Güncelleme Tarihi:
Günay, yaptığı açıklamada, Nisan ayı belediye meclis toplantısında Tandoğan Meydanı'nın isminin değiştirilmesi için önerge verdiğini belirterek, önergenin isimlendirme komisyonuna havale edildiğini söyledi.
Türkiye'de demokrasinin gelişmekte olduğunu dile getiren Günay, önergeye Ankara'da 18 yıl valilik ve belediye başkanlığı yapan Nevzat Tandoğan'ın uygulamalarının sebep olduğunu ifade etti.
Tandoğan'ın görevi süresince Anadolu insanını ikinci sınıf gören uygulamalarda bulunduğunu iddia eden, Günay şunları kaydetti:
“Bunu Osman Yüksel Serdengeçti'ye baktığımızda görebiliriz. Bunu Said Nursi hazretlerine baktığımızda görebiliriz. Bunu hatta Aşık Veysel'e baktığımızda görebiliriz. İşte otokratik yönetim anlayışının en güzel örneği olan, 'Bu ülkeye komünizm gelecekse de biz getiririz milliyetçilik gelecekse de biz getiririz' sözünü söyleyebilen Nevzat Tandoğan, halk ozanımız Aşık Veysel'i de kılık ve kıyafetinin uygun olmadığı gerekçesi ile Ankara'nın girişinde bekletmiş ve Ankara'ya almamış bir idarecidir.”
Günay, Türkiye'nin demokrasi karşıtı odaklarla mücadele içerisinde olduğunu ifade ederek, “Demokrasiye karşı odaklarla mücadele eden bir ülkenin başkentinde böyle bir ismin demokrasi adına insanlık adına yakışmadığı düşüncesiyle bu önergeyi verdim. Darbelerden çok çekmiş bir ülkede yaşayan yerel bir siyasetçi olarak buna katkı sağlamak, bunun değişmesinde bir görev ifa etmek istedim” dedi.
Önergesinde meydanın yeni isminin “İstiklal, Cumhuriyet veya Demokrasi” meydanı olarak değiştirilmesini teklif ettiğini dile getiren Günay, bu konuda kamuoyundan da olumlu tepkiler aldığını bildirdi.
Günay, “Ben sadece sağduyunun sesine kulak vererek bu düşünceyi belediye meclisinde bağımsız üye olarak gündeme getirdim. Aldığım tepkiler çok olumlu. Herkes özellikle bu meydanın isminin İstiklal Meydanı olarak değiştirilmesini istiyor” diye konuştu.
Nevzat Tandoğan kimdir?
1894 yılında doğan Nevzat Tandoğan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 1914-1918 yılları arasında öğretmenlik yaptı. İstanbul Polis Müdürlüğü 2. Şube'de Müdür Yardımcısı olarak atandıktan sonra öğretmenlik görevinden ayrıldı. Daha sonra 1. Şube Müdürlüğü'nde de bulundu. İstanbul'daki görevinden sonra 1927 yılında Malatya Valiliği'ne atandı. Buradaki valiliği sırasında Konya milletvekili olarak gösterilip seçildiyse de valilikten ayrılmak istemediğinden milletvekilliğinden istifa ederek valiliğine devam etti. 1929 yılında Ankara'ya vali olarak atandı. Çok uzun süre bu görevde kaldı. Vali olduktan sonra Ankara Belediye Başkanlığını da birlikte yürüttü. 18 yıl gibi uzun süre devam eden Ankara Valiliği ve Belediye Başkanlığı 1946 yılındaki ölümüne kadar devam etti.
“Bu memlekete komünizm gerekiyorsa ve komünizm yararlı bir şeyse onu da biz getiririz, size ne oluyor?” sözü tarihe geçmiş önemli sözlerindendir.
Tandoğan, “Ankara Cinayeti” olarak bilinen ve dönemin Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay'ın oğlunun karıştığı cinayetle ilgili mahkemede kendisine yapılan muameleyi içine sindiremeyince 1946 yılında evinde silahla intihar etti.