Emre ÖZPEYNİRCİ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2007 00:00
Otomobil tercihleri, söz konusu aileniz olduğunda ister istemez değişiyor. Çocuksuz bir aileyken küçük ve spor bir otomobil, ihtiyacınızı rahatlıkla karşılarken, ilk çocuğunuzun doğumuyla bu durum ihtiyaçlarınıza yönelik olarak değişmek zorunda kalıyor.
Biz de eşimle aynen bu süreci yaşadık. Kızımızın doğumundan sonra küçük sınıfta yer alan otomobilimizin yerine MPV sınıfında yer alan geniş bagajlı bir otomobil tercih ettik. Bunun yararını da yaklaşık 3 yıldır fazlasıyla gördük. Otomobilimiz 3 yıl boyunca hem bizim, hem de uzun bir süre birlikte yaşadığımız puset’ten ana kucağına, ekstra çantalardan, ıvır zıvır bir çok oyuncağın üstesinden rahatlıkla geldi. Şimdi kızımız 4 yaşına yaklaşıyor ve karım otomobilimizin misyonunu başarıyla tamamladığını belirterek, yeni bir otomobil istiyor.
6 AYDIR KARAR VEREMEDİ
Allahım bu ne zor bir süreçtir. Ben test araçları arasında mekik dokurken, otomobilimizi sahiplenen karım bu süreçte bana hiç bir
seçim şansı vermiyor. Durum böyle olunca ben de bir köşede acaba karım hangi otomobili seçecek diye merakla bekliyorum. Şimdiden bu sürecin 6 aydır devam ettiğini ve hálá bir karar vermediğini söylersem işin benim açımdan vehametini daha iyi anlayabilirsiniz. Benim bu noktada tek görevim, sadece bazı test araçlarını, "Hah işte bak bu olabilir. İstersen bir incele’ dememden ibaret. Bunun dışında inanın hiç bir şekilde dikkate alınmıyorum. Buradan yetkililere sesleniyorum, "Ne olur eşime söyleyin bana da seçme hakkı versin."
İçinde olduğum bu zor durumda, 5 koltuklu Citroen C4 Picasso’yu teste aldım. Hem ferahlığı, hem fonksiyonelliği, hem de stiliyle yeni aracımız bu olabilir. Ama test danışmanım da olan karım araca şöyle bir baktı ve şu yorumu yaptı: "Artık ben büyük bir araç istemiyorum. Şöyle sportif küçük bir otomobil veya 4x4 olabilir." Cevaptan anladığınız gibi büyük bir araç istemiyor ama SUV’lar onun büyük kategorisine girmiyor. Daha doğrusu karım artık, ’Aile aracı’ sahibi olmak yerine daha sportif veya agresif bir araç istiyor.
Ahh ben, bir tarafta otomobillerini değiştirmek, yada yeni bir araç almak için ağzımdan çıkacak bir kelimeye bakanlar diğer tarafta 6 aydır karar veremeyen, bir türlü etkilemeyi başaramadığım karım.
Halbuki C4 Picasso’yla nasıl bir otomobil kaçırdığının farkında değil. Citroen, kompakt sınıftaki temsilcisi C4’ü ilk olarak tanıttığında da araç oldukça farklı yapısıyla dikkatleri üzerine toplamıştı. Şimdi aracın isminin arkasına eklenen Picasso uzantısı ile C4 tamamen aykırı bir otomobil rolünü üstlenmiş durumda. Zaten yaptığı sanatsal çalışmalarla, tarihte derin izler bırakan Picasso’nun isminin kullanıldığı bir araçta başka bir şeyler beklemek yanlış olurdu.
FANUSUN İÇİNDE GİBİSİNİZ
Aracı dıştan şöyle bir incelediğimizde, neredeyse tamamının camdan üretildiğini görüyoruz. Karoserin oldukça büyük bir kısmını ele geçiren camlar ve cam tavanın da etkisiyle insan kendini bir cam fanusun içindeymiş gibi hissediyor. Bu sayede içeride sunulan yaşam son derece ferah olurken, görüş açısından da sorunsuz bir tasarıma imza atılmış. Yuvarlak hatlı tasarım onun sevimliliğini artırırken, bu tasarım anlayışı aracın her tarafına hakim olmuş. Büyük farların arasına yerleştirilmiş ve biraz da sıkışmış gibi görünen motor kaputu, gerçekten de büyük olan tampon, tamponun içinde çok fazla dikkat çekmeyecek şekilde konumlandırılmış hava girişleri, ön bölüme doğru eğimli gelen ön cam, büyük aynalar, normalden daha dar olan kapılar C4 Picasso’nun farklı olmasını sağlıyor.
Fütüristik iç İç mekana geçildiğinde ise çok fütüristik ve fonksiyonel özelliklerle karşılaşılıyor. Araçataki herhangi bir koltuğa oturulduğunda ferahlık hissini en üst düzeyde hissetmek mümkün. Bombeli ön camı, cam tavanı ve kelebek camları ile adeta bir fanusunda içindeymiş hissi uyandıran C4 Picasso, gizli saklama gözleri ve arka koltukların sırtlıklarındaki masalarla uzun yolculuklarda ailelere büyük kolaylık sağlayacak cinsten. Konsolda ilk dikkati çeken büyük bir sadeliğin hakim olmasına rağmen yenilikçi detayların kullanılmış olması. Ön konsolun ortasına yerleştirilen geniş dijital gösterge araç hakkında bilgilere ulaşılmasını sağlıyor. Araç içinde gösterge ve iç mekan aydınlatmaları ise kendi zevkinize göre ayarlanabiliyor. Eğer gece yolculuklarında ışıklar sizi rahatsız ediyorsa tamamını kapatma şansınız da bulunuyor.
C4 modellerinden tanıdığımız sabit göbekli direksiyon simidi de Picasso’da kendisine yer bulmuş. Orta konsolda el freni ve vites kolunun olmayışı sayesinde büyük bir sadelik ve ferahlık hakim. Elektro mekanik fren orta konsola taşınırken; otomatik vites de direksiyonun arkasında ufak bir kol haline getirilmiş. Ayrıca manuel modda vitesleri direksiyon arkasındaki pedallarla değiştirmek mümkün. Direksiyon simidinin soluna taşınan elektronik klima sistemi de ilk başta kafa karıştırsa da zamanla alışmak mümkün.
Dikiz aynasının üzerinde yer alan ilave ayna, arka koltuktaki yolcuları kolayca kontrol etmeye imkan tanıyor. 7 koltuklu ağabeyi ile aynı iç mekan özelliklerine sahip olan 5 koltuklu versiyonun boyu ağabeyine göre kısa ama dingil mesafesi aynı. Arka koltuklar kullanımdayken 500 litre bagaj hacmi sunan C4 Picasso, arka koltuklar yatırıldığında ise 1734 litrelik bir bagaj hacmi oluşuyor.