Gülay ÖZEK/VAN, DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2008 14:46
HAKKARİ'nin Yüksekova İlçesi'ne bağlı sınırın sıfır noktasındaki Dağlıca'da geçen 21 Ekim gecesi 12 askerin şehit olduğu ve 16 askerin yaralandığı PKK baskınında kaçırılan ve daha sonra Türkiye'ye getirilen 8 askerle ilgili yaklaşık bin sayfalık dava dosyası hazırlandı. Dosyada yer alan Dağlıca Piyade Taburu Komutanı Kurmay Yarbay Onur Dirik'in değerlendirme raporunda, “Er Ramazan Yüce teröristlerle bilikte ‘teslim ol’ çağrısı yapmış, vatanına ve birliğine ihanet etmiştir” ifadesi yer aldı.
Altı suçtan yargılanıyorlar IRAK ınırının sıfır noktasındaki Dağlıca Piyade Taburu’na 21 Ekim 2007’de PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu çıkan çatışmalarda 12 asker şehit olurken, 16 asker yaralanmış, 8 asker de teröristlerce kaçırılmıştı.
PKK’lı teröristlerin kaçırdığı askerler 4 Kasım 2007’de de Kuzey Irak’ta serbest bırakılmıştı. Diyarbakır’dan sonra Van’a getirilen askerler 10 Kasım 2007'de Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na çıkarıldı. Uzman Çavuş Halis Çağan, çavuş Mehmet Şenkul, erler Ramazan Yüce, Fatih Atakul, Fuat Başoda, İlhami Demir, İrfan Beyaz ve Özhan Şabanoğlu, ‘suçun vasıf ve mahiyetinin askeri disiplini aşırı derecede sarsmış olması’ ‘büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar suçunun işlendiğini gösteren kuvvetli delilerin bulunması’ ve ‘izinsiz olarak başka ülkenin topraklarına geçmek’ suzlamasıyla tutuklandı.
Halen Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan askerler şu 6 suçtan yargılanıyor:
* Suç ve suçluyu alenen övmek.
* Büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar.
* Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçuna yardım etmek.
* Yurt dışına firar.
* Zincirleme olarak basın ve yayın yoluyla bölücü terör örgütünün propagandasını yapmak.
* Basın ve yayın yoluyla halkı askerlik hizmetinden soğutacak beyanlarda, telkinlerde bulunmak, propaganda yapmak. |
Dava dosyasındaki belgelere göre Dağlıca Taburu’na yapılan saldırı sonrası 8 askerin PKK terör örgütü tarafından kaçırılmasından sonra İdari Tahkik Heyeti’ne ifade veren Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Onur Dirik, baskın gecesini ve sonrası yaşananları anlattı. Yarbay Dirik, ifadesinde, 20 Ekim günü saat 23.55’te termal kamera ile bölgede 5-6 kişilik terörist grubun görüntülendiğini, bunun üzerine ‘kırmızı alarm’ verdiğini belirterek şöyle dedi:
“Tespit edilen bu terörist unsurları ateş altına aldırdım. Bu tepelerdeki unsurlarımızın ateş istekleri havan ve topçu ateşleri ile karşılanmaya başlandı. Bu aşamada bir saldırıya uğramakla birlikte ilk ateşi bizim açmamız nedeniyle baskının önlendiği ve terör örgütü üyeleri sızma yerlerini alamadan saldırının başlatıldığını değerlendiriyorum. Ayrıca o gün bölge genelinde oluşan yoğun sis saldırı hazırlıklarının örtülmesine katkı sağladığını düşünüyorum.”
Sadece Keri Tepe kesiminden teröristlerin sızmasını tüm çabalarına karşın önleyemediklerini ve kayıp verildiğini kaydeden Yarbay Onur Dirik, “Keri Tepe’deki personelin büyük çoğunluğu bölgesini terk etmeyerek göğüs göğüse muharebe ettiği, tepenin tamamen teröristler tarafından kontrol altına alınması üzerine sağ kalan personelin büyük çoğunluğu gizlenerek ‘teslim ol’ çağrılarına uymadığı bir kısmı ise örgüt üyelerine teslim olmuştur” dedi.
“ER RAMAZAN YÜCE BİRİLĞİNİ SATTI”
Kurmay Yarbay Onur Dirik, olayla ilgili kanaat raporunda, tutukla 8 askerden er Ramazan Yüce'nin olaydaki en belirgin şüphelilerden biri olduğunu anlattı. Yarbay Dirik, ‘Vatanını ve birliğini sattı” dediği er Yüce için kanaat raporunda şunları yazdı:
“Olay anındaki davranış ve hareketleri incelendiğinde bu işi kasıtlı olarak yaptığı, hiçbir baskı altında kalmadan kendi rızası ile silahını da yanına alarak teröristlere teslim olmuştur. Bununla da yetinmeyip kendi arkadaşlarına ‘slim olun’ çağrısı yaptığı anlaşılmıştır. Yüce’nin bu teslim olun çağrısı birliğin moralini bozmuştur. Olayı kasıtlı yapmasının diğer bir kanıtı ise, olay öncesinde arkadaşları ile yaptığı konuşmalardır. Kendisinin, ‘PKK bizden daha iyi’, ‘Benim yerim burası değil, dağlardır’, ‘Ben onları çok seviyorum’ yönündeki sözleridir. Aynı şekilde olaydan bir gün önce terhis olan 4 askerin tabur merkezine indikleri esnada arkalarından ‘İnşallah gidemezsiniz, havaya uçarsınız’ demiş.”
UZMAN ÇAVUŞ KARŞILIK VERMEMİŞ
Yarbay Dirik raporunda, Piyade Uzman Çavuş Halis Çağan için de
“Bazı personelin teröristlerin teslim ol çağrılarına uymasının ardından, mevzi değiştirme veya geri çekilme şansı bulmasına rağmen örgüt mensuplarına karşılık vermeyi bırakmış ve onlarla birlikte gitmiştir” dedi.
Yarbay Dirik, kaçırılan askerlerden Fatih Atakul için, “Bulunduğu mevzide ve çevresindeki tüm askerlerin şehit olması nedeniyle yalnız kalmış olması ve sessiz, sakin saf bir yapıda olması Ramazan Yüce tarafından kıymetlendirilmektedir” ifadesine yer verdi.
Erlerden Fuat Başoda için de olumsuz görüş belirten Yarbay Dirik, onun da teröristlere karşılık vermeyip gönüllü olarak ‘teslim ol’ çağrısına uyduğunu vurguladı.
FARKLI TELSİZ KODLARI
Dağlıca Taburu Komutanı Kurmay Yarbay Onur Dirik, değerlendirme raporunda baskından 3- 4 gün önce sınırı 9- 10 katırın geçtiğinin görüntülendiğini ve bunun üzerine bölgeye topçu atışı yapıldığını anlattı.
Olay öncesinde telsiz dinlemelerinde çok sayıda yeni telsiz kodunun kullanıldığı ve yeni grupların bölgeye girmeye çalıştığının saptandığını kaydeden Yarbay Dirik, “Bunu bir eylem veya toplantı hazırlığına ilişkin emareler olarak tespit ettik. 10 ayrı hedef bölgesine 10 havan ve 2 obüs ile olay gecesi 237 havan ve 168 obüs, ikinci geceyle birlikte toplam 375 havan ve 246 obüsün atımı yapıldı” dedi.