çok ‘tematik’ bir dönüşüm. Kentin tarihi kimliğini öne çıkarmak adına bu yıkımları yapıyoruz. Bu dönüşüm Bursa’nın kesinlikle önünü açacak. Bursa’yı sadece yaparak değil yıkarak da geliştireceğiz. Bursa’yı aslına döndürmeye azmettik.
‘BURSALILAR İSTİYOR Kİ...’
Şehir tasavvuru araştırmanızda ne çıktı? Bursalılar ne istiyor?
Bursalılar yeşilin muhafazasını istiyor. Bursa huzurlu bir şehir. Hızlı büyümeden kaynaklı sorunlara karşı huzurlarının korunmasını istiyor. Katma değeri yüksek sanayi istiyorlar, fason üretimle büyümekten ziyade. Temiz havadan bahsediyor Bursalılar, sosyal hayatı güçlü bir şehirden bahsediyorlar. Bursa’nın şehir tasavvurunda bunlar var.
ULUDAĞ’A YAZIN DA TURİST AKACAK
Kar yağınca akla Uludağ gelir. Doğal olarak bursa da kış turizminin cazibe merkezidir. Ancak Başkan Alinur Aktaş, bunu değiştirmeye kararlı. “Yazın Uludağ’da otelleri kapatanlar var. Yıllardır orada bir ahenk yoktu. Yetki karmaşası vardı. Şimdi ‘Alan Başkanlığı’ kuruldu. Bu yapı altında yol ve diğer altyapı çalışmaları yapılıyor. Uludağ sadece kışın değil 12 ay hizmet veren bir bölge olacak” diyor.
AHUDUDU VE YABAN MERSİNİ: ‘SİLAH SANAYİ GİBİ İKİLİ’
Bursa'nın iddialı olduğu iki yeni ürünü var. Ahududu ve yaban mersini... Başkan Aktaş’ın verdiği bilgiye göre ahududu üretimi Türkiye’de toplam 6 bin ton. Yüzde 95’i Bursa’da. Her yıl 30 bin ton da ithal ediliyor. Yaban mersini ise 4 bin ton üretiliyor. Yüzde 30’u Bursa’da... Her iki ürünün de üretimi artıyor. Pazar sorunu ise yok. Başkan Aktaş bunları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anlattığında ‘Silah sanayii gibi olmuş bu’ cevabını almış...
TURİZMDE NOKTA HEDEF GÜNEY KORE
Başkan Aktaş’ın 2024 hedefi kente 5 milyon turist getirmek. Bunun için de gözünü tarih ve doğa meraklısı Güney Korelilere dikmiş. Rakamı tutturmak için ise basit bir hesabı var...
Bursa sadece tarihi değil, sanayisi ve turizmiyle de Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri. İşte bu iki gelir kalemini daha da geliştirmek Başkan Alinur Aktaş’ın da en önemli hedeflerinin başında geliyor. Şu anki durumu ve gelecek için planlarını şöyle anlatıyor:
Bursa’nın tekstil ürünleri de çok meşhur. Güçlü bir altyapı var. İhracat ne durumda?
Tekstil otomotivden sonra Bursa’nın ikinci en büyük ihracat kalemi. Kentin can damarlarından biri. Sadece Bursa için değil Türkiye ekonomisi için de çok kıymetli döviz girdisi sağlıyor. Bundan gurur duyuyoruz tabii. Geçtiğimiz yıl Bursa’dan 1 milyar 194 milyon dolarlık tekstil ihracatı yapılmış. 685 milyon dolarlık da konfeksiyon ürünü ihracatı olmuş. Resmi rakamlar bunlar. İki sektörü birden ele aldığımızda 1.8 milyar dolarlık bir ihracat var.
Pandemi süreci nasıl geçiyor? Şehrin turizmi nasıl etkilendi bu süreçten?
Pandemi, bütün dünyada turizmi olumsuz etkiledi. Haliyle biz de etkilendik. Pandemi öncesi 2018-2019’da turizm konusunda birçok çalışma yapmıştık. Dünyanın her yerinde Bursa’nın tanıtımını yaptık. Birçok ülkede turizm profesyonelleri ile ortak çalıştık. Geçen yıl 1 milyon 800 bin turist geldi. Bu sene rakamlar alt üst. Hedef 2024’te 5 milyon turist. Çok rahat erişiriz.
Hedefte hangi ülkeler var?
Gerek acentelerimiz gerek otellerimiz Güney Kore, Almanya, Dubai, Hollanda, Bulgaristan, Japonya, Umman, Bahreyn, Katar gibi birçok ülkede acentelerle anlaşmalar yaptı, rezervasyonlar aldı. Güney Kore’nin 51 milyon nüfusu var. 35 milyonu her sene en az bir hafta tatil yapıyor. Turizm potansiyeli Japonya’dan daha fazla. Deniz, dağ meraklısı değiller. Tarih ve kültür peşindeler. Tam olarak bizde olan yani. Orada bir ajans ile anlaştık, Bursa’nın tanıtımını yapıyoruz.
