Tadında bırakmak...
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2012 17:28
“Başkası adına utanmak” varsa, Levent Kırca’nın görüntülerini izlerken hepimiz bunu yaşadık.
Haberin Devamı
“Keşke” dedik, “Keşke... Tadında bıraksaydı...”
Onu 90’larda Olacak O Kadar’la güldüğümüz dönemdeki güzel insan gibi hatırlasaydık...
Hafızalarımızda öyle kalsaydı, keşke görmeseydik bu vaziyetini.
Görmeseydik alkolle çenesinin bağı çözülmüş hallerini...
**
Bu, “Ah be Levent Kırca” dedirten ilk olayı değildi. Yaz vakti bir kafede oturduğu kadınlarla görüntülendiğinde kendisine sormadan görüntü alan muhabire olan tepkisini kiraz ve muz fırlatarak ifade ediyordu.
Meyve fırlatan parodilerindeki bir karakter olsa gülerdik ya, bunu yapan kendisiydi; bal gibi gerçekti.
“Ah be Levent Kırca” dedirtti...
Vakit geçti, Eylül ayında aldığı iki yıllık hapis cezasıyla yine gündeme geldi.
Sevgilisinin evinde armatör Kahraman Sadıkoğlu ile polise saldırmış, 2 yıl 20 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.
Kararın ardından saldırıyı reddetse ve 'temyize gideceğiz' açıklamasını yapsa da iş mahkemeye taşınmıştı bile.
Kendi penceresinden baktığında gördüğü adaletsiz dünyaya karşı çıkarken “Haklıyken haksız duruma düşme”nin kitabını yazıyordu Levent Kırca.
**
Olacak O Kadar devri bitti, biz kabul ettik.
Defteri kapattık, anılarımızdaki güzel yerini mühürledik...
O da kabul etse ya hayatının tam ortasında duran gerçeği...
| Levent Kırca’nın Oğlu Oğulcan Kırca’dan haber var: “Babam içki içmez!” |
| Babam hiç içki içmez, hiç sigara kullanmaz ve hayatında hiç sarhoş olmamıştır. Babam, nerede hata yaparsa yapsın, bunun içki ile alakasının olmadığını belirtmek istiyorum. Benim de katılmadığım, tasvip etmediğim tarafları olabilir ama bunlar onun düşüncesidir. Doğru ya da yanlış... İçki ile manipüle edilmemiştir. |
Tabii başarının, alkışın tadı güzeldir, uzun dönem bunu yaşamış kişiler, kendilerine karşı objektif bakışlarını kaybederler.
Çünkü değişime, yeni çağa ancak böyle direnebilirler.
Bazen kabul etmek lazımdır geçen günleri. “Ne güzel yaşadık, ne güzel işler yaptık” deyip tadında bırakmalıdır işleri...
Bilhassa içindeki pınar tükendiğinde...
Devir değişip de seni arkasından sürüm sürüm sürüklediğinde...
Değişimin getirdiği başarısızlık korkusunun üstesinden gelemediğinde...
Bir nefes alıp dinlemelidir hayatı.
**
Tadında bırakmamak tehlikelidir de...
Bir anda bitiriverir seni minicik bir kelime...
İçtiğin iki kadeh masum masum durur yerinde ama...
Dilinin kemiğini eritiverir, 30 yıllık emeğin dağılıverir birdenbire...
