Talat: Bu karar ayıptır, insafsızlıktır

Güncelleme Tarihi:

Talat: Bu karar ayıptır, insafsızlıktır
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2006 19:38

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, “Genel İşler Konseyi'nin aldığı kararda, 8 başlığın askıdan indirilebilmesi ve açılan başlıkların da kapatılabilmesi için Kıbrıs Cumhuriyeti bağlamında Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmesi koşulu getiriliyor. Bu ayıptır, insafsızlıktır” dedi.

Haberin Devamı

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından, Kıbrıs-Türkiye-AB ilişkilerinde son durumu değerlendirmek amacıyla düzenlenen toplantıda konuşan Talat, kendisinden önce konuşanların iyimser görüşlerini dinlediğini, kendi kötümserliğinden kimsenin moralini bozmamasını istedi.
Ne Türkiye'nin, ne de Kıbrıslı Türklerin AB yönelimine bir eleştirisi olacağını ifade eden Talat, inancının, Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye'nin mutlaka AB projesinde ilerlemesi ve bu projeyi tamamlaması olduğunu söyledi.
Talat, ancak AB'de işlerin iyi gittiği inancında olmadığını, Kıbrıs Rum tarafının ne yazık ki önünün açılarak, biraz da iteklenerek AB'ye sokulduktan sonra yavaş yavaş politikasını AB'ye yerleştirip, AB politikası haline getirme yolunda ilerlediğini kaydetti.
Bugün gelinen noktada bunun sonuçlarını görmeye başladıklarını dile getiren Talat, 26 Nisan 2004'te Genel İşler Konseyi'nin Kıbrıslı Türklere ekonomik izolasyonu kaldırma kararı verdiğini, referandumun arkasından oluşan iyimser hava ile böyle bir kararın çıktığını söyledi.
Talat, Güney Kıbrıs'ın 1 Mayıs 2004'te AB'ye üye olduktan sonra yavaş yavaş politikalarını öne çıkarmaya başladığını kaydetti.
Mali yardım ve doğrudan ticaret tüzüğü hazırlandığını, AB'nin önce bunları bir paket halinde savunduğunu, ancak daha sonra Rumların karşı çıkması üzerine bunların ayrıldığını anlatan Talat, bu kararın geçtiğini, ancak AB'nin doğrudan ticaretle ilgili bir şey yapamadığını ifade etti.
Talat, sonraki süreçte Rum tarafının bütün gücüyle “AB'nin gereklilikleri” de diyerek, Türkiye'nin AB süreci önüne kendi taleplerini bir ön koşul olarak getirmek için çalıştığını ve izolasyonlarla limanların ilişkilendirildiğini, Finlandiya'nın öneri yaptığını hatırlattı.

“BANA GÖRE AB, TESLİM BAYRAĞINI ÇEKTİ”

Talat, şunları söyledi:
“Bana göre AB, teslim bayrağını çekti. Rum tarafının taleplerini Türkiye'nin AB sürecinin ön koşulu yaptı. Rum tarafı 2004'ten beri gece gündüz limanların açılmasını gündem maddesi yaptı. Limanların açılmasını Türkiye'nin AB sürecinde boynuna asmak için aynı şeyi Kıbrıs'ın AB üyeliği için de yaptı. Bu konuda bizim hatalarımız oldu mu? Belki de oldu, bilmiyorum. Gelecekte göreceğiz hatalarımızı.”
Talat, Genel İşler Konseyi'nin aldığı kararın Türkiye'nin AB'ye adaylığı ve müzakereleri sürdürebilmesi açısından kötümser olmadığını vurgulayarak şöyle devam etti:
“Ancak olaya siyasi boyutuyla baktığım zaman oldukça rahatsız oldum. İsyan ediyorum. Nüfusu 700 bin olan, Anayasası'nın 3'te 2'si askıda olan, siyasi olarak eşit olan diğer toplumunu bütün haklarından mahrum eden bir defolu devlet veya yarım devlet, taleplerini Türkiye'nin AB sürecinin ön koşulu yaptı.
Kararda 8 başlığın askıdan indirilebilmesi, görüşülebilmesi ve açılmış olan başlıkların da kapatılabilmesi için Kıbrıs Cumhuriyeti bağlamında Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmesi koşulu getiriliyor. Bu ayıptır, insafsızlıktır. Türkiye'nin ilerlemesinin her şeyi, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin taleplerini yerine getirmesine bağlıdır. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin talepleri de bana göre yasal olarak da haklı olmayan bir konu. Türkiye'nin limanlarının, hava alanlarının, hava sahasının açılması isteniyor. Hava sahasının ne ilgisi var? Malların serbest dolaşımıyla ne ilgisi var? Onu da bilmiyorum. Sadece bununla da kalınmıyor. Türkiye'ye bir de ceza veriliyor. Açılmış olan başlık ne zaman kapatılıyor? Kriterler yerine getirildiği zaman. 'Hayır' diyor Konsey, 'uyum sağlansa da her şey yerine getirilse de Rumların talepleri yerine gelmediği sürece başlıkları kapatmayın.' Bu ceza değil ne? Bu bir cezadır. Bu noktada çok öfkelenmeyelim diye ağzımıza bir parmak da bal çaldılar. İzolasyon da demediler. Bunun yerine, özel ticaret yapılabilecek bir düzenleme diyerek, bize de bir parmak bal çaldılar.”
Talat, mali yardım tüzüğünü kuşa çeviren Konseyin, doğrudan ticaret tüzüğünü ne yapacağını merak ettiğini, bu tüzüğün uygulanabileceğinden emin olmadığını söyledi.

