Takintilara takilmayin

Güncelleme Tarihi:

Takintilara takilmayin
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 1999 00:00

Haberin Devamı

Halk arasinda kisaca ‘takinti’ diye isimlendirilen, ‘tekrarlayici, istenmeyen ve hos olmayan dusunceler’ ile ‘tekrarlayici, torensi ve kisinin yapmaya engel olamadigi davranislar’i kapsayan obsesif-kompulsif bozukluklar, yasami zehir ediyor.

Her 100 kisiden 2'si obsesyon ve kompulsiyon sorunuyla karsi karsiya. Kir, mikrop, bulasicilik (surekli el ve vucut yikama, temizlenmeme hissi), saldirgan veya siddet iceren durtulerini eyleme donusturme korkusu, baskalarinin guvenligiyle ilgili asiri sorumluluklar duyma (bu nedenle ornegin araba kullanamama), dini ve cinsel obsesyonlar, duzen ve simetriyle ilgili asiri endise, kullanilmaz veya yipranmis malzemeleri atamama, istifcilik, en sik rastlanan obsesyonlar arasinda yer aliyor. Agiz sapirdatarak sakiz cigneme, gurultulu yeme ya da icme, anahtarlik, tesbih sallamaya karsi da takinti gelisebiliyor. Pfizer Ilac Firmasi'nin Polat Renaissance Otel'de duzenledigi Medya Bilgi Paylasim Toplantisi'nda Bakirkoy Ruh ve Sinir Hastaliklari Hastanesi Psikiyatri Klinik Sefi Doc. Dr. Oguz Karamustafalioglu, ‘Obsesif-kompulsif bozukluklar’ ile ilgili konferans verdi. Bozuklugun bir akil hastaligi olmamasina ragmen, yeti yitimine yol actigini ve hastanin zamanin buyuk kismini bunlara ayirmak zorunda kaldigini belirten Doc. Dr. Karamustafalioglu, ‘‘Hastalik cocukluk caginda basliyor. Ancak yillar sonra hastalar dogru tedaviye ulasabiliyor. Ailelerin yaptigi en buyuk hata da bunlari kabul etmeleri ve isteklerine uyum gostermeleri. Hastalarin sosyal ya da meslek yasamlari olumsuz etkileniyor. Yasamlarinin en aktif yillari sorunla geciyor. Bunlar yuzde 66'si hayatlarinda bir kez depresyonla karsilasiyorlar’’ dedi.

Depresyon yaratiyor

Asiri yikama (ozellikle el yikama ve banyo temizleme), kontrolcu ve tekrarlayici davranislarin da (dokunma, sayma, duzenleme) tipik kompulsiyonlar oldugunu anlatan Doc. Dr. Karamustafalioglu, ‘‘Takintili hastalar moralsizdirler veya depresyon gelistirebilirler. Yogun sikinti ve huzursuzluk da sik gorulur’’ dedi.

Her 40 eriskinden birinin, 200 cocuktan da birinin hayatlarinin bir doneminde bunlardan sikayetci oldugunu hatirlatan Doc. Dr. Karamustafalioglu, ‘‘Bozukluga bagli olarak, sac, kas ve kirpik yolma, bedenle ilgili ugrasilar, ciddi hastaligi olduguna dair temelsiz korkular (cilt yolma, tirnak yeme, gereksiz alisveris) da gelisir. Bozukluk tedavi edilmezse kroniklesir. Aile, birey ve toplum icin ekonomik bedeli yuksektir’’dedi. Bozuklugun nedeninin tam olarak bilinmedigini ancak biyokimpasal dengesizliklerin rolu bulundugunun dusunuldugunu belirten Doc. Dr. Karamustafalioglu, psikolojik faktorler ve stresin semptomlari artirabildigini soyledi. Hastalarin ilac tedavisine iyi yanit verdigini soyleyen Doc. Dr. Karamustafalioglu, ‘‘Tedavide kullanilar ilaclar, depresyonda kullanilanlarin genelde 2 kati dozunda ve en az 1 yil kullanilir. Davranisci tedaviler de yararli olur’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!