Taliban'ın öğle yemeği
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2001 02:02
Cezaevinde çekilen ve ortaçağı hatırlatan fotoğraflar, bu ülkede yaşanan trajediyi bütün açıklığıyla ortaya koyuyor. Birçok uluslararası ajans, bu fotoğrafları almak için yarışa girdi.
General Dostum'un kontrolündeki Şibirgan Cezaevi'nde 3350 Taliban esir kalıyor. Aralarında hiç Türk bulunmuyor. Çoğu Pakistanlı. Avluda adım atacak yer yok ama Cezaevi Komutanı General Cöre Bek, kapasitelerinin 5 bin olduğunu ve 372 yeni esir beklediklerini söylüyor.
Afganistan'a cihad için savaşmaya gelen yabancı uyruklular ile Taliban askerlerinin tutulduğu Şibirgan Cezaevi'ne Doğan Haber Ajansı muhabiri girdi, 3350 esirin yaşam koşullarını yerinde gördü. Kuzay İttifakı liderlerinden Özbek General Raşid Dostum askerlerinin, Kunduz ve Mezar-ı Şerif'te esir aldığı 3 bin 350 Taliban askeri ve diğer ülkelerden gelen yandaşı, Şibirgan Cezaevi'ni tıklım tıklım doldurdu. Esirler arasında Pakistan'tan gelip Taliban safında savaşa girenler çoğunlukta. Normal yaşamın bile zor olduğu Afganistan'da, ağır bir kokunun yükseldiği Şibirgan Cezaevi'ndeki esirler, olumsuz koşullara pek aldırmıyor. Önlerine konan bir kap içindeki lapayı kapışıp karınlarını doyurmaya bakıyorlar. Manzara insanlık dışı. Ama onların yaşamı Taliban zamanında da zaten bundan farklı değildi. İçinde bulundukları koşulları aldırmadan yaşadıklarına şükrettikleri her hallerinden belli. Göz kırpmadan kurşun sıktıkları ‘düşmanları’, hiç değilse onları kurşuna dizmemiş. Üstelik kendileri yiyecek bulamazken, onları beslemeye çalışıyor.
ARALARINDA TÜRK YOK
Amerikalı bir esirin de bir süre tutulduğu, ağır silahlarla donatılmış bir düzine nöbetçiyi geçtikten sonra cezaevinin avlusunda dışarı çıkartılan 20 kadar esir, General Dostum'un askerlerinin kendilerine iyi davrandıklarını söyledi. Cezaevi Komutanı General Cöre Bek, içlerinde hiç Türk olmayan esirlerin 850'sinin Pakistanlı olduğuna dikkat çekerken, Kunduz, Mezar-ı Şerif yöresinden 372 yeni esir beklediklerini ve Şibirgan Cezaevi'nin 5 bin kişiyi barındırabileceğini açıkladı.
Hallerine şükrediyorlar
Avluda üşümemek için birbirine sokulmuş insanlar ve ağır bir koku... Burası Şibirgan Cezaevi. Taliban esirler öyle yemeğinde... Ortada iki kap, çevresinde bir sürü adam. Elini daldıran, yalayıp yutuyor. Karınları tok, canları sağ... Hallerine şükrediyorlar. Nasıl ve ne şekilde doyduklarının hiç önemi yok.
Afganistan'a cihad için savaşmaya gelen yabancı uyruklular ile Taliban askerlerinin tutulduğu Şibirgan Cezaevi'ne Doğan Haber Ajansı muhabiri girdi, 3350 esirin yaşam koşullarını yerinde gördü. Kuzay İttifakı liderlerinden Özbek General Raşid Dostum askerlerinin, Kunduz ve Mezar-ı Şerif'te esir aldığı 3 bin 350 Taliban askeri ve diğer ülkelerden gelen yandaşı, Şibirgan Cezaevi'ni tıklım tıklım doldurdu. Esirler arasında Pakistan'tan gelip Taliban safında savaşa girenler çoğunlukta. Normal yaşamın bile zor olduğu Afganistan'da, ağır bir kokunun yükseldiği Şibirgan Cezaevi'ndeki esirler, olumsuz koşullara pek aldırmıyor. Önlerine konan bir kap içindeki lapayı kapışıp karınlarını doyurmaya bakıyorlar. Manzara insanlık dışı. Ama onların yaşamı Taliban zamanında da zaten bundan farklı değildi. İçinde bulundukları koşulları aldırmadan yaşadıklarına şükrettikleri her hallerinden belli. Göz kırpmadan kurşun sıktıkları ‘düşmanları’, hiç değilse onları kurşuna dizmemiş. Üstelik kendileri yiyecek bulamazken, onları beslemeye çalışıyor.
ARALARINDA TÜRK YOK
Amerikalı bir esirin de bir süre tutulduğu, ağır silahlarla donatılmış bir düzine nöbetçiyi geçtikten sonra cezaevinin avlusunda dışarı çıkartılan 20 kadar esir, General Dostum'un askerlerinin kendilerine iyi davrandıklarını söyledi. Cezaevi Komutanı General Cöre Bek, içlerinde hiç Türk olmayan esirlerin 850'sinin Pakistanlı olduğuna dikkat çekerken, Kunduz, Mezar-ı Şerif yöresinden 372 yeni esir beklediklerini ve Şibirgan Cezaevi'nin 5 bin kişiyi barındırabileceğini açıkladı.
Hallerine şükrediyorlar
Avluda üşümemek için birbirine sokulmuş insanlar ve ağır bir koku... Burası Şibirgan Cezaevi. Taliban esirler öyle yemeğinde... Ortada iki kap, çevresinde bir sürü adam. Elini daldıran, yalayıp yutuyor. Karınları tok, canları sağ... Hallerine şükrediyorlar. Nasıl ve ne şekilde doyduklarının hiç önemi yok.