Güncelleme Tarihi:
MİLLİ Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Londra 2012 Olimpiyatlarında Türkiye adına meşale taşıyacak olan Şeydanur Kabasakal’ı makamında kabul etti. Milli Eğitim Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın işbirliğiyle gerçekleştirilen ’Okul sütü programı’ projesi kapsamında bazı illerde dağıtılan sütlerden içen ilköğretim öğrencilerinin rahatsızlanması ile ilgili olarak Bakan Dinçer, "Türkiye çapında bakıldığında ortaya çıkan vaka sayısı ve sonuçları itibariyle değerlendirildiğinde ön hazırlık çalışmalarının da başarılı yürütüldüğünün altını çizmek lazım. Her şeye rağmen süt dağıtma programını ısrarla devam ettireceğiz" diye konuştu.
Bakan Dinçer, "Dünkü gibi çok yoğun bir hadise ile karşı karşıya değiliz. Okullarda süt projesi aslında bizim sağlıklı beslenen toplum olma yolunda çok önemli bir proje. Çocuklarımızın fiziki ve zihin gelişiminde de ciddi katkı sağlayacak bir projedir. Milli Eğitim Bakanlığı olarak süt dağıtımının çocuklarımızın protein ihtiyacını karşılayabileceği ve dengeleyebileceği bir program olduğuna inanıyoruz. Çok başarılı bir program yürüttük. Bunun da görülmesini istiyorum. Dün süt dağıtımı programında bütün okullarımızda nerdeyse belki bazı aksamalar olabilir ama yaklaşık 7 milyon öğrencimize aynı saatte süt dağıttık. Bu projenin Türkiye’ye sağlayacağı yararın fark edilmesini ve uygulanan programın idari anlamdaki başarısının görülmesini rica ediyorum" dedi.
"Süt dağıtımı esnasında bazı çocuklarımızın süte karşı hassasiyetleri sebebiyle problemleri oldu" diyen Bakan Dinçer şunları söyledi:
"Ama bunların teknik olarak ve sıhhi açıdan ne anlama geldiğini hem ilgili Bakanlıklar, hem de konu ile ilgili pek çok uzman sizlerle paylaştılar. Şu anda hastanelerde tedavi gören ve zehirlenme belirtisiyle hastanede tedavi gören çocuğumuz yok. Bu açıdan bakıldığında çocukların süte hassasiyeti olabileceğini önceden görmüştük. Bu nedenle öğretmenlerimizi eğittik. Ailelere konu ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Bununla ilgili duyarlılık varsa bize bildirilmesi istendi. Hakikaten Türkiye çapında bakıldığında ortaya çıkan vaka sayısı ve sonuçları itibariyle değerlendirildiğinde ön hazırlık çalışmalarının da başarılı yürütüldüğünün altını çizmek lazım. Her şeye rağmen süt dağıtma programını ısrarla devam ettireceğiz."
SÜT YERİNE AYRAN VERİLECEK
Sağlık Bakanı Recep Akdağ süt dağıtımı sonrası öğrencilerin rahatsızlanması nedeniyle başlayan tartışmayı değerlendirdi. Zehirlenme nedeniyle hastanede yatan öğrenci olmadığını belirten Akdağ, hassasiyeti olan öğrencilere okullarda süt yerine yoğurt veya ayran verilebileceğini söyledi.
Akdağ gazetecilere şöyle konuştu:
“Elimizdeki veriler süt hassasiyetine işaret ediyor. Süt şekerine karşı hassasiyet ya da hazımsızlıkla ilgili olduğunu gösteriyor.
Zehirlenme nedeniyle hastanede yatan kimse yok.
7 milyon kişiye süt verilen büyük bir programla birlikteyiz. Türkiye’de süt çok az tüketiliyor. Bu kadar önemli bir protein kaynağını çocuklarımızla buluşturan Tarım Bakanlığı ve Milli Eğitimi Bakanlığı önemli bir iş yaptılar.
Velilere şunu söylemek istiyorum, çocuğunuzun süte karşı hassasiyeti varsa bunu okulla paylaşın.
Tarım Bakanlığı ve Milli Eğitim bakanlığı ile görüştüm. Görüşmelerimiz sürüyor. Süte hassasiyeti olan çocuklara yoğurt, ayran gibi farklı ürünlerin verilmesi de gündeme gelebilir.”
"ZEHİRLENME SÖZ KONUSU DEĞİL"
Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Erol, okul sütünden zehirlenme iddialarına ilişkin, ön bulgular itibariyle sütlere ilişkin herhangi bir sağlık ve bozulma tehdidinin söz konusu olmadığını belirterek, “Toplam 7.2 milyon kutu süt dağıtıldı, etkilenen çocuk sayısına baktığımızda çok sınırlı sayıda. Aileler herhangi bir endişe duymasınlar, herhangi bir sıkıntı sözkonusu değil, mikrobiyel zehirlenme olayı söz konusu değil” dedi.
