Susurluk davasında Ağar'a 1 yıl hapis cezası istendi

Güncelleme Tarihi:

Susurluk davasında Ağara 1 yıl hapis cezası istendi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2010 12:39

“Susurluk” davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, “Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu” iddiasıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Mehmet Ağar'ın, “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Haberin Devamı

"MEHMET BANA TEMİZ KİMLİK LAZIM"

“Susurluk” davası kapsamında, Emniyet Genel  Müdürü olduğu dönemle ilgili, “Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu”  gerekçesiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Mehmet Ağar'ın, “Suç  işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla 6  aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

 Davanın bugünkü duruşmasında, Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, esas  hakkındaki görüşünü açıkladı.

Taştan, Mehmet Ağar'a isnat edilen suçun, 5237 sayılı TCK'nın 220/7.  maddesinin yollaması ile 220/2. maddesine uyduğu, aynı eylemin suç tarihinde  yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 314. maddesinde düzenlendiğini belirtti.

Savcı Taştan, bu yasa hükümlerinin ceza miktarı itibariyle sanık Ağar  lehine olduğunu ifade ederek, Mehmet Ağar'ın 765 sayılı TCK'nın 314/1. maddesi  uyarınca, “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım  etmek” iddiasıyla 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Duruşma, 3 Şubat 2011 tarihine ertelendi.

Haberin Devamı

Mehmet Ağar'ın “Susurluk davası” kapsamında  Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, “Cürüm işlemek için silahlı teşekkül  oluşturduğu” iddiasıyla yargılandığı davada, esas hakkındaki görüşünü açıklayan  Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, “Ağar'ın, cürüm işlemek amacıyla teşekkül  oluşturduğu yönünde delil bulunmadığını” belirtti.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve tutuksuz sanık Ağar'ın  hazır bulunmadığı duruşmaya avukatları Abdulkadir Toluç ile Abdullah Egeli  katıldı.

Bir grup Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat, kardeşleri  öldürülen Fatma Bahçeci ve Şeyhmus Bahçeci adına müdahillik talebinde bulundu.

Mahkeme, ara kararında müdahillik talebini reddetti.

Mahkemede, esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Kubilay  Taştan, sanık Ağar'ın üzerine atılı suç için öngörülen 765 sayılı Türk Ceza  Kanununun (TCK) 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık zaman aşımı  süresinin dolmadığını belirtti.

Taştan, İstanbul DGM Cumhuriyet Savcılığının iddianamesi ile İstanbul 6  Nolu DGM'de görülen ve Yargıtay'ın onadığı “Susurluk Davasının” gerekçeli  kararında anlatılan olayları özetledi.

Savcının esas hakkındaki görüşünde, Yaşar Öz'ün, ABD, Almanya ve  İngiltere'ye eroin ihraç etmek suçundan İstanbul DGM Cumhuriyet Savcılığınca  hakkında soruşturma yürütüldüğü, ayrıca İnterpol vasıtasıyla arandığı, Emniyet  Genel Müdürlüğü ile ilgili birimlerine Öz hakkında, uyuşturucu ticareti yaptığı  yönünde birçok ihbar ulaştığı ifade edildi.

Yine Abdullah Çatlı'nın, birçok suçtan yakalama ve tutuklama kararıyla  arandığı, uyuşturucu suçundan Fransa'da yargılanarak ceza aldığı, cezaevinden  firar ettiği için İnterpol tarafından da arandığı kaydedilen görüşte, bu durumun  Emniyet Genel Müdürü olan Mehmet Ağar tarafından bilinmemesinin mümkün olmadığı  ve bu şahıslara irtibat ve operasyon görevi verilmesinin düşünülemeyeceği  belirtildi.

Ağar'ın, Yaşar Öz yönünden, devlet sırrı niteliğinde birtakım görevler  vermiş olduğunu savunduğuna işaret edilerek, dosya kapsamında ifadeleri bulunan  Hanefi Avcı ve Mehmet Eymür gibi istihbarat ve operasyon görevleri yönünden bilgi  sahibi olabilecek makamlarda görevli şahısların ifadelerinde, bölücü terör  örgütlerinin, metropollerde, suç tarihlerinde faaliyetlerini arttırmaları üzerine  bu tür faaliyetlerin oluştuğunu, bu durumun terörle mücadelede kısmen başarı  sağladığını ancak bu şekilde resmi görevli ve sivil şahıslardan oluşturulan  grupların, bir aşamadan sonra kendi nam ve hesaplarına hareket etmeye  başladıklarını, suç grubu oluşturduklarını beyan ettikleri aktarıldı.
       
