Ä°ngiliz arkadaşımız Tim’e ısmarlanan bira getirildi, ancak ekibimize, tüm ısrarlarına raÄŸmen yine ’Yerlilere içki servisi yok’ denildi. Sonuçta Ä°ngiliz Tim gecenin ve Ä°stanbul’un muhteÅŸem manzarasının tadını birasıyla çıkarırken, Hürriyet ekibi, meÅŸrubatla balık çatalladı...   Â
BERLİNLİ parlamenter arkadaşlarıyla İstanbul’a gelen ve Sultanahmet’teki Golden Horn Otel’in terasında yemek yiyen SPD Berlin eyalet Milletvekili Dilek Kolat’ın karşılaştığı kötü sürprizi, Hürriyet gekibi de bizzat yaşadı. 14-18 Mayıs arası, Berlinli 14 parlamenter arkadaşıyla İstanbul’u ziyaret eden Kolat, kaldıkları otelin önerisi üzerine, Alman arkadaşlarını Sultanahmet’teki Golden Horn Otel’in terasında yemeğe davet etti. Ancak burada Alman kadın parlamenterlere istedikleri şarap servisi yapılırken, Türkçe önce rakı sonra da şarap isteyen Kolat’a otel görevlileri, "Türkçe konuşuyorsunuz, Türksünüz, Müslümansınız. İçki veremeyiz’ yanıtı verdi. Bunun üzerine Kolat’ın çağırttığı otel müdürü de, "Burası AKP’nin, içki ruhsatı vermiyorlar. Biz de yabancılara bunu anlatamıyoruz, anlatmak istemiyoruz. Bunu için de bu yasağı deliyoruz. Turistlere ses çıkarılmıyor. Ama baskın yapılıp Türklere içki verdiğimiz duyulursa bizi kapatırlar. Kusura bakmayın size içki servisi yapamayız" dedi.
Turist masalarında şarap
Dilek Kolat’ın başına gelenlerin 25 Mayıs Pazar günü Hürriyet’in manşetinde yer almasının öncesinde, uygulamayı yerinde görmek için muhabir arkadaşımız Ezgi Başaran, Sultanahmet’teki Golden Horn Oteli’ne gitti. Başaran, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Cuma akşamı saat 21.00 sularında, Ersin Kalkan, fotomuhabiri Sebati Karakurt ve İngiliz arkadaşımız Tim’le otelin teras katındaki restorandaydık. Masaların çoğu boştu, böylelikle muhteşem manzaranın hemen karşısındaki masaya oturabildik. Restoranın geri kalanında kalabalık birkaç grup halinde yabancı turistler vardı. Hepsinin masasında da yarılanmış şarap şişeleri... Yemek siparişlerinden sonra ne içeceğimizi soran garsona önce rakı dedik. Yok dedi. Peki şarap? O da olmaz. Tim bira istiyor, çocuğu getirdik buralara kadar diye direttik. Ona getiririz ama size yok. Yerlilere alkol yok! Garsonlar son derece kibar ve anlayışlıydı. Bize hak veriyorlardı ama belli ki emir büyük yerden geliyordu. Sadece turistlere alkol vermelerine izin veren garip bir ruhsat türünden bahsettiler. Kurcaladık, allem ettik kalem ettik ama masaya Tim’le tokuşturmak için bir kadeh getirtemedik. Yanında kola ve su yudumladığımız bonfile ve balıkları kerhen çatalladık. Tim içti, biz baktık."
Arkadaşınız içebilir ama size veremeyiz
HÜRRİYET ekibiyle otel görevlileri arasında geçen ve Dubai’de uygulanan ’yabancılara içki var, yerlilere yok’ konuşması şöyle gelişti:
Garson: Ne içersiniz?
Tim: Beer please. (Bira lütfen)
Ersin: Biz de rakı içelim.
Garson: Alkol veremiyoruz efendim.
Ezgi: Nasıl yani?! Biz yabancı misafirimizi getirdik şöyle manzaraya karşı içelim diye.
Garson: Arkadaşınız içebilir efendim.
Ersin: Rakı değil, şarap içelim olur mu?
Garson: Hayır efendim.
Ezgi: Turiste nasıl veriyorsunuz?
Garson: Onlara verebiliyoruz. Arkadaşınız içebilir ama siz içemezsiniz. Ruhsatımız olmadığı için.
Ezgi: Ruhsatınız sadece Türklere içki verilmez mi diyor?
Garson: ...
Ezgi: Buranın sorumlu müdürüyle görüşebilir miyiz? Belki siz yanlış biliyorsunuz, böyle saçmalık olamaz çünkü.
’Turist dışarıdan getiriyor’
Ekibimizin çağrısı üzerine gelen şef garsonla geçen konuşma da şöyle:
Ezgi: Arka masamızda şarap içen yabancı bir çift var. Biz şarap istiyoruz, hayır diyorsunuz?
