Güncelleme Tarihi:
İzmir Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı Mali Büro Amirliği ekipleri, Muzaffer Fenkli (34) yönetimindeki 35 HSK 23 plakalı tankerin, Aliağa'daki TÜPRAŞ Rafinerisi'nden aldığı ve vergisiz olduğu için litresi 80 YKr civarındaki jet yakıtını, kaçak olarak bir petrol istasyonuna boşaltacağı ihbarı üzerine harekete geçti. Ekipler tankeri takibe başladı. Kemalpaşa İlçesi girişindeki bir petrol istasyonuna tankerden yakıt boşaltılırken operasyon düzenlendi. Operayonda yakalanan tanker şoförü Fenkli gözaltına alındı.
Şoförden tankeri İzmir'deki Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü önüne götürmesi istendi, Başkomiser Erdal Akbolat (31) da yanına bindi. Şoför Fenkli yönetimindeki tanker, Belkahve mevkiine geldiklerinde, henüz belirlenemeyen bir nedenle yoldan çıkıp, şarampole yuvarlandı. Kazada Başkomiser Akbolat olay yerinde yaşamını yitirirken, yaralanan şoför Fenkli, Ege Üniversitesi Hastanesi'nde tedaviye alındı. Şoför Muzaffer Fenkli, tedavisinin ardından tutuklandı.
‘ARAÇ ARIZALI DİYE YAKITI BOŞALTACAKTIM’
İzmir 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde ‘Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme neden olmak’ suçundan, hakkında 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan şoför Muzaffer Fenkli'nin yargılanmasına başlandı. Duruşmaya sanık Fenkli ile tarafların avukatları katıldı. Şoför Fenkli ifadesinde şunları anlattı:
“Aliğadan jet A-1 uçak yakıtı alıp Adana'ya götürecektim, rafineriye girdiğimde dingillerin arasında hava hortumlarından ses geldi. Araba çalıştığı halde hava tüplerini tam doldurmuyordu, bunun sonucunda araç hareket ederken fren yaptığım taktirde tutmayacaktı. Tüpraş'tan yakıtı alıp çıktıktan sonra bu durumu patronum Mehmet Akmermer'e telefonla bildirdim. Kendisi tankeri yavaş bir şekilde Kemalpaşa'da bulunan istasyona getirmemi söyledi. Tesislere girdikten sonra getirdiğim tankerdeki akaryakıtı boş bir tankere boşaltacaktım. Bu işlemlere başlayacağım sırada sivil giyimli üç kişi geldi. Kendilerinin polis olduklarını, tankerde kaçak akaryakıt taşıdığımı söylediler. Tankeri tartmak için götürmek istediler. Ben aracın arızalı oluduğumu belirttim. Başkomiser tankerin İzmir'e götürüleceğini söyledi. Ben kendisine araçta yakıtın yarısının boşaldığını, deposunda yarım yakıt kaldığını ve tüplere tam hava dolmaması nedeniyle fren yapıldığında tutmayacağını, tehlikeli olacağını belirttim. Mahmut Şimşek'i tankeri kullanmaları için bindirdiler. Kendisi benim konuşmalarımın ardından çok korkmuştu. Yaklaşık 3- 4 kilometre gittiler, tanker yalpalayarak durdu.”
‘UYARMAMA RAĞMEN HIZ YAPTIRDI’
Tankerin yanına gittiklerini ve Başkomiser Erdal Akbolat'ın söylemesi üzerine direksiyona geçtiğini anlatan Fenkli şöyle devam etti:
“Kendisi de yanıma oturdu. Önümüzde sivil ekip otosu gidiyordu. Başkomiser emniyet kemerlerini takmamızı söyledi, takıp yola çıktık. Öndeki polis aracı hızını bir ara 75 kilomotreye çıkardı. Başkomiser arabayı aynı hızla takip etmememi söyledi. Tehlikeli olacağını söyleyince ‘Birşey olmaz, devam et’ dedi. Belkahve mevkiinde geldiğimizde rampada fren sistemini yokladım, hafif tutuyordu. Başkomiser ‘Neden yavaşladın’ diye sordu. Kendisine ‘Tüpler tam dolmadığı için frenleri yokladım’ dedim. Rampadan indiğimiz sırada tanker yarım dolu olduğu için viraja girdiğimizde yakıt sol tarafa doğru gitti ve aracı sola çekti. Ben sağa direksiyon kırdım, bu kez yakıt sağa doğru gitti. İkinci virajda arabanın direksiyonunu toparlayamadım, önce refüje çarptı, ardından karşı şeride geçti. Direksiyonu çevirdiğim halde direksiyon gelmiyordu, bariyerlere çarptıktan sonrasını hatırlamıyorum.”
