OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 27, 2001 00:00
Türk okuru son yıllarda esin kaynağını tarihten alan romanlara büyük ilgi gösteriyor. Safiye Sultan serisi ile büyük bir çıkış yapan tarihi roman akımı Ahmet Altan'ın İsyan Günleri'nde Aşk adlı romanı ile doruk noktasına ulaştı. Yayıncılar bu tür romanların ilgi görmesini içinde tarihin yanısıra entrika,aşk gibi konular olmasına da bağlıyor. Benim Adım Kırmızı ve Safiye Sultan adlı kitaplarla yıldızı parlayan tarih romanlarına ilgi, İsyan Günlerinde Aşk ile devam ediyor.  Tarihi roman ve araştırmalara yayın programında ağırlık veren Doğan Kitapçılık'ın Editörü Tankut Gökçe, okullarda öğretilen resmi tarihin, akıldaki soru işaretlerine cevap veremediğini savundu.  Kendilerinin de prensip olarak ''soft'' tarihi romanları değil, ciddi tarihi araştırmaya dayanan ''Kavalalı Mehmetali Paşa'', ''Konstantinopolis Nasıl Düştü?'', ''Romanovlar'' gibi kitapları yayınladıklarını belirten Gökçe, bu kitapların gayet iyi satıldığını belirterek, şunları söyledi:  ''Tarihe alaka duyanlar, hiç sıkılmadan tarihi nasıl öğrenecek? Bu insanlar tarihi romanlara başvuruyor. Bir talep vardı, biz de bunu karşılamaya çalıştık. Bu yabancı yazarlarla başladı, bizim yazarlarımız da gördüler iş yaptığını ve yerli sultanlarımıza döndüler''       TARİHÇİ AYRI, ROMANCI AYRI        Tarih Vakfı Genel Sekreteri Orhan Silier de, tarihi romanlara ilginin artmasını olumlu bulduğunu söyledi. Orhan Silier, şunları söyledi:  ''Bugünün bazı ilgilerinin geçmişteki kimi olaylarda aranması temelli edebiyat ürünleri, toplumun tarihle daha yakın ilişki kurmasının kanallarından biri. Tıpkı tarihi
filmler gibi. Elbette bunlar ilim olarak tarihle ne kadar yakından baÄŸlantı kurarsa, ne kadar çok veriyi bilim olan tarih alanından alır, kullanırsa, gerçekliÄŸin bilgisiyle çatışmayan biçimde kurarsa, tarih bilincine o kadar katkıda bulunur.  Bizim tarih yazıcılığımızda çoÄŸu zaman ÅŸovenist, ÅŸu ya da bu grubu övücü-yerici ve belgelerin bütünsel bir analizine dayanmayan ürünler verme hayli yaygın bir uygulama. Bu alanda sorunun en önemli köklerinden biri tarihçilerin edebiyatçılık yapmaya özeniyor olması. Öte yandan, edebiyatçı da bir dünya yurttaşı olarak insanlar arasında anlayışı, barışı geliÅŸtirecek ürünler katıyorsa aslında ülkenin kültürortamı bakımından çok önemli bir hizmet görüyordur.''        İYÄ° REKLAMLA NEYÄ° SATARSAN SAT!        Türkiye Yazarlar Sendikası Genel BaÅŸkan Yardımcısı Aydın HatipoÄŸlu ise tarih romanlarına ''gerçek okuyucu'' olmayan okuyucuların ilgi duyduÄŸunu öne sürerek, şöyle devam etti:   ''Tarih biraz fantastik bir ÅŸey, hele harem gibi bir zemine oturursa... Adeta bir pembe dizi gibi entrikaları bol, biraz da cinsellik kullanılır. Yani popüler roman için uygun bir zemin. Biz aslında tarihten bihaber bir milletiz. Maalesef bu romanları yazanların da çok fazla tarih bilgisi olmadığını anlıyorum.   Ne satarsanız satın, yeter ki iyi bir reklamla sunun, satılır. Öte yandan, yaÅŸayan en büyük Türk ÅŸairlerinden Fazıl Hüsnü DaÄŸlarca'nın kitabını basmak için yayınevi bile bulunamıyor...''        ''Ä°SYAN GÃœNLERÄ°NDE AÅžK'' CEPHESÄ°Â Â Â Â Â Â Â Â ''Ä°syan Günlerinde AÅŸk''ı çıkaran Can Yayınları'nın Editörü Ä°lknur Özdemir ise tarih romanlarına ilginin, yakın tarihe yönelik önemli tarihçi-yazarlara ait yayınların artmasıyla parladığını, ama kendilerinin bu popüler akıma kapılarak ''tarih romanı basalım'' yönünde tavırlarının olmadığını söyledi.  Özdemir, Ä°syan Günlerinde AÅŸk'ın ÅŸimdiye kadar 100 binlik baskısının tükendiÄŸini ve gelecek hafta ikinci 50 bini basmaya baÅŸlayacaklarını sözlerine ekledi. Â
button