Süttozu dayağından 50 milyon dayağına

Güncelleme Tarihi:

Süttozu dayağından 50 milyon dayağına
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2001 00:00

O zamanlar adı ‘‘Marshall Yardımı’’ydı...Şimdikinin adı ‘‘Sosyal Riski Azaltma Projesi’’ oldu...O zamanlar, öğrencilere balıkyağı, süttozu, un dağıtılırdı...Şimdi, muhtaç öğrenci başına 50 milyon lira nakit para veriliyor...O zamanlar Türkiye doğrudan ayni yardıma muhtaç görülüyordu...Şimdi çok şükür (!) Türkiye yoksul öğrenciye dağıtılmak üzere Dünya Bankası'ndan 500 milyon dolar kredi alacak güçte...Adı ‘‘Sosyal Riski Azaltma Projesi’’, ama tam bir rezalet yaşanıyor. Geçen hafta Sarıkamış'ın Eşme Köyü'ndeki rezalete bakın... 12 yaşındaki ilköğretim öğrencisi Nilüfer Polat, okul müdürü Münir Keskin'e ‘‘50 milyon liralık yardımı adaletli dağıtın. Hep zenginlere veriyorsunuz’’ diyor...Bu söz üzerine sopayı kapan müdürün elinden Nilüfer Polat'ı veliler zor kurtarıyor. Sonuçta Nilüfer'e yediği dayak yüzünden beş günlük rapor veriliyor. Okul müdürü hakkında soruşturma başlatılıyor.Nilüfer olayı üzerine, bir süre önce Mahfi Eğilmez'in ‘‘Süttozuyla balıkyağı’’ başlıklı yazısını ve kendi ilkokul dönemimi hatırladım.Eğilmez, 1960'ların başında ilkokul sıralarında balıkyağı ve süttozundan yapılma süt içtiğini yazıyordu. Öğrencilerin isteksiz davranmaları yüzünden, öğretmenlerin sürekli uyarılarda bulunduğunu belirtiyordu.Ben balıkyağı içmedim. Ama süttozunu biliyorum. Malatya'daki ilkokul yıllarımda süttozundan hazırlanmış sütü dağıtırlardı.Ablamın öğrenim gördüğü sınıfların tavan ve tabanları ahşap olan okulda ilginç bir olay yaşanmıştı. Süttozundan midesi kalkan öğrencilerden biri dayanamayıp, gizlice tabandaki delikten aşağı dökmüştü. Öğrencinin döktüğü süttozu, o anda derste olan aşağıdaki sınıfın öğretmenine denk gelmişti.Öğretmen süttozu lekeleri içinde soluğu tepesindeki sınıfta almış, öğrenciyi tespit edip, bir güzel dövmüştü.Balıkyağı, süttozu, un gibi malzelemeler İkinci Dünya Savaşı sonrasında devreye sokulan ‘‘Marshall Planı’’ çerçevesinde ‘‘USAID’’ damgalarıyla Amerikan yardımı olarak Türkiye'ye yönelmişti.UYUŞTURUCU GİBİTürkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan buyana en büyük küçülmeyi yaşadığı 2001'deki görüntüleri ‘‘Süttozu dayağından 50 milyon lira dayağına sınıf atlama’’ şeklinde tanımlamak mümkün.Şimdi çok şükür Türkiye temel mallarda ‘‘ayni yardım’’a muhtaç değil.Adına ‘‘Sosyal Riski Azaltma Projesi’’ deyip, Dünya Bankası'ndan 500 milyon dolar kredi alıyorlar. Kendini eğitime adayan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Başkanı bankacı İbrahim Betil ise, Dünya Bankası'nı, ‘‘Verdiğiniz kredi, Türk insanına uyuşturucu vermekten farklı değil. Bizi tembelliğe itiyorsunuz’’ diye uyarıyor.Boşverin İbrahim Bey, üzülmeyin...Bakın ne güzel sınıf atladık!Benim çocukluğumda süttozu dayağı vardı...Şimdi 50 milyon lira dayağı var...Kayseri, krize ihracatla direniyorKAYSERİ Genç Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (GESİAD) davetiyle cuma günü Kayseri'ye gittim. GESİAD, ‘‘Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’’ listesinde yer alan 18 Kayseri merkezli firmaya ödül verdi.Kriz bütün Türkiye'yi olduğu gibi elbette Kayseri'yi de etkilemiş. Ancak, onları ayakta tutan ihracata yüklenmeleri olmuş.GESİAD Başkanı Ertuğrul Topçuhasanoğlu, ‘‘Kayseri 2001'i 500 milyon dolarlık ihracatla bitirecek’’ diyor.Gerçekten Kayseri için önemli bir rakam. Kayserili işadamlarının ihracata nasıl asıldıklarını İstikbal Grubu'ndan Şükrü Boydak'ın şu sözleri çok iyi anlatıyor: ‘‘Hedefimiz Beyaz Saray'a İstikbal'le girmek.’’Onun bu sloganıyla başlattıkları ihracat seferberliği 45 ülkeye kanepe ve koltukla girmelerini sağlamış.İngiltere pazarını zorlamak için yanmayan yatak ‘‘Flaret’’i üretmişler. Nitekim İngiltere'de de iki ayrı mağaza zincirine hemen ürün göndermişler.Kısacası Kayseri krize ihracatla direniyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!