Tarafsız ol başımızın üstünde yerin var

REFORM DİYORLAR, EYVALLAH

“Yargı reformundan söz ediliyor, gayet güzel. Adalet reformundan söz edilmesi, bunun yetkili organlar tarafından dile getirilmesi, bu ülkede adaletin olmadığını gösteriyor. Güven veren adalet, evet. Bunu istiyoruz ama şu soruyu sormaktan da kendimizi alamıyoruz: Getireceğiniz adalet paketinde Erem Erdem’in dışarıya çıkacağına söz veriyor musunuz? Osman Kavala niye içeride, onun çıkması lazım. Askeri öğrenciler var, onların da çıkması lazım. Komutanını tutuklayacaksın, askeri öğrenciyi değil. Sırrı Süreyya Önder, siyasette önemli bir entelektüel, niye içeride? Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Selahattin Demirtaş hangi gerekçeyle içeride? Eğer bu kişi Cumhurbaşkanı adayı olabiliyorsa hapiste ne işi var?

Sayın Meral Akşener, onurlu, gururlu bir kadın. Hakkında FETÖ soruşturması... Niçin? Sonra kalkıp diyorlar ki biz adalette reform yapacağız. Gelecek olan teklife bakacağız, gerçekten bir reform mu var yoksa reform adı altında istediklerini yapmak mı var? Onu da göreceğiz. Şule Çet mahkemesi. Bu kızımıza tecavüz ediliyor, sonra 20’nci kattan atılıyor. Baba adalet istiyor. 20’nci kattan atanların parası var, pulu var, imkânları var, güçleri var. Ee! Şule Çet’in babasının nesi var?

NEYİN İSTİŞARESİ!

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu... Neyi istişare edecekler! Bunlar gidip Erdoğan’a itiraz mı edecekler? Eski ‘ağabeyler’ var. Baktılar ki yeni parti marti kurulacak, bunlar saraya transfer edildiler. Baktılar ki 13 bin lira alıyorlar. 13 bin lira para mı ya! ‘Yükseltin’, 18 bin lira oldu. Ya yüzünüze, gözünüze dursun, aldığınız para fakir fukaranın parasıdır, tüyü bitmemiş yetimin hakkıdır. Neyin istişaresini yapacaksınız?

Bülent Arınç, bu tartışmayı yapanlara edepsiz deme cüretini gösteriyor. Daha makamınıza oturmadan 13 bin liralık aylığınızı 18 bin liraya çıkarıyorlarsa, sen dönüp vatandaşa edepsiz diyemezsin, diyen insan dönüp aynaya bakacak. Sorgulamaya hakkı var, çünkü sana o parayı o vatandaş veriyor. Edep sahibi olmak, erkân sahibi olmak, vatandaşa hesap vermek demektir.

‘Tek adam rejimi gelsin Türkiye’yi uçuracağım’ dedi. Evet uçuyor, yokuş aşağı ama. Milli gelirimiz 66 milyar dolar düştü. Merkez Bankası’nın döviz rezervleri düştü. Türk Lirası’nın dolar karşısında değeri düştü. TBMM’nin çalışma kapasitesi düştü. Türkiye’nin üretim kapasitesi düştü ve dünyadaki itibarı düştü. Peki neler yükseldi? Enflasyon, hayat pahalılığında uçtuk. Faizler arttı, 82 milyon tefeciye çalışıyor. İşsizlik arttı, 8.5 milyon işsizimiz var. Esnaf yüzde 78.5 gecikme faizi ödüyor. İnsaf ya! Ya memleketi ne hale getirdiniz siz! Türkiye’nin çivisi çıkmak üzere, yokuş aşağı gidiyoruz.

GETİR DEĞİŞTİRELİM

Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanlığı yapamaz. Başvurulacak yer kalmadı. Tarafsız olmalı ki insanlar en azından gidip başvurabilsinler. Cumhurbaşkanı olarak çıkıp ‘Bizim partimize oy verin’ diyor. Her türlü hakareti yapıyor, biz cevap verdiğimiz zaman ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret!’ Sen Cumhurbaşkanı değilsin ki! Getir Anayasa’nın bu maddelerini değiştirelim. Tarafsızlık ilkesi olarak kuralım bütün kuralları. Tarafsız cumhurbaşkanı ol, başımızın üstünde yerin var. Her siyasi partiye eşit mesafede olacaksın. Taraflı Cumhurbaşkanı olmaz, cumhurun başkanı olmaz.”

DİZ ÇÖKEREK ÖZÜR GEREKİR

“Ergenekon davasıyla tam 12 yıl üretilen yalan en sonunda 2019’da çöktü. 60 bin kişinin telefonu dinlendi, 3 bin kişi hakkında takip yapıldı. 588 kişi tutuklanıp hapse atıldı, 7 kişi ifade veremeden öldü, 7 kişi kanser oldu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 26’ncı Genelkurmay Başkanı terörist diye alınıp hapse atıldı. 12 yıl sonra pardon diyoruz. 12 yılda bu ailelerin çektiği dramın hesabını kim verecek? 12 yılda hapishanede ölenlerin hesabını kim verecek? Tuncay Özkan 6 yıl hapiste tutuldu, şimdi ‘Senin suçun yokmuş’ diyorlar. 6 yılın hesabını kim verecek? Özrü laf olsun diye değil, onların önünde diz çökerek özür dilemeleri gerekir. O davaların savcısı olan bugün en tepede bir yerde oturuyor. Şimdi sormak istiyorum o kişiye, o davaların savcısı olmaktan memnun musun, hicap mı duyuyorsun?”

MADIMAK MESAJI: HATALARDAN ARINALIM

“2 Temmuz’da Madımak’ta bir insanlık katliamı yaşandı, insanlar diri diri yakıldı. Bunu unutmak mümkün değil. Bunu unutmayacağız ve unutturmayacağız. Ama kini ve öfkeyi de asla yüreğimizde tutmamalıyız. Geçmişteki hataları ileriye taşımayacağız. O hatalardan insan olarak arınmamız gerekiyor.”