<B> Hanife BAŞ</B>
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2003 19:19
Doç. Dr. Paşa Göktaş infeksiyon hastalıkları ve mikrobiyoloji uzmanı. Türkiye'nin önde gelen laboratuvarlarından Gelişim Tıp Laboratuvarları'nın sahibi. Ticaret konusundaki yetenekleriyle tanınan Kayserililerin tıp alanındaki temsilcisi.
Doç. Dr. Paşa Göktaş Kayseri'nin Develi ilçesinde yoksul sayılabilecek, yedi çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya geldi. Sıfırdan başladığı iş hayatında, işkolikliğiyle başarılı oldu. Ticaret konusunda önemli başarılara imza atan Kayserilileri tıp alanında temsil edenlerden biri.
Tesadüf sonucu adım attığı tıp alanında, hem doktorluk yapıyor hem de laboratuvar çalışmaları yürütüyor. Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyolojisi Kliniği Şefi. Aynı zamanda Türkiye'de ilk beş tıp laboratuvarı arasında yer alan Gelişim Tıp Laboratuvarları'nın da sahibi.
50 kişinin çalıştığı Gelişim'de, yılda 150 bin test yapılıyor. Göktaş, 1993'de kurduğu laboratuvarda kaliteye çok önem veriyor. Gelişim, ISO 9002'ye sahip Türkiye'deki birkaç laboratuvardan biri. Göktaş, geçen yıl kalite için 231 bin dolarlık harcama yaptıklarını anlatıyor. Laboratuvar, aynı zamanda birçok laboratuvarın tahlil merkezi durumunda. Onların yapamadığı tahlilleri, testleri yapıyorlar. Bu yıl itibariyle de Türkiye'nin her yerine yayılmak için çalışmalara başlamışlar.
1952 doğumlu Göktaş, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. İhtisasına Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başlamış. 1986'da uzman olduktan sonra zorunlu hizmet için gittiği Erzincan'dan depremden sonra ayrılmış. Erzincan SSK Hastanesi'nde çalışırken, kendi deyimiyle hayat şartlarının getirdiği zorunluluk nedeniyle laboratuvar işine de girmiş. Doğu Anadolu'nun en büyük laboratuvarını kurmuş. 1992 Erzincan depreminden sonra İstanbul'a dönme kararı almış. Klinik şefliği sınavını kazanarak, Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde klinik şefi olmuş. Daha sonra girdiği doçentlik sınavını da kazanmış.
İSTANBUL’A DÖNÜŞ VE...
İstanbul'a dönüşünden bir yıl sonra Gelişim Tıp Laboratuvarları'nı kurmuş. Erzincan'da edindiği deneyimleri buraya taşımış. Göktaş, ‘‘Zorunlu olarak kendi mesleki alanımda araştırmalar yapmak durumunda kaldım. 17 yıldır laboratuvar çalışmasının içindeyim. Özel çalışmaya ve muayenehane açmaya karşıydım. Ancak yaşamın getirdiği zorluklar nedeniyle bu tür çalışmalara başladık‘‘ diyor. İki binden fazla irili ufaklı laboratuvarın bulunduğu Türkiye'de, kısa sürede ilk beş laboratuvar arasında girdiklerini belirtiyor.
TOPLUMSAL AKTİVİTELER
Şu anda laboratuvarlarında down sendrom testleri, tüberküloz araştırmasında kullanılan sistem gibi çok az laboratuvarda olan testler ve tahlillerin yapıldığını söylüyor. Tahlil ve laboratuvar konusunda bilimsel ve eğitici yayınlara da önem veriyor.
Göktaş, toplumsal aktiviteler düzenlediklerini de anlatıyor. Geleneksel hale getirdikleri 'sağlıklı yaşam yürüyüşünü' geçen hafta gerçekleştirmişler. Bundan sonra da periyodik olarak bu yürüyüşleri devam ettirmeyi planlıyorlar. Kaliteyi ve güvenilirliği bozmadan laboratuvar hizmetlerinin daha ekonomik hale gelmesinin yollarını aradıklarını dile getiriyor. Göktaş'ın tıp alanına girmesi bir hayli ilginç olmuş. Küçüklüğünde kimya mühendisliğiyle ilgilenmiş. Hep bir şeyler icat edebileceği bir meslek istemiş. Hatta bir ay kadar da kimya mühendisliği eğitimi almış. Üniversite sınavında parasız yatılı olarak o zamanlar var olan Robert Kolej Yükseokulu'nda Kimya Mühendisliği Bölümü'nü kazanmış. Bir ay devam ettiği bu okulu boykot nedeniyle bırakarak, kaydının son gününde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne yazılmış. Çocukluk hayallerini bir kalemde silen Göktaş, annesinin çok istediği doktorluk mesleğini seçmiş. Ama, araştırmacı özelliğinin getirdiği, kimya alanına yakın olan İnfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyolojiyi seçmiş. Laboratuvar alanının da biyokimya ve mikrobiyolojiye yakın olduğunu söylüyor.
Göktaş, şu anki sağlık sisteminin hantallığını, şeffaf olmaması ve rekabete dayanmamasına bağlıyor. Türkiye'de sağlık sisteminin doğru yapılanması, topluma yararlı ve üretken hale gelmesi için de öneriler geliştirme çalışması içinde bulunuyor.
12-14 SAAT ÇALIŞIYOR
Monoton olmayan, yaratıcı, araştırmaya dayanan alanlara her zaman ilgi duyduğunu söyleyen Doç. Dr. Paşa Göktaş, tam bir işkolik. Sürekli yoğun bir çalışma temposunda olmuş. Günde 12-14 saatini çalışmaya ayırıyor. İş dışındaki vaktinin çoğunun da yine işe yönelik araştırma ve okuma ile geçtiğini anlatıyor. Gençlere araştırmacı olmaları, disiplinli ve düzenli çalışmaları tavsiyesinde bulunuyor. İşini severek ve ciddiye alarak yapanların, başarıyı beraberlerinde getireceğine inanıyor.