Tarih Tarlabaşı’nda imeceyle canlandı

Güncelleme Tarihi:

Tarih Tarlabaşı’nda imeceyle canlandı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2000 00:00

Haberin Devamı

Türkiye'nin ilk ulusal arkeoloji enstitüsü önümüzdeki ay Tarlabaşı'nda açılıyor. Bina özel kuruluşlar ve üniversite öğrencilerinin imecesiyle hazırlandı.

TÜRKİYE’DEKİ ulusal arkeoloji enstitüsü eksikliğini gidermek amacıyla 1991'de kurulan Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü zengin içerikli dia arşivi ve kütüphanesini İstanbullular'ın hizmetine sunmaya hazırlanıyor. Tarlabaşı'nda kiralanan ve restorasyonu tamamlanmak üzere olan binanın açılmasıyla kurumun çalışmaları da hız kazanacak.

Bina Milli Emlak’ın

Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü için 1998 Tarlabaşı'nda Milli Emlak Müdürlüğü'nden kiralanan dört katlı binadaki tüm restorasyon çalışmaları bugüne kadar gönüllülerin bağışlarıyla sürdürüldü.

Enstitü Başkanı Prof. Dr. Ali Dinçol, ‘‘1993'te kuruluş aşamasını tamamlayan enstitümüzün en büyük eksiği, etkinliklerin gerçekleştirileceği bir binasının olmamasıydı. Devraldığımızda harap olan binadaki restorasyon faaliyetlerine, 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun projeye onay vermesiyle başladık ancak kaynak konusunda büyük sıkıntılar çektik’’ diyor.

Kapı ve pencere Borusan, restorasyon Pekerler'den

Bina restorasyonu süresince devletten destek görmeyen enstitüye Borusan'ın katkılarıyla kapı, pencere takılıp gerekli kereste Burdur'dan Gölmak adlı bir kurum tarafından sağlandı. Restorasyon ise, Pekerler firması tarafından gerçekleştirildi. Boyalar, izolasyon malzemeleri, sandalye ve masalar, kısacası binada kullanılan her şey bir gönüllüler ordusunca sağlandı.

Gelecek ay açılması planlanan enstitü, üç bini aşkın kitabın yer alacağı bir kütüphaneye, arkeolojik kazılarla ilgili dokümanların bulunacağı bir dia merkezine, bilimsel etkinliklerin gerçekleştirilebileceği toplantı salonlarına ve şehir dışından gelecek bilimadamlarının konaklayabileceği bir misafirhaneye sahip.

Yetki verin çalışalım

Şu anda dernek çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü, kazıları koordine etmek, gerekli finansmanı bularak projeleri desteklemek, genç araştırmacıları yetiştirmek gibi tüzüklerinde de yer alan amaçları gerçekleştirmek için birtakım yetkilerle donatılmak istiyor. ‘‘Kültür Bakanlığı ve ilgili kurumlarla daha yakın işbirliğine giderek bazı yetkiler almak, Türkiye'deki arkeolojik mirasın çıkarılması ve gelecek kuşaklara tam ve eksiksiz aktarılabilmesi için çalışma yapmak istiyoruz’’ diyen Prof. Dr. Dinçol, ‘‘Türkiye'de arkeolojik çalışma yapanların yüzde sekseni üyemiz zaten. Dolayısıyla şu anda bireysel olarak bu işin içindeyiz. Ancak dernek veya enstitü olarak kazı ya da araştırma yapabilmemiz için gereken yetkiye sahip olmamız lazım’’ diyor.

Prof. Dr. Ali Dinçol, enstitünün başkanlığında Anadolu'da kültürel devamlılık, süreklilik ve kesintileri izleyecek bir komitenin kurulduğunu ve bu kurulun belli dönemlerde belli konuları konuşmak ve tartışmak için toplantılar yapacağını kaydediyor. İlk toplantının 2001 yılında gerçekleştirileceğini söyleyen Dinçol, öncelikle ‘tarihsel geçiş dönemleri’nin inceleneceğini vurguluyor.

Enstitü fikri nasıl doğdu?

BATILI ülkelerde arkeoloji enstitülerinin yüz yılı aşkın bir geçmişi var. Ancak ülkemizde bu işi şimdiye kadar yabancı arkeoloji ile Vakıflar Genel Müdürlüğü üstleniyordu. Ulusal arkeoloji enstitüsü kurma fikri ilk kez İÜ Edebiyat Fakültesi'nde düzenlenen ‘Türkiye'de Eskiçağ Bilimlerinin Dünü, Bugünü ve Geleceği’ başlıklı sempozyumda ortaya atıldı ve 1991'de Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü kuruldu. Bugüne kadar 12 kitap yayımladı ve içlerinde Habitat II'deki ‘Çağlar Boyunca Anadolu'da Yerleşim ve Konut Sempozyumu’ ve son olarak Kasım 1999'da uluslararası katılımla ve Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü'nün desteğiyle Kilikya Arkeolojisi üzerine konferanslar düzenlendi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!