Güncelleme Tarihi:
Sanık A.E.'nin bu olaydan 4 gün önce diş hekimi 40 yaşındaki Zekiye Gökşin'i, dişlerini temizletmek amacıyla telefonla randevu alıp gittiği Eşrefpaşa semtindeki muayenehanesinde tecavüz edip elleriyle boğarak öldürdüğü, cinayetin ardından gasp ettiği parayı harcadığı ortaya çıkmıştı.
Bugün İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez görülmeye başlanan davaya tutuklu sanıklar A.E., M.T. ile olayın mağduru avukat A.A.A. ve tarafların avukatları katıldı.
A.E., poliste verdiği ifadesinde olayı ayrıntılarıyla anlatırken, hakim karşısında ise amacının tecavüz olmadığını, avukatın kendisiyle ilgilenmediği için kızdığını, boğazını sıkarak kaçtığını, bıçak da kullanmadığını öne sürdü. A.E., polisteki ifadesinde şunları söylemişti:
“Diş hekimi Zekiye Gökşin'in olayında olduğu gibi, bu olaydan 4 gün sonra, Hatay semtindeki avukat A.A.A.'ı sahte isimle arayıp davam olduğunu söyleyip randevu aldım. Kendisiyle daha önce babamın bir davasına bakması için görüşmüştüm.
Bürosunda yalnızdı. Direksiyon kursu olduğunu, öğleden sonra gelmemi söyledi. Tekrar gittiğimde yemek yiyordu. Telefonla birisiyle konuşuyordu. Karşısındaki kişiye ‘şimdi gidiyor’ dedi.
Bu kelime benim canımı sıktı. Benimle ilgilenmediği için, çok sinirlendim. Önce boğazını ellerimle sıktım, ardından bıçağı boğazına dayadım. Bıçağı sırtına sapladım. Avukata tecavüz etmeye yeltendim, ancak bağırması üzerine paniğe kapılıp kaçtım. Özellikle bayan olan avukataları seçiyordum. Onlar savunmasız oluyor. Benim hayattan bir beklentim yok. Nasıl olsa yaşayan bir ölüyüm. Bu şekilde bir çok diş hekimi ve avukattan randevu aldım. M.T., her iki olaya katılmadı. Beni ihbar etti diye düşündüğüm için onun ismini de polise verdim.”
Zanlılardan, öğretmen olan M.T. de iddiaları reddetti. Avukat A.A.A. ise zanlı A.E.'nin kendisini bıçaklayıp tecavüze yeltendiğini, direnmemesi halinde diş hekimi gibi ölmüş olacağını belirterek şunları söyledi:
“Sahte isimle randevu aldı. Geldiğinde arayanın o olup olmadığını sordum. Kendisinin olmadığını söyledi. Bu yılın başında babasının bir davasına bakmamı da istemişti. Fakat anlaşamadık. Kendi davasına bakmak için 2 bin YTL'ye anlaştım. Direksiyon kursu olduğunu ve öğleden sonra vekaletle birlikte gelmesini istedim. Öğleden sonra tekrar geldi. Ben o sırada yemek yiyordum. Kendisi kahve istedi. Ertesi gün bayram olduğu için davasıyla ilgili adliyeye gidip dosyasından fotokopi çekecektik. Bürodan dışarı çıkarken, ayakkabısını bağlıyormuş gibi yapıp eğildi. Kalkınca birden boğazıma sarıldı. Belinden bıçağı çıkarttı. Ben de ona dirseğimle vurdum. Bıçağı sırtıma sapladı. Yardım istemek için bağırınca kaçtı. Gelen polislere beni bıçaklayan kişinin diş hekimini öldüren kişi olduğunu söyledim. Çünkü bu kişi diş hekimini öldürdüğü gün beni de telefonla aramış. Amacı gasp olsaydı, masa üzerinde duran cep telefonlarım ve çantamı alıp giderdi. Maksadı başkaymış. Amacı bana da önce tecavüz edip sonra da öldürmekmiş. Şimdi yaşadığıma inanamıyorum. Davacıyım” dedi.
A.E.'nin avukatı müvekkilinin akli dengesinin yerinde olup olmadığının tespit edilmesini istedi. Mahkeme heyeti bunu daha sonra değerlendireceğini belirtip sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verip duruşmayı erteledi. Diş Hekimi Zekiye Gökşin'i öldürme olayı ile ilgili olayın soruşturmasının bitmediği ve bu olaydan dolayı A.E., suç ortakları T.K., ve M.T., M.Ö., ve Z.A.C., hakkında henüz davanın açılmadığı belirtildi.
TAM BİR SUÇ MAKİNASI
A.E.'nin 1989 yılında Manisa'nın Turgutlu İlçesi'nde küçük yaşta kızı alıkoymak ve kızlığını bozmak suçundan cezaevine girdiği, 1992 yılında CMUK'da yapılan değişiklikten yararlanarak tahliye edildiği belirlenmişti.
Suç dosyasına göre A.E., 6 Temmuz 1995 tarihinde de Eşrefpaşa Caddesi üzerinde kadın diş hekimi B.S.'ye aynı şekilde muayenehanesinde tecavüz edip kolye, alyans ve saatini gasp edip kaçtı. Birkaç gün sonra Güzelyalı Semti'nde bir doktorun yazıhanesinde çalışan sekreter kıza tacüvüzde bulunup gasp yapan A.E., anyı hafta içinde Karataş Semti'nde Dişhekimi A.B.'ye tecavüze kalkışınca çevreden yetişenler tarafından suçüstü yakalandı. Bu üç olaydan yargılanan A.E., önce ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı, sonra bu ceza 36 yıl hapse indirildi.
1995 yılında girdiği cezaevinden İnfaz Yasası'na göre 2013 yılında çıkması gereken A.E., kamuoyunda ‘Rahşan Affı’ olarak bilinen Şartla Salıverme ve Cezaların Ertelenmesi'ne Dair Kanun'dan yararlanıp geçen yıl Eylül ayında tahliye edildi.
Suç makinası A.E.'nin, tahliye oldukta sonra da Aydın'ın Söke İlçesi'nde, ‘dolandırıcılık’ suçuna karıştığı, bu suçtan 3 ay Kuşadası Cezaevi'nde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiği belirlendi.