Güncelleme Tarihi:
Erdoğan burada yaptığı konuşmada şu mesajları verdi:
Saygıdeğer öğretmenlerim, sevgili öğrenci kardeşlerim, hanımefendiler beyefendiler sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum. Bugün eğitim tarihimizde yeni bir milada hep birlikte şahit oluyor, bunun gururunu heyecanını hep birlikte yaşıyoruz. Bugün 81 vilayetimizde tam 100 bin adet bilgisayarı, tablet bilgisayarı öğrencilerimize teslim ediyoruz. Şu ana kadar 63 bin tablet bilgisayarı dağıtmıştık. Bugün 100 binini daha teslime ediyoruz. İnşallah Mart ayının sonuna kadar bu sayıyı 675 bine ulaştıracak, teslime etmiş olacağız. Tablet bilgisayarlarınız hepinize hayırlı olsun diyorum.
Ulaştırma, denizcilik ve haberleşme bakanlığımızı, milli eğitim bakanlığımızı, bu projeyi başarıyla sürdürdükleri için tebrik ediyor, daha önceki bakanlarımıza şükranlarımı ifade ediyorum. Türkiye’de eğitimin altyapısını köklü şekilde değiştirmeye devam ediyoruz. Dünyada örneği olmayan son derece modern bir eğitim altyapısını Türkiye’de inşa ediyoruz.
Şimdi bakın sevgili çocuklar, sizler eski Türkiye’yi görmediniz, yaşamadınız. Eski Türkiye’nin şartlarını yaşamadınız, anne babalarınız, büyük anneleriniz babalarınız bu ülkeyi gördüler. Eski Türkiye’de şimdiki kadar okul, öğretmen yoktu. İnanın şu anda sizin kolaylıkla sahip olduğunuz silgiyi kalemi defteri kitabı elde etmek bile çok zordu.
Kitabımı alabilmek için, kitaplarımı temin edebilmek için kırtasiye dükkanlarını nasıl dolaştığımı, kitaplarımı temin edemediğimi biliyorum. Onun için de teksir makinaları okulumuzun matbaası gibiydi. O saman kağıtlarında metinlerin okunamaz hale geldiğini yaşardık. Üst sınıftakiler bize o notları bile satmazlardı. Böyle geldik. Onun için de öğretmenimiz dersi anlatır biz de notlarımızı tutardık. Eski Türkiye buydu. Halbuki eğitim her şeyin başıydı. Biz 70 kişilik sınıfta okuduk. Anadolu’da bu sayının 100’e ulaştığını duyardık. Ailesinden iyi eğitim alan bir nesil varsa o ülkenin geleceği parlaktır. Ama bir ülkenin çocukları okula gidemiyor, iyi eğitim alamıyorsa o ülkenin geleceği karanlıktır.
İşte biz bunları görerek dersler çıkartarak, bugün enerjimizi bütün kaynaklarımızı dört temel taş üzerine inşa edeceğiz dedik. ilk sıraya eğitimi, ikinci sıraya sağlık, üçüncü sıra adalet, dördüncü sıra emniyet. Türkiye’nin çocukları her şeyin en iyisine layıktır.
“HEDEF 30 ÖĞRENCİ VE AŞAĞISI”
En fazla kadroyu eğitime tahsis ediyoruz. Derslik okul sayıları yetersiz kalıyordu. 79 senede cumhuriyet tarihinde inşa edilen derslik sayısının yarıdan fazlasını biz şu 11 yılda inşa ettik. Çünkü yeterli değildi. Onun için 11 yılda 205 bin yeni derslik açtık ve sınıflardaki bu sayıyı azalttık. Hedef 30 öğrenci ve aşağısı. Sonra başka bir şey daha yaptık. Ders kitaplarındaki karmaşayı ortadan kaldırdık. Şu anda siz okullar başladığında sınıflarınızda sıralarınızın üzerinde birinci hamur kağıttan kitaplarınızı bulabiliyorsunuz. Türkiye’nin dört bir yanında bu var. Bu bir lütuf değildir, bu sadece devletin vatandaşına karşı görevine yerine getirmesi olayıdır.
