Güncelleme Tarihi:
Dernek başkanı Prof. Dr. Kalyoncu, kükürtdioksit bulutlarının güneydoğu illerimizde insan sağlığı üzerine doğrudan etkilerinin dışında, bu kirleticinin yağmurla birleştiğinde sülfirik asite dönüşeceğinden toprakta oluşturacağı riske dikkat çekmek istediklerini, tarım arazileri, bitki örtüsü ve hayvanların da tehlike altında olacağını ifade etti. Türk Toraks Derneği, Hava Kirliliği Görev Grubu Eşbaşkanı Doç. Dr. Haluk Çalışır ise bölgeye yakın sınır illerimiz Şırnak ve Mardin’in risk altında olduğunu; beklenen rüzgarın kükürtdioksit gazı ve diğer zehirli bileşikleri taşıyacağı, bunların da akut solunum sistemi hastalıkları dışında, kalp krizleri, felç, inme, akciğer hastalıkları ve kanser gelişimine yol açabileceği uyarısında bulundu.
‘ACİL DURUM YOK’
Türk Toraks Derneği Hava Kirliliği Görev Grubu Eşbaşkanı, Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Aykaç Kongar ise, tüm bu nedenlerle başta bu bölgede kükürtdioksit (SO2) düzeyleri olmak üzere tüm kirleticilerin düzenli ölçümleri yapılması gerektiğini, ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan hava kirliliği ölçümlerinin bakanlığın sitesi olan havaizleme.gov.tr üzerinden dün sabah saatlerinden itibaren ‘teknik bir arıza’ nedeniyle verilemediğini belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Aykaç Kongar, bu denli önemli sağlık riskinin bulunduğu bir dönemde kamuoyunun bilgilendirilmesi ve gereken sağlık önlemlerinin alınması açısından, sitenin ve anlık ölçümlerin acilen çalışır hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Konuyla ilgili dün konuşan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ise Meteoroloji Genel Müdürlüğü çalışmasına göre, olası asit yağmuru başladığında rüzgârın yönünü değiştireceğini, çok acil bir tehlike gözükmediğini söyledi. Kanal 24’te canlı yayında konuşan Kaynak, acil bir tehlike oluşması halinde ise gerekli tedbirlerin alınacağını ve vatandaşların uyarılacağını aktardı.
'KRİZ MASASI OLUŞTURULMALI'
Türk Toraks Derneği alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
- Acilen bölgeden sağlıklı bilgi akışı sağlayacak ölçümlerin ve risk analizlerinin yapılması gerekmektedir.
- Yapılan ölçümler kamuoyu bilgisine açılmalıdır.
- Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bölge illerindeki Tabip Odaları, uzmanlık dernekleri temsilcileri ile bir araya gelerek, bölgedeki olası kirlilik için kriz masası oluşturmalıdırlar.
- Bölgede bulunan illerimizde İl Hıfzısıhha Kurulları toplanmalıdır. Beklenen SO2, NOx, PM ve ozon kirliliği limitleri aşıldığında, yönetmenliklerde belirlenen uyarı önlemleri acilen hayata geçirilmelidir.
- Bölge halkı anlık olarak etkili bir şekilde bilgilendirilmeli sürekli duyurular yapılmalıdır.