Takipsizlik yoruma açık
Güncelleme Tarihi:
KOZMİK Oda’da arama yapan ve hakkında HSYK tarafından inceleme başlatılan Savcı Mustafa Bilgili, takipsizlik kararını eleştirerek, kayıp olduğu iddia edilen harddisk’i kendi elleriyle kopyalayıp bilirkişilere verdiğini öne sürdü. Bilgili şunları söyledi:
“Ankara Bölge Seferberlik Başkanlığı’ndaki arama, askeri yetkililer ve 4 savcı tarafından yapılmıştır. Bahse konu harddisk ve bazı belgeler ile hâkim tarafından yapılan arama konusu tüm bilgi ve belgeler askeri görevlilere teslim edilmiş, bir kısmı polislerin bulunmadığı askeri yetkililerin bulunduğu ortamda tutanakla teslim alınmıştır. TÜBİTAK’a resmi yazı yazılarak iki teknik bilirkişi görevlendirilmesi istenilmiş, görevlendirilen bilirkişilere söz konusu yukarıda belirtilen harddisk’in bir imajı-kopyası daha önce savcı odasında bizzat tarafımdan alınarak bilirkişilere yapacakları iş anlatılarak teslim tesellüm tutanağı ile teslim edilmiştir.
Takipsizlik kararında Cumhuriyet Savcısı değişmeden önce alınan beyanlar ile toplanan delillere hiç değinilmemiştir. Bu delillerin irdelenmediği, ilk olay aşamasında takip edildiği iddia edilen Albay Baki Kuru’nun ifadesine bizzat başvurulduğu, daha sonradan tekrar ifadesine başvurularak ikinci kez ifadesine neden başvurulduğunun ve niçin değer verildiği açıklanmamıştır. Seferberlik Bölge Başkanlığında çalışan şüphelilerin görev dışı tüm faaliyetlerine ilişkin Genelkurmay’ın bir değerlendirmesi olmadığı halde Takipsizlik kararında bu görev dışı faaliyetlere, şüphelilerin askeri faaliyetleri denildiği, bu görev dışı faaliyetlerin Genelkurmay’a gönderilerek, Genelkurmayın değerlendirilmesine bile sunulmadığı, Genelkurmay Başkanlığı tarafından soruşturma aşamasında ve harddisk’in Cumhuriyet Başsavcılığımıza teslimi sırasında tüm bilgiler için devlet sırrı denilmemiştir.
DEVLET SIRRI KÖTÜYE KULLANILDI
Takipsizlik kararını veren Cumhuriyet Savcısı tarafından tüm bilgilere devlet sırrı denilmiş ise de şüphelilerin devlet sırı dedikleri evrakların çoğunun devlet sırrı ile ilgisinin olmadığı, 2010 yılında 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilip el koymaya yapılan itiraz reddedilmiştir. Dolayısıyla devlet sırrı kavramının kötüye kullanıldığı belli olmuştur. Genelkurmay’ın devlet sırrı demediği bilgi ve belgelere Cumhuriyet Savcısının devlet sırrı diyerek Genelkurmay’a iade etmesi ve bu aşamada hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının suçluymuş gibi gösterilmesi, itiraz sonucu verilen mahkeme kararlarının yok hükmünde kabul edilerek, tüm şüphelilerin beyanlarına itibar edilerek lehlerine olacak şekilde yorumlar yapılarak takipsizlik kararı verilmesi yorum ve sorgulamaya açıktır.”