“ZORUNLU EĞİTİMİ 12 YILA ÇIKARDIK”
Bu eskiden böyle değildi ve devlet öğrenciye kitap defter vermezdi. Öğrenci kendisi arar bulurdu. Bu sorunu ortadan kaldırdık. Bundan sonraki süreçte de bu aynı şekilde devam edecek. Şimdi bu yıldan itibaren, özel okullarda da artık ders kitaplarını biz vermeye başlıyoruz. Orda da bir sıkıntı olsun istemedik. Eğitimde bir başka sıkıntı vardı, bazı aileler çocuklarını okula göndermek için uygun değildi. Yoksul da olsa her çocuk okula gidecek dedik. Artık her ay bu ailelere, çocuklarını okula gönderebilmeleri için belli miktarda katkıda bulunuyoruz. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardık, 4+4+4. Meslek liselerinin önünü açtık. Yeni seçmeli dersler belirledik. 11 yıl önce okullarımıza 19 bin laboratuvar vardı, şu anda 35 bin laboratuvar var. 12 bin kütüphanemiz vardı, şu anda 22 bin kütüphanemiz var. 11 yılda 417 bin yeni öğretmenimizi göreve başlattık. Önceki hafta 10 bin öğretmen ataması daha yaptık.
“TABLETLER TÜRKİYE’DE ÜRETİLECEK”
Bir yandan eğitimin alt yapısını bu şekilde değiştirirken, bir yandan da ileri teknolojiyi sınıflarımıza taşıdık. Okullarımıza bir milyon adet bilgisayar dağıttık. Şu anda meslek liselerimiz hariç tüm liselerimizde, sınıflarımızda çocuklarımızda etkileşimli tahta dediği 85 bin etkileşimli tahta yerleştirmiş durumdayız. 40 bin okulumuza daha etkileşimli tahta yerleştireceğiz. Etkileşimli tahtalarda ve tabletlerinizde kullanacağınız kaynaklar hazırlandı, hazırlanıyor. Şu ana kadar 5 bin ders videosu ve üç bin ses kaydını oluşturduk. 100 bin öğretmenimiz FATİH Projesi eğitimi aldı. 10 milyon 600 bin adet tablet bilgisayarı ihalesi belli aşamaya geldi. Dünyanın en büyük firmaları bu iş için yarışıyorlar. Ülkemizde üretim yapmak kaydıyla.
Her ne yapıyorsak bilin ki sizin için yapıyoruz. Sizlere daha büyük bir Türkiye bırakmak için, en iyi imkanları sunmanın mücadelesini veriyoruz. İnşallah büyüdüğünüzde iş hayatına atıldığınızda her biriniz iyi bir doktor sanatçı sporcu işçi yargıç memur asker polis ve en önemlisi öğretmen olacaksınız. Bu şekilde en iyi donanımla hayata atıldığınızda çok önemli hizmetler kazandıracaksınız.
Şunu lütfen unutmayın sevgili çocuklar, bu ülkeyi biz atalarımızdan ecdadımızdan miras olarak aldık. Aziz şehitlerimizin bir emaneti olarak aldık. Şehitlerimiz canlarını vatanlarını seve seve verirken, bu ülkenin çocuklarının en iyi biçimde yaşamalarını hayal ediyorlardı. Biz bu çabanın içindeyiz. Sizlerin de bu ülke için sadakatle çalışacağınıza, gece gündüz demeden koşturacağınıza yürekten inanıyorum.
“TEK MİLLET BİLİNCİYLE YÜRÜMELİYİZ”
Şunu unutmayın bizim dört tane önemli başlığımız var, kim ne derse desin. Bunlar üzerinde kimseye operasyon yaptırmamalıyız. Tek millet bilinciyle yürümeliyiz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Biz tek bayrakla bugüne geldik, bundan sonra da öyle yürüyeceğiz.
BAŞBAKAN “MUSTAFA KEMAL” DEDİ SALON ALKIŞTAN YIKILDI
Dördüncüsü devlet. İçinde devlet asla böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Unutmayın sizin çok eski ve şanlı bir tarihiniz var. Unutmayın sevgili çocuklar, sizler Alparslan’ın, Fatih Sultan Mehmet’in, Kanuni’nin Akşemsettin’in, Molla Gürani’nin, Yunus Emre’nin, Mevlana’nın istikametini çizdiği bir milletin mensuplarısınız. Sizler Gazi Mustafa Kemal’in ülkeyi emanet ettiği istikbalimiz olan evlatlarımızsınız. Sizler kendinize inanacak kendinize güveneceksiniz.
