Güncelleme Tarihi:
Metronun Taksim-Yenikapı hattı hem altından geçtiği tarihi yapılar, hem güzergah seçimi hem de bu hatta arkeoloji çalışmalarının yapılmamış olması nedeniyle tartışılıyor. Tehlikede olan tarihi eserler arasında Ceneviz surlarından Süleymaniye'ye kadar pekçok eser var.
Aya Triada Kilisesi Okulu, Galatasaray Lisesi, Fransız Sarayı, Hollanda Konsolosluğu, Santa Maria Draperis Kilisesi, Yanıkkapı ve Ceneviz Surları, Saliha Sultan Sebili, Azapkapı Camii...
Bunlar İstanbul Metrosu'nun altlarını köstebek yuvasına çevirdiği tarihi yapılardan sadece birkaçı. Metro sadece bu hatla da kalmıyor, en son Saliha Sultan Sebili'ni ve Yanıkkapı Camii'ni solladıktan sonra Haliç'in öbür yanına geçip birçok başka tarihi yapıya da uğruyor.
Tarihi yarımadada metronun altlarından geçtiği başlıca eserler şöyle: Süleymaniye Camii, Kalenderhane Camii, Şehzade Camii ve şehzade türbeleri, Kuyucu Murat Medresesi ve İstanbul Üniversitesi.
Üniversitede ders yapılamaz
Şişhane-Yenikapı metro hattında çalışmalar çoktan başladı. Şişhane istasyonu inşaatı devam ediyor ancak bu güzergahta ne konsoloslukların, ne ibadet yerlerinin altlarından geçecek olan bu yapıdan haberi var. Hat eleştiriliyor.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erendiz Özbayoğlu metronun çalışmaya başlamasından sonra üniversitede gürültü ve titreşimden ötürü ders yapmanın mümkün olmayacağını öne sürüyor. Metro hattına yönelik başka eleştirileri de var:
‘‘Bu hat Abdülaziz'den beri konuşuluyor. O zaman için doğruydu. Oysa trafiği kolaylaştıracak hiçbir şey yapmamak lazım şu anda. Londra'da caddeleri daraltıyorlar merkezlerde. Çünkü bu uyuşturucu bağımlılığı gibi, dozunu artırdıkça daha fazla istenir. Bu bacalar her çıktığı yerde büyük tahribat yapacaktır.’’
Surlar tekrar birleşmez!
1972-75 arasında Dünya Bankası'nın sponsorluğu ile geliştirilen İstanbul planlarında görev alan Mimar Mete Göktuğ'un temel eleştirisi ise, bunun yeni bir yapılaşmaya yol açacak olması:
‘‘Ceneviz Surları tamamen yok ediliyor. Şişhane'deki inşaat müdürü, bunları numaralayıp sonra tekrar birleştireceğiz, dedi. Bu teknik olarak mümkün değil. Ceneviz Surları kesme taşlarla değil, her boyuttaki taş ve her türlü malzemeyle yapılmıştır. Birleştirilmesi mümkün değil. Yanıkkapı ayakta kalmış tek kapıdır ve bu kapı da metro ile birlikte gidiyor. 35 bin m ’lik Galatasaray Lisesi arazisi ise başka bir sorun. Zaten uzun süredir inşaat yapılması düşünülüyordu, metroyla birlikte bunun da altyapısı hazırlanmış oldu.’’
Göktuğ tarihi değerlere sahip merkezlerin hiçbirinde metro güzergahının ön çalışma yapılmadan tespit edilmediğine dikkat çekiyor. Örnek olarak da Roma metrosunu gösteriyor. Roma'da metro güzergahının, toprak altındaki kalıntılar nedeniyle pekçok kez değiştirildiği hatırlatıyor.
Prost'un hayaleti
1930'larda İstanbul için projeler oluşturan Henri Prost'un planında, kent merkezinin Yenikapı liman çevresinde gelişeceği, Haliç'in sanayi bölgesi, Taksim'in kent alanı olacağı öngörülüyordu. O dönem nüfus 600 bindi. Bu projede Taksim-Yenikapı arasında bir metro da öngörülmüştü.
Ama o günden beri çok şey değişti. Prost'un planı kınandı. Haliç'in sanayi bölgesi olmasından vazgeçildi, Beyoğlu ve civarı sit alanı ilan edildi. Ama metro güzergahında ısrar edildi.
Yarımadaya girmemeli
Büyükşehir Belediyesi danışmanlarından Mimar Turgut Cansever ise tarihi yarımadaya metronun hiç girmemesi gerektiğini düşünüyor:
‘‘Bu yarımada 1700 senelik bir kültürel birikim alanı. Tarih boyunca burası 250 bin nüfuslu bir yerdi. Bugün gündüz nüfusu 980 bin kişi, gece nüfusu da 80 kişi. Bu ne demek? Burası insanların yaşadığı değil, insanların çiğnediği bir yer. Bir kültür alanını insanlar çiğnerlerse, o alan kültür alanı olmaktan çıkar. Tamamen yanlış bir yaklaşımla, şehrin sadece ulaşım meselesi varmış gibi davranılıyor. Dalan ve Sözen döneminde metro fikri ortaya yalan yanlış atıldı, işin farkında olmayan bir bakan da üç kişiyi dinlemeden işi trafik mühendislerine verdi.’’