Şef garson: Bizim ruhsatımız olmadığı için onlar dışarıdan getirip içiyor.
Ersin: Peki biz de dışarıdan alıp gelelim o zaman.
Şef garson: Hayır efendim, mümkün değil. Onlar aynı zamanda otel müşterisi. Sadece otelde kalan müşteriler dışarıdan içki getirip içebiliyor.
Ezgi: Yarın otelde yer ayırtıp kalsam, akşam gelip içki içebiliyor muyum?
Şef garson: Yerli müşteriye alkol veremiyoruz. Camilere yakın olduğumuz için Turizm Bakanlığı izin vermiyor.
Ersin: Burası turizm bölgesi, camilere yakın olsanız da içki ruhsatınız olur. Camiye yakın diğer her yerde içki satılıyor!
Ezgi: Şimdi Tim içebiliyor, biz içemiyoruz öyle mi?
Şef garson: Arkadaşınıza bira verebiliriz, evet.
Ersin: Şöyle arkadaşlarımı almışım gelmişim, bir içemeyecek miyim yani?
Şef garson: Siz de haklısınız efendim.
Ersin (bu konuşmanın ardından garsonla konuşuyor): Alıp şarabı gelsek, göstermeden içsek?
Garson: İsterseniz yapın ama işimizden oluruz. Öyle iki arkadaşımız işten atıldı. Biz de isteriz müşteri buradan memnun ayrılsın diye ama... Böyle çok müşteri kaybettik. Zaten içki veriyor olsak burası böyle boş mu olurdu? Yer bulmanıza imkan olmazdı."
Zaman’da ’alkol yok’ denmişti
GOLDEN Horn Otel’le ilgili Zaman Gazetesi’nde çıkan röportajda özetle şöyle deniyor: "22 kişinin çalıştığı ve gece 23’e kadar hizmet alabileceğiniz restoranda alkol bulunmaması da ailelerin burayı tercih sebebinde önemli bir rol oynuyor. 200 kapasiteli restoranı alkolsüz düğün ve sünnet yemeği dışında özel toplantı yemekleri için de kullanmak mümkün. Golden Horn Yönetim Kurulu Başkanı Selami Yaşık, ’Bu camiaya hitap eden bu tarz oteller maalesef az ve biz bu açığı kapatmaya çalıştık. İnşallah önümüzdeki nisan ayında yine Sirkeci’de dördüncü otelimizi açacağız’ diyor."
İçki ruhsatımız yok ama veriyoruz
OTELİN sahiplerinden olan ve Genel Müdürlüğü de yürüten Gökhan Yaşık, şu açıklamayı yaptı: "Turistik değil, belediye belgeli bir oteliz. İçki ruhsatımız yok ama veriyoruz. Ruhsat başvurumuz sonuçlanmadı. Burada yeni bir oteliz. Henüz bir yılımız dolmadı. Normal şekilde de zaten biz içki veriyoruz. Yabancıya içki verip de Türk’e vermemek gibi saçmalık olur mu? Alman parlamenterlerin olduğu grupta yaşananları araştırdım. Böyle bir grup gelmemiş."
Günay: Uygulama keyfi, yaptırım talimatı verdim
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Sultanahmet’te Dubai usulü" başlıklı haberimiz üzerine muhabirimiz Aydın Ulun’u arayarak bilgi verdi. Bakan Günay yaptığı açıklamada olayı doğrulayarak, "Otelin içki ruhsatı olmadığı ve buna rağmen böyle bir keyfi uygulama yaptığını ben de tespit ettirdim. Pazartesi (bugün) bizzat gerekli emirleri verip, yasaları uygulatacağız. Olaya dini bir süs verilmemeli, o boyuta çekilmemelidir. Otelin uygulaması çifte standarttır ve yasadışıdır. Turizmde Türkiye’yi dünyanın yükselen trendi yapmaya uğraşırken, böyle üzücü olaylara müsamaha gösterilmeyecektir."
Yapılan yasadışı
Bakan Günay, Aydın Ulun’un ardından dün Hürriyet’e ayrıca şu açıklamayı yaptı: "Bu durum bölgede yaygın bir uygulama değil. Dini ve siyasi baskı yok. Otelin tavrı, belediyenin tutumundan da kaynaklanmıyor. İstanbul’da Dubai uygulaması mümkün değil. Eminönü’de içki satan pek çok otel var. Bu otele her türlü yaptırımın uygulanması için talimat verdim. Otelin turistik işletme belgesi, içki ruhsatı yok. Bir süredir, turizm ve belediye belgesi ayrımının kaldırılması üzerinde duruyorduk. Eminönü, Antalya’da Kaleiçi gibi pilot bölgelerde çalışmaya hazırlanıyorduk. Bu olay arayışımızda haklı olduğumuzu gösterdi."