“BİLGİSAYARIN ESİRİ OLMAYIN”
Siz bilgisayarın esiri olmayın, bilgisayar sizin esiriniz olsun. bilgisayar sizin eğitim olarak kullandığınız bir araç olarak kalsın. Şu anda dünyada gerek ülkemizde bilgisayarın esiri haline gelen, çok kötü örnekler
“TABLETLER SİZİ KİTAP OKUMAKTAN KAĞITTAN ASLA UZAK TUTMASIN”
Kimi bilgisayar nedeniyle dolandırılıyor, kimileri çirkin işlere itiliyor, kimileri sanal saldırıya uğruyor, bunlara karşı son derece dikkatli olmanızı rica ediyorum. Bu bilgisayarlar tabletler bunun altını özellikle çiziyorum, sizi kitap okumaktan kağıttan kalemden ve silgiden asla uzak tutmasın. Bilgisayar sizi öğretmenlerinizden, arkadaşlarınızdan ve ailenizden koparmasın. Özellikle de sokakları parkları oyun alanlarını bilgisayara aldanıp boş bırakmayın. Oralardan muhakkak istifade edin. Televizyonu da bilgisayarı da lütfen gerektiği kadar kullanın.
Tableti çocuğa teslim etmekle iş bitmiyor. Tablet sadece eğitim araçlarından bir tanesidir. Tablet anne baba ve öğretmenlerimizle yüz yüze kalp kalbe eğitimi ne olur asla unutturmasın. Çünkü evladın anneye olan sevgisi asla kaybolmamalı. İlim gözle kulakla elde edilen değil, kalple elde edilen bir değerdir. Gözden kulaktan akıldan öte kalbin açık olması kalbe hitap edilmesi gerekir. Öğrencilerimizin de öğretmenlerimizin de anne babalarımızın da buna dikkat etmelerini istiyorum.
“BİR TAKIM TEDBİRLERİ DE ALIYORUZ”
Burada bir şeyi tabi hatırlatmam lazım. Yüz bin tablet bilgisayardan bahsediyoruz. Göreyim bakayım bu yüz bin tablet bilgisayarı aldık mı? Hayırlı olsun diyorum. Tabi bizler de bir yandan interneti teknolojiyi bu kadar yaygınlaştırırken, bir takım tedbirleri de alıyoruz. Hiç kimsenin özgürlüğünü sınırlandırmıyoruz.
Çocuğu olan anne babalar eminim ki bizi anlıyorlar. Biz çocuklarımızı gençlerimizi çocuklarımızı korumak için gereken her adımı atacağız. Özgürlükleri kısıtlamadan düzenlemelerimizi yapacağız. İnşallah teknolojinin kölesi olan değil, hükmeden ve yön veren nesillere Türkiye'yi emanet edeceğiz.
Mehmet Akif'in yakın bir dostu, oğlunu Akif'e gönderiyor. "Oğlum Akif Amcana git sana bir nasihatte bulunsun" diyor. Mehmet Akif Ersoy "İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz? Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işte gerek. Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme; Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek."
“TABLETLERİMİZİ F KLAVYE OLARAK HAZIRLIYORUZ”
Güzel Türkçemize en uygun klavye F klavyedir. Biz tabletlerimizi F klavye olarak hazırlıyoruz. Özellikle bilgisayar üreticilerinin satıcılarının bu hassasiyeti gözetmelerini istiyorum. Güçlü bir Türkçe için Türkçemizin ne kadar zengin olduğunu dünyaya haykırabilmek için bu adımı atıyoruz. Yabancı bilgisayar terimlerinin çocuklarımızın Türkçesini bozmaması için sizlerden de hassasiyet bekliyoruz.
Eskiden bizim kıraathanelerimiz vardı. Şu anda gençlerimiz birden anlamıyor olabilir. bu kıraathanelerde evet o sigaranın duman bulutları arasında zehirlenmek değil, oralarda sohbet vardı, okumak vardı. Oralarda okuyarak sohbet ederek güçlenen büyüklerimiz vardı. Biz onların yanında bir çok dersleri aldık. Şimdi bakıyorsunuz artık kıraathaneler ortadan kayboldu. şimdi internet kafeler var. bu kafelerde de nelerin olduğu ortada. Acaba bunun Türkçesi yok mu? Bunları beraber atmamız lazım. Aksaklıkları telafi ederek, sorunlara çözümler üreterek, en modern eğitim sistemini hep beraber kazandıracağız.