Haberin Devamı

BİZ BUNU BİLİYORDUK VE ONAYLIYORUZ

Haberin Devamı

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıslı Rumlara Türkiye'nin bir hava alanı ve bir limanının açılmasına ilişkin öneriden haberdar olduklarını belirterek, “Kıbrıs Türk tarafı olarak biz bunu biliyorduk ve onaylıyoruz” dedi.

Talat, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından düzenlenen “Kıbrıs-Türkiye-AB ilişkilerinde son durum” konulu toplantıdaki konuşmasının ardından soruları yanıtladı.

Mehmet Ali Talat, “Rumlara limanların açılması konusu Türkiye'de tartışmaya neden oldu. Genelkurmay Başkanlığı'na ve Cumhurbaşkanı'na bilgi verilmediği söylendi. Limanların açılması konusunda sizin bilginiz var mıydı?, Size haber verildi mi?” şeklindeki soru üzerine, Türkiye'de yaşanan tartışmaya girmek istemediğini kaydetti.

Haberin Devamı

Talat, 2006 yılının Ocak ya da Şubat ayında hazırlanan Türkiye'nin AB Eylem Planı üzerinde birlikte çalıştıklarını ve bunu birlikte hazırladıklarını söyledi.

Türkiye'den talep edilen hususlar ön planda olduğu için bu planın Türkiye'nin eylem planı olarak ortaya konduğunu belirten Talat, planda karşılıklı olarak bütün kısıtlamaların kaldırılması hususunun yer aldığını ifade etti.

Talat, konuşmasına şöyle devam etti:

“Dolayısıyla, Türkiye'nin bir son dakika önerisi olarak ortaya koyduğu önerinin aslında hiç kimseye yabancı olmaması lazım. Bu öneri, Türkiye'nin eylem planının bir parçası demeyeceğim, ama eylem planında unsurları olan bir yeni öneri. Biz bu konuyu tabii ki konuştuk. Bizim bilgimiz vardı, üstelik 3-4 gün önceden vardı. Önerinin yapılması benim Brüksel ve Lahey seyahatime denk geldi. Ben Brüksel'e gitmeden önce Türkiye ile bu konuyu konuştuk. Bu çerçevede konuşulup ayrıntılama çalışması yapılıyordu. Ben Brüksel'deyken bu konuyu yine konuştuk. Lahey'e gittiğimde Türkiye önerisini yaptı. Bütün bu süreç içinde temastaydık. Kıbrıs Türk tarafı olarak biz bunu biliyorduk ve onaylıyoruz. Türkiye'deki tartışma ayrı bir konu...”

Haberin Devamı

-CUMHURBAŞKANI SEZER İLE GÖRÜŞME-

Mehmet Ali Talat, “Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Kıbrıs sorunu konusunda kaç kez resmi görüşme yaptığı ve bekleyen görüşme talebinin bulunup bulunmadığına” ilişkin bir soru üzerine de Cumhurbaşkanı Sezer ile bir kez resmi görüşme yaptığını söyledi.

Bu görüşme talebinin Cumhurbaşkanı Sezer'den geldiğini ifade eden Talat, Cumhurbaşkanı Sezer ile gerekli olduğu zaman birçok kez de değişik yerlerde bir araya gelip, görüş alışverişinde bulunduklarını anlattı.