Prof. Dr. Erol, Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi'nde düzenlenen “3. Gıda Güvenliği Kongresi”nde basın mensuplarının konuyla ilgili sorularını cevapladı.
Olayın sütten kaynaklı bir gıda zehirlenmesi olarak değerlendirildiğini hatırlatan Erol, bunun söz konusu olmadığını söyledi.
Bunun laktoz intoleransına dayalı bir problem olduğunu belirten Erol, “Ancak bütün bunlara rağmen emin olmak için problemin görüldüğü bütün illerden örneklerimizi aldık. Bununla ilgili gerekli tetkiklerimizin bir bölümü çıktı, bir bölümü devam ediyor. Ancak şu ana kadar hiçbir problem yok. Ne bozuk, ne tarihi geçmiş sütler. Ön bulgular itibariyle sütlere ilişkin herhangi bir sağlık tehdidi, bozulma tehdidi söz konusu değil, herhangi bir sağlık problemine ya da bozulmaya neden olan bir bakteri veya mikrobiyolojik tehlike bulgusu da yok” diye konuştu.
SÜTÜ İÇEN HASTANEYE KOŞTU / WEB TV
YÜZLERCE ÖĞRENCİ HASTANEYE KALDIRILDI / FOTO GALERİ
Erol, dağıtılan sütlerin çok yüksek miktarda olduğuna işaret ederek, buna ilişkin olarak bazı çocuklarda böyle bir reaksiyon görülebileceğini ifade etti.
Konuyla ilgili tetkik sürecini başlattıklarını dile getiren Erol, şunları kaydetti:
“Toplam 7.2 milyon kutu süt dağıtıldı, etkilenen çocuk sayısına baktığımızda çok sınırlı sayıda. Tabii bunu da dikkate alıyoruz ama böyle bir problem olmuş olsaydı, bu çocukların hemen hemen büyük bir bölümünde bu olumsuzluğu, bu sağlık tehlikesini görürdük. Ancak belli yerlerde, belli çocuklarda böyle bir reaksiyon var, hekimlerimizin açıklamaları bu yönde, intolerans olabileceğine ilişkin. Netice itibarıyla bizim elde ettiğimiz bulgular yönüyle, sağlık yönüyle bir sorun yok. Onlarla ilgili sonuçlar çıktığında da bakanlık olarak gerekli açıklamayı yapacağız.”
YÜZLERCE ÖĞRENCİ HASTANELİK OLDU / WEB TV
AKSARAY VE BİTLİS'TE DE ÖĞRENCİLER HASTANELİK OLDU/ WEB TV
“Böyle bir programda seçebileceğimiz en güvenli süt UHT”
Prof. Dr. Erol, bir gazetecinin, bazı uzmanların UHT süt yerine günlük kutu süt dağıtılması gerektiğini söylediğinin hatırlatması üzerine, “Takdir edersiniz ki her gün 7.2 milyon kutu sütü dağıtacaksınız. Bu, haziran ayına kadar devam edecek. Her gün kutu sütünü, onun tabii belli koşullarda transferi gerekir. En güvenli süt, UHT süttür. Çünkü UHT sütte 140 santigrat derece gibi yüksek ısı işlemi uygulanıyor. Buradaki bakteriler, mikroorganizmalar hepsi inaktif hale getiriliyor. Bunu oda sıcaklığında 3-4 ay muhafaza edebiliyoruz, dolayısıyla böyle bir programda seçebileceğimiz en güvenli süt UHT süttür” şeklinde konuştu.
Süt dağıtımı uygulamasının devam edip etmeyeceği sorulan Erol, “Evet, devam edecek. Bu program, son derece güvenli bir programdır. Bu programın asıl amaçlarından biri, belli yaş grubundaki çocuklara belli miktarda, belli bir süre için hayvansal proteini süt marifetiyle vermek. Aynı zamanda süt tüketim alışkanlığını geliştirmek, süt arzının fazla olduğu dönemlerde de sektörümüzde bir regülasyona gitmek. Yani çok amaçlı, çok faydalı bir proje. Çok önemli bir proje, belli maliyeti olan bir proje ve bu projeyi ülke adına önemsiyoruz” cevabını verdi.
Erol, ailelere seslenerek, “Aileler herhangi bir endişe duymasınlar, herhangi bir sıkıntı söz konusu değil, mikrobiyel zehirlenme olayı sıkıntısı söz konusu değil” dedi.
Prof. Dr. Erol, “Eğer sorunun süt firmalarından kaynaklı olduğu ortaya çıkarsa bir işlem yapılacak mı?” şeklindeki soruya şu cevabı verdi:
“Eğer herhangi bir ihmal söz konusu olur ise onunla ilgili elbette gerekli işlemleri yaparız. Bu konuda mevzuatımız açıktır. Eğer üretime yönelik bir sıkıntı olursa o cezalar verilir. Para cezası olur, üretimin durdurulması olur, ürünün toplatılması olur. Ancak ilk yapılacak işlerden biri,ürünün toplatılması, imhasıdır. Zararın devamını önlemek için önce bu yapılır.”