Tanrı'nın Türk sinemasına son armağanı

Garip, garip olduğu kadar hınzır, hınzır olduğu kadar eğlenceli, eğlenceli olduğu kadar sporcu, sporcu olduğu kadar dalgacı... Burada durmak gerekiyor. Çünkü Ömer Vargı’nın yönetip Yavuz Turgul’un senaryosunu yazdığı ‘Kabadayı’ adlı yeni Şener Şen filminin ‘jöndam’ı Aslı Tandoğan, o munis, güzel görüntüsü altında, insanı ürküten özelliklere sahip.

“Kung-fu ustası imişsiniz” dediğiniz zaman, “Daha o mertebeye erişmedim” diyor. Ama kafa göz yaran ‘savaş sanatlarının’ hiç de yabancısı değil. Munis, mırıl mırıl konuşan bu güzel hanımefendinin, bir kapkaççıyı nasıl ‘etkisiz hale’ getirdiğini düşünmek bile insanın aklını başından alıyor. Kısaca, on yıllık konservatuvar eğitiminin getirdiği ‘sanatçı’ kimliğini, şimdi oyunculuğa taşıyan bu şirin kız, gerçekten çetin ceviz.

Tempo dergisinden Arda Uskan, güzel yıldızla konuştu, Murat Kıvrak fotoğrafladı.

 FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN...

TEMPO: ‘Kabadayı’da canlandırdığınız karakter nasıl biri?

ASLI TANDOĞAN: Şener Şen, eski bir kabadayı... Onun, sonradan oğlu olduğunu öğrendiği İsmail Hacıoğlu’nun kız arkadaşını oynuyorum. Yeni kabadayılardan Kenan İmirzalıoğlu da bana tutkun ve peşimi bırakmıyor.

T: Anlaşılan bu durumda Şener Şen devreye giriyor... Onun gibi bir ustayla çalışmaktan dolayı heyecanlı mısınız? �

A.T.: Bu, çok garip bir duygu. Yıllarca televizyonlarda izlediğiniz insanla aynı seti paylaşıyorsunuz. Bu insanları ekranlarda, sinema perdelerinde seyrederken, onlar başka bir boyuttaymış gibi geliyor size. Onlarla bir araya gelince, siz de boyut değiştirmiş oluyorsunuz. O yüzden çok heyecanlıyım.

T: Bu ‘boyut değiştirme’ sözcüğü, Doğu felsefelerine olan ilginizden mi geliyor?

A.T.: Doğu felsefesi derken, reiki filan gibi şeylerle ilgim yok. Beni çeken dövüş sanatları.

T: ‘Wing Tsung’ tekniğiyle dövüşen bir kung-fu ustasıymışsınız. Ne demek bu?

A.T.: Ustalık kısmı abartılmış. Wing Tsung’a beş yıl önce başlamıştım.

T: Wing Tsung için, “Adamı sadece öldürmez, kafasını da koparır” demişiniz.

A.T.: Aslında öyle dememiştim. Çok sert bir spor olduğunu söylemiştim. Savunma sporu değil sonuçta.

T: Saldırı sporu mu?

A.T.: İkisi de değil, bir savaş sanatı. Kung-fu’nun bir türü. Bunu Çin’de bir rahibe buluyor, Wing Tsung adlı bir kadına öğretiyor ve birlikte geliştiriyorlar. Rakibinizden aldığınız enerjiyi, ona karşı geri kullanmak üzerine kurulmuş bir teknik. Güçlü olmanıza gerek yok. Sadece karşı tarafın enerjisini alıp ona karşı kullanıyorsunuz.

Aslı Erdoğan’ın bilinmeyen  birçok yönünü ortaya çıkaran bu uzun çarpıcı röportajın tamamı Tempo dergisinin son sayısında.

Tempo’yu dijital ortamda www.emecmua.com adresinden okuyabilirsiniz.