Güncelleme Tarihi:
Ceza Genel Kurulu, Yargıtay Birinci Başkanvekili Mater Kaban`ın başkanlığında toplanıyor. Genel Kurul`a başkan hariç 11 ceza dairesinden en az 22 üye katılıyor. Bu sayı daha fazla da olabiliyor. Yargıtay Kanunu`na göre ilk görüşmede itirazın kabulü veya reddi için katılan üyelerin en az üçte ikisinin, bu çoğunluk sağlanamazsa ikinci görüşmede katılan üyelerin salt çoğunluğunun oyu aranacak.
Genel Kurul, Başsavcı`nın itirazını kabul ederse, dosya temyiz istemini esastan sonuçlandırmak üzere yine Yargıtay 8. Ceza Dairesi`negönderilecek. Daire, İstanbul 6 No`lu DGM`nin verdiği hükmü onarsa, sanıkların olağanüstü kanun yolu olarak bilinen ``karar düzeltme`` isteminde bulunma hakları var. Ancak bu istemin öncelikle daha önce cezanın onanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`nca kabul edilmesi gerekiyor.
8. Ceza Dairesi`nin, DGM`nin kararını esastan bozması ya da Genel Kurul`un itirazı reddetmesi halinde, veya DGM Yasası`nda yapılan değişikliğin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanması durumunda, davaya İstanbul`da ağır ceza mahkemesinde devam edilecek.
Ä°TÄ°RAZ NEYDÄ°?
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 14 sanıklı Susurluk Davası`nı ``eksik soruşturma`` gerekçesiyle oy birliği ile bozmuştu. Daire, eksik soruşturma olarak ``bazı sanıkların gizli celse istemleri konusunda bir karar verilmemesini ve Ömer Lütfü Topal`ın öldürülmesine ilişkin dava sürecine ilişkin bilgi alınmamasını`` göstermişti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bu karara itiraz etmişti. Kanadoğlu, bu davanın, kazanın meydana geldiği ilçenin adıylaözdeşleşerek ``Susurluk Davası`` adıyla kamuoyuna mal olduğuna, Türkiye`nin ``temiz toplum`` özleminin simgesi haline geldiğine dikkati çekmişti.
Başsavcı Kanadoğlu, duruşmaların aleniyetinin sanıkların güvencesini sağlayan bir ilke olduğunu, duruşmaların aleniyetinin ``asıl``, yaş durumu dışında gizliliğin ``istisna`` olduğunu vurgulamıştı.
``Gizliliğin ihlali`` gibi bir kavramın Ceza Usul Hukuku`nda bulunmadığına işaret eden Kanadoğlu, ``Yüksek Daire`nin bozma ilamına dayanak yaptığı `savunma hakkı` ve `olayların aydınlanması` ölçütlerine göre gizlilik kararı verilmesi kanunen mümkün değildir`` demişti.
ZAMANAÅžIMI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu, davanın zaman aşımına uğrayacağına da dikkati çekmişti.
Ömer Lütfü Topal`ın öldürülmesine ilişkin davanın bu davayla bir ilişkisinin bulunmadığını ifade eden Kanadoğlu, sanıklar hakkında suç işlemek için teşekkül oluşturmaktan dava açıldığını, bu suçun oluşmasıiçin ayrıca bir suç işlenmesinin aranmayacağını belirtmişti.
İstanbul 6 No`lu DGM, sanıklardan İbrahim Şahin ve Korkut Eken`i TCK`nın 313/2-3-4. maddeleri gereğince 6`şar yıl, diğer sanıklar Oğuz Yorulmaz, Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy, Enver Ulu, Mustafa Altunok, Abdulgani Kızılkaya, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça, Yaşar Öz, Ali Fevzi Bir, Sami Hoştan ve Haluk Kırcı`yı da 4`er yıl ağır hapis cezasına mahkum etmişti.
Bu arada, Susurluk Davası`nın bazı sanıklarının da aralarında bulunduğu Ömer Lütfü Topal`ın öldürülmesine ilişkin dava geçtiğimiz günlerde karara bağlanmış ve bütün sanıklar, ``delil yetersizliğinden`` beraat etmişti.
 Â