Talat, Kıbrıs sorununu KKTC'de Cumhurbaşkanı'nın yürüttüğünü ifade ederek, bunun KKTC'nin uluslararası alanda tanınmamasından kaynaklandığını, Cumhurbaşkanı'nın orada aynı zamanda toplum lideri olarak Kıbrıs Türk halkını temsil ettiğini söyledi.

Haberin Devamı

Yabancı ülkeler ve uluslararası kuruluşların Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı ile temas ettiğini, hükümet yetkilileriyle temastan uzak durduğunu anlatan Talat, Türkiye'de ise Kıbrıs sorunuyla öncelikle Dışişleri Bakanlığının muhatap olduğunu, özellikle de Dışişleri bürokratlarının bu konuyu yürüttüklerini belirtti.

Talat, kendisinin de daha çok Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak Dışişleri bürokratlarıyla görüştüğünü, Dışişleri Bakanı ve Başbakan ile daha seyrek görüştüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı Sezer'in Hükümet'e göre Kıbrıs sorunu konusunda daha sembolik bir görevi bulunduğunu kaydeden Talat, gerekli olduğu zaman Cumhurbaşkanı Sezer ile konu hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını dile getirdi.

Talat, “Sayın Sezer'le bekleyen bir randevu talebim yok. Ancak benim sayın Cumhurbaşkanı'ndan gayri resmi bir talebim var. Görev süresi sona ermeden KKTC'yi ziyaret etmesini rica ettim. Olumlu karşıladı. Görevden ayrılmadan önce herhalde gerçekleşir” diye konuştu.

-“ŞİMDİ ROLLER DEĞİŞTİ”-

Cumhurbaşkanı Talat, “geçmişte daha çok Türk tarafını eleştirirken, şimdi Rum tarafını daha çok eleştirdiği hatırlatılarak, bu konuda tutum değiştirip değiştirmediğinin” sorulması üzerine, şunları söyledi:

“Klerides Hükümeti döneminde O, Kıbrıs'ta çözüm, uzlaşma ve birleşmeden yana izlenim yaratmıştı. Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye'nin ise bunu engelliyormuş görüntüsü hakimdi. Doğru veya yanlış, ama doğru olan bir şey vardı ki Kıbrıs Türk tarafı çözümden yana değildi. Biz, işte geçmişte buna karşı mücadele veriyorduk, Türk tarafının da çözümden yana olmasını istiyorduk. Kıbrıs Rum tarafı AB'ye girmeden önce Türk tarafı çözümden yana bir duruma gelmiş olsaydı, önümüzde iki alternatif olacaktı; bir, Kıbrıs sorunu çözülecekti, iki, sorun belki çözülmezdi, ama Rum tarafının uzlaşmazlığı nedeniyle çözülmediği için AB'ye giremezlerdi. O günlerde ben Türk tarafını ikna etmeye çalışıyordum. Şimdi roller değişti. Çözümü isteyen Türk tarafı, istemeyen Rumlar. Onları eleştiriyorum. Ben çözüm istemeyenleri eleştiriyorum.”

Talat, başka bir soru üzerine de Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler çerçevesinde çözülmesinde samimi olmadığını kaydetti.

Kıbrıs Rum tarafının ne kadar uzlaşmaz olduğunun, “bir pireye yorgan yakacağının” AB tarafından da artık görülmeye başlandığını ifade eden Talat, limanlar konusunda yapılan önerinin de Türk tarafı konusunda olumlu izlenimler yarattığını söyledi.

Talat, “Ben şahsen geleceği iyi görüyorum. Kıbrıslı Türkler haklarını, siyasi eşitliğini ortadan kaldıracak noktaya kesinlikle gelmeyecektir. Kızsak da öfkelensek de süreç devam ediyor. Biz Kıbrıslı Türkler olarak, Türkiye'nin AB sürecinde büyük sorun yaşanmaması, Türkiye'nin önünün tıkanmaması için elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz. Sonuçta hem biz, hem de Türkiye hedefine ulaşacaktır” şeklinde konuştu.

Talat, Kıbrıs sorununun, Kıbrıs Rum tarafının Avrupa Birliği'ne girmesinden sonra her platformda AB'nin sorunu haline geldiğini belirtti.

Mehmet Ali Talat, örneğin kuş gribi konusunda Avrupa Birliği'nin Kıbrıs'ta bir düzenleme yaparken Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs'ı da dikkate almak zorunda kaldığını, bu tür sorunlarla karşı karşıya geldiğini ifade ederek, “Çünkü kuşlar yeşil hat bilmez” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!