BAŞKANLA 3 SORU 3 CEVAP
1) DEPREME HAZIR MISINIZ?
Deprem ve kentsel dönüşümü aynı kapsamda ele almak lazım. Bursa’da 1999 öncesinden kalan sorunlu binalar var. Tespitimize göre 100 bin civarında. Bunun 20 biniyle alakalı çalışmaların bir kısmı başlamış, bir kısmı başlamak üzere. Yeni yapılaşmada yüksek binalar da olacak ama esasımız yatay mimari olacak.
2) İSTANBUL’A YAKINLIK AVANTAJ MI DEZAVANTAJ MI?
Bursa bunu çok tartışıyor. Bana göre kesinlikle büyük bir avantaj. Şehrin stresinden uzaklaşmak isteyen İstanbullular, rahat nefes alabilecekleri ortamlar arıyor. Osmangazi Köprüsü’nün de yapılmasıyla İstanbul-Bursa arası 1 saate kadar indi. Bursa İstanbulluların dinlenmek için tercih edebileceği önemli bir konuma geldi.
3) SU ŞEHRİ UNVANI SÜRÜYOR MU?
Suyun çeşmelerden içildiği nadir şehirlerden biriyiz. Uludağ’ın kaynak sularıyla beslenen barajlarımız sayesinde içme suyu için bugüne kadar pek bir sorun yaşamadık. 2019 sonbaharında yağışlar yüzde 47 azaldı. Bursa’nın bugün sağlıkla tükettiği ve yarın da ihtiyaç duyacağı suyu etkin bir şekilde yönetmek için canla başla çalışıyoruz.
NE YENİR?
ANJELİK’TEN KİRDE’YE BURSA MUTFAĞI
Bursa bütün sahip olduklarının yanında gastronomi alanında da iddialı. Bu yıl için büyük bir gastronomi festivali planlanmış ama pandemi yüzünden ertelenmiş. ‘Osmanlı mutfağı burada kuruldu’ diyor Alinur Aktaş. Rumeli ve Kafkas göçleri Bursa mutfağını da zenginleştirmiş. Başta İskender Kebap var tabii. Ama Bursalılar ona ‘Bursa Kebabı’ diyor. Cantık bir çeşit lahmacun... Rumeli esintisi, çeşit çeşit köftelerle gösteriyor kendini. Eskiden Kirde Kebabı çok meşhurmuş ama artık sadece bilenler biliyor. Kestane şekerini söylemeye gerek yok. Kemalpaşa Bursa’yla müsemma zaten. Bir de süt helvası var ki enfesi küçük esnaf lokantalarında olur. Anjelik reçeli ve Mihaliç peyniri ise mutfağın diğer çeşnileri...
BURALARI GEZİN
ÂŞIKLAR KAHVESİ
Pek bilinmez ama Bursa’da da aşık kültürü var. Bunda muhakkak Erzurum’dan gelen göçlerin etkisi var. Tarihi çarşılardan birinin içindeki Âşıklar Kahvesi, pandemi sürecinde tenhalaşsa da aşıkların yanık sesiyle çok kereler dolup boşalmış. Bugünler de biraz sessiz ama o içli türkülerin, ateşli atışmaların tekrar canlanacağı günleri sabırla bekliyor...
ÜNLÜLER
HANDE SORAL: ‘MASAL DİYARI’
“İnegöl doğumluyum. Çocukluğumda annem ve babaanem ile Bursa’nın o eski çarşılarına alışverişe giderdik. O han senin bu arasta benim dolaşırdık. En son da soluklanıp dinlenmek için Ulu Cami’nin avlusunda otururduk. O eski çarşılar çocuk halimle bana büyülü bir masal diyarı gibi gelirdi.
ERDAL ÖZYAĞCILAR: ‘HOŞGÖRÜ ŞEHRİ’
‘Çocukluğumun geçtiği Bursa’yı farklı dinler ve kültürlerin bir arada barış içinde yaşadığı renkli bir atmosfer olarak hatırlıyorum. Dini ve tarihi havası güçlüdür. Ama Bursa insanı bağnaz değildir. O hoşgörü ortamı benim karakterime ve sanat anlayışıma da yansımıştır.
FERİT ODMAN: ‘KİMLİĞİMİ VEREN ŞEHİR’
“Bursa nevişahsınamünhasır bir şehir. Bir saat için de hem kayak yapabilir hem denize girebilirsiniz. Tarihi ve kültürel zenginliği ise özel bir değer. Ben caz müzisyeniyim ama Bursa bir beste olsaydı klasik müzik veya geleneksel Türk müziğinden bir beste olurdu.”
ERKAN CAN: ‘HER ŞEYİM BURSA...’
“Hayatım, her şeyim Bursa benim. Çocukluk arkadaşlarım, gençlik arkadaşlarım hep orada. Bursa Hacivat-Karagöz’ün de vatanı. Bugün Bursa çok büyüdü. Mimarisiyle meşhur Bursa’nın o kimliği çok yıprandı. Bu benim için bir yaradır. İnşallah bundan sonra dikkat edilir.”