Murat KAZANCI / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2012 00:00
Odatv davasında hâkim, tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli’nin sürekli ağladığını belirterek, savunması sırasında diğer sanıkları salondan çıkardı. Kaleli, komplonun asla düşünülmediğini savundu, “Baykal’ın odasında olanları ispatlayamayacağını” söyledi.
ÖZEL Yetkili 17’nci Ağır Ceza Mahke-mesi’nde görülen ve Ergenekon soruşturması kapsamında açılan Odatv davasına dün gazeteciler Nedim Şener ile Ahmet Şık’ın yanı sıra 11’i tutuklu 1’i tutuksuz 12 sanık da katıldı. Duruşmayı CHP milletvekilleri İlhan Cihaner ile Melda Okur, televizyoncu Uğur Dündar ile gazeteci Ruşen Çakır ve sanık yakınları da izledi. Mahkeme başkanı, bugüne kadar görülen celselerde tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli’nin sürekli ağladığını, gergin olduğunu ve ilaç kullandığını belirterek, savunması sırasında diğer sanıkların salondan çıkarılmasına karar verdi. Kaleli, savunmasında özetle şunları söyledi:
Nasıl bir örgüt
“Odatv, mesleğe dört elle sarılmama vesile oldu. Yalçın Küçük ile bir yemekte tanıştım. Kısa bir tanışmaydı. Başka görüşmem olmadı. Soner Yalçın ile de işe başladıktan 5 ay sonra o talihsiz telefonla görüşerek tanıştım. 2 telefon ve 1 saatlik buluşmam dışında Yalçın ile irtibatım olmadı. Sanıkların bir kısmıyla gözaltı sürecimde ve mahkeme salonunda görüştük. Ben nasıl bir örgüt üyesiyim, bu nasıl bir örgüttür. Birçoğumuz birbirimizi hiç görmedik, tanımıyoruz bile.”
Bana iftira attılar
“Gözaltından çıkınca Barış Pehlivan’ın imzası olan ve bütün emeklerimi hiçe sayarak, İklim Ayfer Kaleli’nin bizimle alakası yoktur diye bir yazı yayınladılar. Serbest bırakıldıktan sonra hakkımda asılsız haberler çıktı. Ajan komplocu diye bana iftira attılar. Deniz Baykal ile ilgili ortaya birçok iddia atan olay kadın olarak beni lanse ettiler. Soner Yalçın ile telefonda konuşarak bu bilgiyi (Baykal’ın taciz ettiği iddiasını) onunla paylaştım. Kendisi bu durumu öğrendikten sonra
haber yapmamış, üstünü örtmeye çalışmıştı. Hatta 3- 5 dostumla da bu konuyu paylaştım onlar da kimseye bahsetmedi. Bu davanın sanığı değil mağduru olurum.”
Talimat almadım
“Bu talihsiz olay telefonda konuşulmasaydı ben bu davaya konu edilecek miydim bilmiyorum. Duruşma başladığından beri hiçbir sanık bana selam vermedi. Vebalı gibi davrandılar. Ağlamaklı hallerim bu yüzden. Siyasi parti liderleriyle görüşmem sadece haber amaçlı. Baykal’a komplo, şantaj söz konusu olamaz, düşünülmemiştir bile. Soner Yalçın veya Odatv’den biri bana asla talimat vermemiştir. Deniz Baykal ile ilgili bir yönlendirme olmamıştır. Buna kanıt bir şey de yok. ‘Tohum attım, daha sonra ekeceğim’ sözü Baykal’ın eşi Olcay Baykal ile yapmayı planladığım röportaja yönelikti.”
‘Coşkun’ benzetmesi
Savunma tamamlanınca diğer sanıklar yeniden salona alındı. Kaleli’nin savunması sanıklara özetle aktarıldı. Kaleli’nin avukatı Çağrı Çetin, davayı Türk filmine benzeterek, “İçinde Erol Taş da var, tecavüzcü Coşkun da var ama Hulusi Kentmen gibi babacan bir hâkimimiz de var” dedi. Bu sözler salonda gülüşmelere neden oldu.
Hâkim komployu sordu
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, Kaleli’ye bazı sorular yöneltti. “Deniz Baykal sekreterine ‘Odaya kimseyi almayın’ diye talimat verdi mi?” sorusu üzerine Kaleli, “Hayır vermedi” dedi. Ekinci’nin “Orada ne yaşandı?” sorusunu ise Kaleli, “İki kişi arasında geçti. İspat edemeyeceğim” diye yanıtladı. “Taciz sonrası neden iki defa Baykal’ı arayarak samimi görüşmeler yaptınız?” sorusuna Kaleli, “Gürsel Tekin ile konuştum. Hiçbir şey olmadı. Soner Yalçın ile konuştum, yine bir şey olmadı. Aradan 20 gün geçti, telefon konuşma tapeleri sızdı. Baykal’ı ne olacağını bilmek için aradım” yanıtını verdi. Bunun üzerine Ekinci, “İlk olayı ispatlayamayacağınız için mi Deniz Baykal ile ikinci görüşmeyi yapıyorsunuz. Yani bu olay biraz komplo mu oluyor” dedi. Kaleli ise “Hayır komplo değil. Bunu iddia etmiyorum” diye yanıtladı.
TAHLiYE YOK
MAHKEME heyeti, duruşmanın sonunda 11 sanığın tahliye talebini oy birliğiyle reddetti. Heyet, bilirkişi raporu aldırılmamış olmasını da tutukluluk gerekçeleri arasında sıraladı. Duruşmayı 12 Mart’a erteleyen heyetin dünkü duruşmada verdiği kararlar şöyle;
TÜBİTAK’a müzekkere yazılarak, dosyanın dijital ortamdaki bir suretinin bilirkişi raporu için gönderilmesine,
Ergenekon davalarında yargılaması süren dosyaların iddianame ve duruşma tutanakların istenmesine,
İstanbul 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nden Hanefi Avcı’nın sanık olarak yargılandığı Devrimci Karargâh Örgütü dava dosyasının dijital ortamda gönderilmesine,
Polise Ergenekon sorusu
Emniyet’e yazı yazılarak, iddia edilen Ergenekon Terör Örgütü hakkında bilgi olup olmadığının sorulmasına,
Sanık Doğan Yurdakul’un tedavisinin yapılması amacıyla en kısa sürede Mehmet Akif Ersoy Kalp Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilmesine hükmetti.
Cem TURSUN/DHA