Güncelleme Tarihi:
Toplantının, Cumhuriyet tarihinin ilk Su Şurası’nın kapanış programı olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Geçtiğimiz dönemde petrole ve karbon yakıtlara sahip olmak için yapılan mücadele artık su alanında yapılacaktır. Önümüzdeki 100 yılın en stratejik değeri olan su kaynakları üzerindeki baskı, her geçen yıl daha da artacaktır” diyerek özetle şunları söyledi:
“Türkiye su zengini bir ülke değildir. Su kaynaklarımızı tükenme sınırına ulaşmadan korumak, verimli kullanmak ve doğru yönetmek artık tercih olmaktan çıkıp zorunluluk haline gelmiştir. Ülke olarak suyumuzun yani geleceğimizin parmaklarımızın arasından akıp gitmesine izin vermemek için tedbirimizi aldık, almaya devam ediyoruz. Suyun tasarruflu kullanımını hedefleyen kademeli tarifelerle düşük gelirli hane gruplarını gözeten sosyal ve adil su tarifeleri uygulanacaktır.
284 MİLYARLIK YATIRIM
Su alanında bugünkü rakamlarla toplam 284 milyar liralık yatırım yaparak 8 bin 696 tesisi hizmete açtık. Son 19 yılda inşa edilen ve Cumhuriyet tarihinde yapılanların iki katından fazla olan 600 barajımızda toplam 45 milyar metreküp suyu depoladık. Gerçekleştirdiğimiz yatırımlar sayesinde 41 milyon vatandaşımıza yıllık 2,7 milyar metreküp suyu temin ettik. Şayet bu yatırımlar yapılmasaydı şu kurak dönemde 44 ilimiz, 2020 ve 2021 yıllarında susuzluk riskiyle karşı karşıya kalacaktı.”
Erdoğan’ın açıkladığı 28 maddelik sonuç bildirgesinde, suyun korunmasına yönelik önlemler yer aldı. Bildirgede, “Su yönetiminde hukuki yapıdaki boşlukları ortadan kaldıracak, Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlu bir Su Kanunu hazırlanarak yürürlüğe konulacaktır” denildi.