POLİSLER ŞOFÖRLERİ SUÇLADI
Tanık olarak dinlenen polis memuru Sabri Soydaş da, operasyon sırasında, tankeri İzmir'e getirmek için yola çıktıklarını anlattı. İlk önce aracı Mahmut Şimşek'in kullandığını belirten Soyda şöyle konuştu:
“Birlikte yola çıktık. Yaklaşık 4- 5 kilometre kadar normal hızla gittik. Sonra hiçbir neden yokken birden direksiyonu sağ kırmaya kalktı. O tarafta 5- 6 metre aşağıda bağ vardı. Ben direksiyona müdahale edip, ‘Neden böyle yaptın’ diye bağırdım. Bir cevap veremedi. Anladığım kadarıyla aracı bağa devirecekti. Araç normal bir şekilde durduktan sonra durumu başkomisere anlattım. Muzaffer Fenkli, aracı kendisinin süreceğini söyledi. Başkomiser bunun üzerine beni otomobile gönderip tankere kendisi bindi. Belkahve'ye geldiğimizde Fenkli hızını birden artırıp, arkadan bize selektör yapmaya başladı. Ardından ortadaki refüje çarptı, ortalık toz duman oldu, tanker karşı şeride geçip devrildi. Ben daha önce de birçok kez bu tip olayların içinde bulundum.
Söz konusu tankerin içinde bölümler vardır, her bölmenin dalga kıranı ayrıdır. Bunun amacı dengenin bozulmasını önlemektir. Tankerin içinde ne kadar akaryakıt olursa olsun dalga kıranlar sayesinde denge bozulmaz. Hava tüpleri dolmadığı veya arızalı olduğu taktirde aracı vinçle dahi çekemesiniz. imdat frenleri devreye girer, tankerde böyle bir durum yoktu.”
DİĞER ŞOFÖR DE ‘ARIZALI’ DEDİ
Operasyona katılan diğer polis memuru Erdal Canıbek de aynı yönde ifade verdi. Tankeri kısa bir süre kullanan Mahmut Şimşek ise şunları anlattı:
“Muzaffer'in morali bozuk olduğu için, ölen başkomiser tankeri benim kullanmamı istedi. Hava tüpleri dolmadığı için bekledim. Yanımda oturan polis memuru Sabri Soydaş, hareket etmemi istedi. Giderken cep telefonu çaldı. Ardından ileride durmamı söyledi. Viraja gelmeden hızımı düşürmek istedim. Frene bastım, sağlıklı tutmadığı için gösterge yarımdaydı. Ben de vites küçülterek, aracı durdurmak istedim. Tanker yarım depo dolu olduğu için öne çarpma yaptı ve çarpma sonucu araba dengesini kaybedip, sağ sola yalpalamaya başladı. Zor durdurdum. Bu sırada polis memuru Sabri bana bağırıp ‘Bilerek mi böyle yapıyorsun’ diye çıkıştı. Başkomisere ‘Bizi bilerek uçurumdan aşağı atacaktı, 5- 6 metre olunca vazgeçti’ dedi. Başkomiser ikimizi araçtan indirip Muzaffer ile birlikte kendisi bindi.”
FRENLERİ SAĞLAM ÇIKTI
Savcı Hikmet Çeltik, aracın frenlerinin sağlam olduğunun bilirkişi raporlarıyla kanıtlanmış olduğunu, sanığın savunmasının iddialarını doğrulamadığı, bu haliyle sanığın kast altında adam öldürme suçunu işlediğini belirtip dosyanın görevsizlik kararı ile ağır ceza mahkemesine gönderilmesini talep etti. Tanker şoförü Muzaffer Fenkli'nin avukatı İlhan Avcı, “Bir insanın kendisi içindeyken aracı bu şekilde uçuruma yuvarlaması düşünülemez. Zira böyle bir kazada kimin sağ çıkacağını allah bilir, böyle bir olayda olası kasıt yoktur” dedi. Davaya aynı mahkemenin bakmasını istedi.
İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Hasan Mesut İlhan, elde edilen delillere göre sanığın ‘kasten adam öldürmek’ suçundan ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini belirterek, görevsizlik kararı verdi. Sanığın tahliye talebini de reddetti.