Taylan YILDIRIM/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2014 16:06
BALYOZ Davası’nda Anayasa Mahkemesi’nin kararı alması ve İstanbul merkezli ’Gizli Bilgi ve Belge Bulunma Davası’ndan aldığı 5 yıl 7 aylık hapis cezasını tamamlamasının ardından cezaevinden çıkan emekli Deniz Kurmay Albay Koray Eryaşa, ilk iş olarak babası Saim Eryaşa ile annesi Ferdane Eryaşa’yı ziyaret etti.
Burada yaptığı açıklamada, askeri yargının içerisindeki cemaatçi hukukçuların artık deşifre oldukları için adeta 'kamikaze’ gibi saldırıya geçtiklerini söyleyen Eryaşa, Hilmi Özkök’ün Balyoz davası için ifade vermesiyle ilgili olarak ise "Bizler, hep ona karşı ’Komutanım’ deyip ayağa kalkardık. Ama duruşma salonunda hiç kimse ayağa kalkmadı. Biz dik durup hep onun yüzüne baktık ama, onun kafası hep yerdeydi ve bizim yüzümüze bakamadı" dedi.
Balyoz davası kapsamında 16 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Deniz Kurmay Albay Koray Eryaşa hakkında, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ’hak ihlali’ kararının ardından tahliye kararı verildi. Aynı davadan toplam 229 asker serbest bırakıldı ama Kurmay Albay Eryaşa, askeri casusluk davası olarak da bilinen ’Gizli Bilgi ve Belge Bulunma Davası’ndan aldığı 5 yıl 7 aylık hapis cezasından dolayı cezaevinden çıkamadı. Eryaşa, dün diğer cezasını da tamamlayıp tahliye oldu.
ÖNCE ANNE VE BABASINA GİTTİEşi Neşe Eryaşa ve Balyoz Davası’ndan daha önce tahliye olan silah arkadaşlarının cezaevi kapısında karşıladığı Koray Eryaşa, serbest kaldıktan sonra ilk iş olarak ise emekli Hava Albay olan babası Saim Eryaşa ile annesi Ferdane Eryaşa’yı evinde ziyaret etti.
Onların elini öpüp, sohbet ederek özlem gideren Koray Eryaşa, annesinin çok özlediği böreklerinden de yedi. Eryaşa, yine ablası Funda Arpacı’yla da hasret giderdi.
ASKERDEKİ CEMAATÇİLER KAMİKAZE OLDUYargılandığı davaların hiçbir hukuki zemini olmadığını, ama arkadaşlarıyla birlikte hukuk cinayetlerine kurban gittiklerini söyleyen Eryaşa, TSK içerisindeki cemaatçi yapılanmayla ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. Cemaat yapılanmasının TSK içerisinde güçlü olduğunu ama emir komuta zincirinin bunu pek ortaya çıkarmadığını dile getiren Koray Eryaşa, şunları söyledi:
"Askerdeki emir komutan zinciri önemli. Çünkü, askerdeki esas duruş sistemi, kimsenin çıkıntılık yapmasına izin vermez. Birisini bir adım önce ya da arkada olursa kendisini deşifre eder ve tırpanlanır. Cemaat yapılanmasındakilerde, o esas duruş sırasında, şu ana kadar kendilerini gizlediler. Ama askeri yargı sistemindeki uzantıları, artık gizlenemez hale geldi. Çünkü, bizler için sivil mahkemelere hazırlayıp gönderdikleri kararlar ya da raporlar, onları ortaya çıkardı. Deşifre olduktan sonra ise, artık bir kamikaze gibi saldırıya geçtiler. Ceza alınması için, ellerinden geleni yaptılar. Ben daha önce TSK içerisindeki cemaatçi yapılanmaya dikkat çekmiştim."
CEMAATE EL UZATANLAR YANDITSK içerisindeki cemaatçi yapılanmaya ulaşmak için soruşturma açan askeri savcıların da, bir şekilde suçlanarak uzaklaştırıldıklarını ifade eden Eryaşa, Genelkurmay Başkanlarını da büyük bir tehlikenin beklediğini söyledi. Eryaşa, "Cemaati deşifre etmeye çalışan askeri savcılar, ya casus oldu ya da darbeci bir şekilde görevlerinden uzaklaştırıldılar. Ama askeri yargı ve hukuk müşavirliği, önemli hatalara imza attı. Özel yetkili mahkemeler, bir rapor istediği zaman, bunu Genelkurmay Başkanlığı makamına yazı yazıp istedi. Adli müşavirlik ise Genelkurmay Başkanı namına, bu yazılara cevap verdi. Böylelikle, ortada yaşanan bu hukuksuzluktan Genelkurmay Başkanları da, sorumlu. Onların ’Benim haberim yoktu’ deme şansları yok. Çünkü bu yetki onlar adına kullanıldı. Dolayısıyla önümüzdeki zamanda onlar içinde hukuksal bir sıkıntı çıkabilir" dedi.
ÖZKÖK, EN AĞIR CEZAYI ALDIYeniden yargılanmaya başladıkları Balyoz Davası’nda Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün ifade vermesini de değerlendiren Koray Eryaşa, Hilmi Özkök’ün, en büyük cezayı duruşma salonunda, kendilerinden aldığını anlattı. Eryaşa, "Hilmi Özkök, zamanında hepimizin komutanıydı. Hepimiz eskiden esas duruşta onun için bekledik. Ama, o gün duruşma salonuna girdiği zamana ayağa bile kalkmadık. Sonra ifadesini verdi ve yerine geçti. Ama yüzünü yerden hiç kaldırımadı. Bizler kendi aramızda karar almıştık, tepki vermeyeceğiz diye. Ama hepimiz, onun karşısında dik durduk. Ve hepimiz onun yüzüne baktık. O ise, bizim yüzümüze bakamadığı gibi yüzünü yerden kaldıramadı. Bu onun için en büyük ceza oldu" diye konuştu.
TSK, KUMPASI BEKLEMİYORDUNe TSK’ye ne de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile kurum olarak bir derdinin olmadığını ama orada görev yapıp kendilerine sahip çıkmayan arkadaşlarına kırgın olduğunu dile getiren Eryaşa, kendilerinin görevlerini yaptıkları için tutuklandığını, görevlerini yapmayanların ise, görevlerine devam ettiği ifade etti.
Ayrıca, TSK’nun kumpasa hazırlıklı olmadığını da anlatan Eryaşa, "TSK yapısı itibariyle düşmana karşı hazırlıklıydı. Tüm ülkelerinki de böyledir. Ama bizde siyaset, polis ve yargı üçlü olarak, düşmana karşı hazırlık yaptığım sırada bizleri arkadan vurdu. Biz bunu beklemiyorduk. Hiçbir ordu da devlet içinden kendilerine böyle bir saldırı gelmesini bekleyemez" dedi.