Güncelleme Tarihi:
Yıl 1970... Trabzon’da, Akçaabat’ın sahilden yaklaşık 12 kilometre içinde küçük bir köyde, ailesinin iki katlı taş yığma evinde doğdu. Altında bir ahır ve içinde inekler vardı. Hem tarım hem de ticaretle uğraşan bir aileydi. Anne-babası hala-dayı çocukları. Baba ticaretle uğraştığı için, oğul Ekrem anneyle daha fazla vakit geçiriyordu. İki kardeştiler. O zamanlar aileler çok çocuklu. Baba Hasan Bey, ANAP’ta siyaset yapmaya başlıyor. Vali bey, kendisini aile planlamasına uyduğu için bütün şehre örnek gösteriyor.
Ama Ekrem İmamoğlu, “Ben babamın yaptığını yapmadım, üç çocuğum oldu” diyor. Baba Hasan Bey sağcı, ülkücü hatta. Ancak öyle bir adam ki, solcuların başı sıkıştığında da onun kapısını çalıyorlar. Ekrem İmamoğlu’nu da farklı yetiştiriyor. Hiçbir zaman patron çocuğu olarak büyütmüyor, amelelik yaptırıyor, bulaşık yıkatıyor. Ancak üniversiteyi kazandığında babasıyla yan yana durabiliyor.
1987’de baba siyasete küsüyor, İstanbul’a taşınıyorlar. Ekrem Bey toplantılarına davet edildiği ANAP’ta 5-6 ay siyaset yapıyor. Cumhuriyet’in değerlerine olan inancı, istiklal gazisi bir dedenin torunu olması, Atatürk sevgisi onu CHP’ye yönlendiriyor... Beylikdüzü’nde oturuyor, bakın nasıl anlatıyor: “Yaşadığım yerdeki yönetim sistemini beğenmiyordum. Oysa ben Beylikdüzü’nü hayal ederek büyüdüm. Burada binlerce konut ürettik ama aynı zamanda yaşam hayallerim vardı. İki çocuğum burada doğdu. Düzenden şikâyetçi olacak biri değilim, mücadele etmeliyim deyip, siyaset kararı verdim. CHP’ye üye oldum, 2009 yerel seçimlerinde aday adayıydım. Partim beni aday yapmadı. Beş ay sonra ilçe başkanıydım. Artık aktif siyasetteydim. İnsanların ne kadar kutuplaştıklarına şahit oldum, bunu yıkabilirdim, benim ailemde herkes vardı. İnanılmaz örgütlü bir yapı yarattık’.
Sonra Beylikdüzü’ne belediye başkanı oldu. Burada gösterdiği performans CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dikkatini çekiyordu. Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul’a aday yapacağının sinyalini yine ilk olarak Hürriyet gazetesindeki röportajında verdi. İstanbullu henüz İmamoğlu’nu tanımıyordu, o da zaten, “Beni tanıyınca çok sevecekler” diyordu. İmamoğlu aynı zamanda sıkı bir futbol taraftarı: “Benim kalecilik hayalim çok büyüktü, Şenol Güneş’e hayrandım, oynadım da ama bu hayalimin önünü babam ‘Eğitim daha önemli’ diyerek kesti. Sonrasında ben bu arzumu 31 yaşında Trabzonspor’da yönetici olarak elde ettim. 2008’de takımın Basketbol Şubesi’ni kurdum.”