SUÇ ÖRGÜTÜ KURDUĞUNA” YÖNELİK DELİL BULUNAMADI
         
Bu beyanlar da dikkate alındığında, Ağar'ın, dosya kapsamında  bahsedildiği gibi gerçekleştirildiği ortaya konulan Ömer Lütfü Topal ve Tarık  Ümit'in öldürülmesi olayları kapsamında, mahkemece “cürüm işlemek amacıyla  teşekkül oluşturup, teşekkül vasıtasıyla suç işledikleri belirlenen ve haklarında  ceza hükmü kurulan diğer kişilere bu olaylar kapsamında emir ve talimat verdiği  yönünde delil bulunmadığı gibi, tespit olunan bu teşekkülün hiyerarşisi içinde  istenen hususları yerine getiren, emir ve talimat alan konumunda da bulunmadığı”  ifade edildi.

Ancak Ağar'ın bulunduğu konum itibariyle görev ve yetkisini suistimal  ederek Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz'e takibattan ve yakalamadan kurtulmalarını  sağlamak için silah taşıma izin belgelerini düzenleyip verdiği, yurt dışına giriş  ve çıkışları için yeşil pasaport almalarını sağladığı, silah taşıma ruhsatı  alınmasında kolaylık göstererek birtakım soruşturmalara tabi kılındıkları halde  işlem yapan emniyet güçleri üzerinde etkisini kullanıp takibattan kurtulmalarını  sağladığı kaydedilen esas hakkındaki görüşte, ancak Ağar'ın, “örgütün hiyerarşik  yapısına dahil olmamakla birlikte bulunduğu konum itibariyle mevcudiyetini  bilmemesi mümkün olmayan ve haksız ekonomik çıkar amacıyla faaliyet gösterdiği  anlaşılan mahkemece varlığı tespit olunan silahlı örgüte bilerek ve isteyerek  yardım ettiği” savunuldu.

Savcı Taştan, Mehmet Ağar'a isnat edilen suçun, 5237 sayılı TCK'nın  220/7. maddesinin yollaması ile 220/2. maddesine uyduğunu, aynı eylemin suç  tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 314. maddesinde düzenlendiğini  belirtti.

Savcı Taştan, bu yasa hükümlerinin ceza miktarı itibariyle sanık Ağar  lehine olduğunu ifade ederek, Mehmet Ağar'ın 765 sayılı TCK'nın 314/1. maddesi  uyarınca “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım  etmek” suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Sanık avukatları, esas hakkındaki savunmalarını hazırlamak için süre  talebinde bulundu. Duruşma, avukatların bu talebi üzerine ertelendi.
         
 "AĞAR'IN GERÇEK SUÇLARINDAN CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUZ”

         
Öte yandan duruşmanın ardından, ÇHD üyesi avukatlar basın açıklaması  yaptı.

Derneğin Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, savcının esas hakkındaki  görüşünde, Ağar'a uygulanmasını istediği ceza maddesinin “mahallede bir araya  gelerek komşunun kümesinden tavuk çalan 3 liseliye uygulanabileceğini” söyledi.

"Ağar'ın, gerçek suçlarından cezalandırılmasını istediklerini” belirten  Kozağaçlı, “Bugün kirli bir uzlaşmaya dayanarak ismini savcılara ve basına  unutturduğunu, yürütülen sözde derin devlet soruşturma ve kovuşturmalarından  kurtulduğunu düşünen bu sanık, halka karşı işlediği hiçbir suçun unutulmayacağını  bilmelidir” dedi.
         
 DAVANIN GEÇMİŞİ
         
Mehmet Ağar, Susurluk davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu  dönemle ilgili, “cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu” gerekçesiyle  yargılanıyor.

Danıştay 1. Dairesi, Ağar'ın, “cürüm işlemek için silahlı teşekkül  meydana getirmek” iddiası yönünden lüzumu muhakemesine ve eylemine uyan TCK'nın,  “suç işlemek için örgüt kurmak” başlıklı 220. Maddesi gereğince yargılanmasına  karar vermişti.

Danıştay İdari İşler Kurulu da 1. Dairenin kararını onayarak dosyayı  Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti.

Mehmet Ağar'ın “vali” statüsünde olduğu gerekçesiyle, dosya Yargıtay 8.  Ceza Dairesinde görüşülmüş, Ağar'ın isnat edilen suç tarihinde “Emniyet Genel  Müdürü” olduğuna işaret eden daire, “görevsizlik” kararı vererek dosyayı  Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına  göndermişti.

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi de “görevsizlik” kararı vererek dava  dosyasını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti.
      

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!