Saygı ÖZTÜRK / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2009 00:00
Bize gelen dosya, Susurluk Davası’nın suyunun suyu bile değildi. Eğer, kayıp silahların yerini kapalı oturumda söylemek isteyen sanık dinlemiş olsaydı, çoğu suikast silahı olarak bilinen silahların yeri o yıllarda belirlenirdi.
SUSURLUK Davası’na bakan Yargıtay 8. Dairesi’nin o dönem başkanlığını yürüten Naci Ünver, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, Susurluk davasını iki nedenle bozduklarını belirtti. Ünver, "Bize gelen dosya, Susurluk davasının suyunun suyu bile değildi. Kayıp silahların yerini bildiğini belirten sanığın ifadesinin alınmaması büyük eksiklikti" dedi. Kayıp silahlar konusunun "Devlet sırrı" diye üzerinin kapatıldığını belirten Naci Ünver, Hürriyet’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Dosyayı incelediğimizde, sanıklardan birisinin yargılama sırasında gizli oturum yapılması halinde kayıp silahlar konusunda açıklama yapacağını söylediğini okuduk. Ancak, buna fırsat verilmediğini gördük. Eğer, yerel mahkeme, Susurluk Davası’yla ilgili olarak kayıp silahların yerini kapalı oturumda söylemek isteyen sanığı dinlemiş olsaydı, çoğu suikast silahı olarak bilinen silahların yeri o yıllarda belirlenmiş olabilecekti. Nitekim, Susurluk davasında 6 yıl hapis cezasını onadığımız Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin’in, evinde bulunduğu belirtilen krokilere dayalı olarak bazı silah ve bombaların bulunduğunu, aramaların devam ettiğini görüyoruz. Susurluk Davası’nın bize ancak suyunun suyu gelmişti. Silah ve bombaların bulunması da o zaman kararımızın haklılığını gösteriyor."
Gizli duruşmayı sanık polis istemiş
Susurluk Davası sanıklarından eski DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak’ın avukatlığını yapan Çınar Bacanlı, Naci Ünver’in bahsettiği gizli oturum talebinin, sanık polis memurlarından Mustafa Altınok’tan geldiğini açıkladı.
Kayıp silahlar
NACİ Ünver’in "Mahkeme izin verseydi bir sanık yerini gösterecekti" dediği kayıp silahlar, Ertaç Tinar’ın Hospro Firması tarafından İsrail’den getirildi. 10 micro Uzi, 10 SMG uzi, 11 adet 22 kalibre baretta ve susturucuları İkmal ve Bakım Daire Başkanlığı’na 6 Ocak 1994 tarihinde İbrahim Şahin’in yazdığı "Ambalajları açılmadan gönderilsin" yazısıyla Gölbaşı’ndaki özel harekáta teslim edildi. Silahlar dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın talimatıyla yurtdışı operasyonlarda kullanılmak üzere Korkut Eken’e verildi. 31 silahtan 20’si Eken tarafından geri getirildi diğerleri bulunamadı. A92571 U seri numaralı silah, 3 Kasım 1996’da Susurluk’taki Abdullah Çatlı ve Hüzeyin Kocadağ’ın öldüğü 06 AC 600 plakalı Mercedes’te ortaya çıktı. Kayıp silah davasında Şahin 1 yıl hapse mahkum oldu, Yargıtay bozdu. İkinci dava zaman aşımından düştü. Şahin, ciple kaza yaptı hafızasını kaybetti. İstanbul 6. DGM, 2001’de Şahin ve Eken’i 6’şar yıl hapse mahkum etti. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, hükmü, "eksik soruşturma" gerekçesiyle bozdu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu buna itiraz etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Kanadoğlu’nun "dava zamanaşımına gidiyor" uyarısını dikkate aldı ve 6 yıllık cezalar onandı. Ancak 20 Şubat 2002’de Metris Cezaevi’ne giren Şahin, Adli Tıp’tan aldığı hafıza kaybı raporu üzerine Cumhurbaşkanı Sezer tarafından affedildi.