Güncelleme Tarihi:
Akın Birdal'a saldıranlar, polisin başarılı operasyonuyla İstanbul ve Ankara'da yakalandı. Saldırıyı Yeşil'in sağ kolu olduğu öne sürülen Astsubay Üstçavuş Cengiz Ersever'le çek-senet tahsilatçısı Semih Tufan Güraltay'ın planladığı ortaya çıktı. Olayla ilgili 6 kişi yakalanırken, firari Güraltay aranıyor.
İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal'a suikast girişiminde bulunan iki ‘‘tetikçi’’ ile olayı planlayan dört kişi, Ankara ve İstanbul polisinin başarılı operasyonu sonucu silahlarıyla birlikte yakalandı. Suikastçıların başı, Susurluk skandalının önemli kahramanlarından Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın arkadaşı çıktı. Yeşil'in sağ kolu ve ‘‘tetikçisi’’ olduğu öne sürülen Jandarma İstihbarat Astsubayı Cengiz Ersever, suikastın planlayıcısı olarak gözaltına alındı. Ersever ile birlikte eylemi organize eden ve finansman sağlayan çek-senet tahsilatçısı Semih Tufan Güraltay'ın da arandığı bildirildi.
İHD Genel Merkezi'nde 12 Mayıs günü gerçekleştirilen suikast girişiminde ölümden kıl payı kurtulan Akın Birdal ve görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda çizilen robot resimlerden yola çıkan polis, ihbarların da değerlendirilmesi sonucu tetikçilere ulaştı. Bu kişilerin Susurluk çetesi içinde yer aldıkları, hatta kimliklerini açıktan göstererek bazı kesimlere ‘‘üstü kapalı tehditte bulunup, biz hâlâ ayaktayız’’ mesajı göndermeyi hedefledikleri öne sürüldü.
ANKARA’DAN BAŞLANDI
İstihbarat birimlerinin araştırmaları sonucu olaya adı karışan Ahmet Fulin'in kimliği belirlendi. Önceki gün akşam saatlerinde Fulin'in Ankara, Demetevler'deki evine baskın yapıldı. Gözaltına alınan Fulin, sorgusunda eyleme bizzat katılmadığını, ancak olaydan sonra tetikçilerin silahları kendisine teslim ettiğini söyledi.
Fulin'in evinin bahçesinde gösterdiği yerin kazılması sonucu biri 14'lü Browning, diğeri Astra marka 9 mm. çapında iki tabanca ele geçirildi. Silahlar hemen Ankara Emniyet Müdürlüğü Kriminal Laboratuvarı'na götürülerek balistik incelemeye alındı. Silahların Birdal'a ateş edilen tabancalar olduğu belirlendi.
MÜTHİŞ KOVALAMACA
Fulin, tetikçileri tanımadığını sadece arkadaşı Hasan Hasanoğlu'nun isteği üzerine silahları alıp sakladığını söyledi. Fulin'in Hasanoğlu'nun İstanbul'da oturduğunu söylemesi üzerine hemen İstanbul'a hareket eden Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, eve baskın yaptılar. Ancak Hasanoğlu'nun izine rastlayamadılar. Evde bulunan Hasanoğlu'nun amcasının oğlu Yavuz Hasanoğlu, minibüs işletmecisi Hasan Hasanoğlu'nun yarım saat önce bir otomobille Ankara'ya hareket ettiğini söyledi. Bunun üzerine TEM Otoyolu Bolu, Kazan Turnikelerinde önlem alan ekipler, plakası belirlenen otomobille Ankara'ya giden Hasan Hasanoğlu'nu yakalamayı başardılar.
Hasanoğlu, yakalandıktan hemen sonra yapılan sorgusunda silahları almak üzere Ankara'ya gittiğini belirterek, ‘‘Eylem için silahları Cengiz Astsubay vermişti. Onları geri getirmem için beni gönderdi’’ dedi.
ÇETE YAKALANDI
Ekipler hemen İstanbul'a döndü. Gece yarısı Aksaray'daki Emniyet Müdürlüğü'nde yapılan toplantının ardından İstanbul ve Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekipleri ortak operasyona başladılar. İlk olarak suikastın arkasındaki isim olan Büyükçekmece İlçe Jandarma Karakolu Komutanı Astsubay Üstçavuş Cengiz Ersever yakalandı. Silivri, Gümüşyaka'daki bir sitede dubleks villada oturan Ersever ile birlikte imam nikahlı eşi Tanzim Cihan da gözaltına alındı.
Eylemi kendisinin organize edip arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdiklerini kabul eden Astsubay Cengiz Ersever'in verdiği bilgiler doğrultusunda, 'Tetikçiler' Bahri Eken ile Kerim Dereyayla ve olaya katılan Erkan Ulaş da evlerine peşpeşe yapılan baskınlar sonunda yakalandı.
SORGUYA ALINDILAR
Emniyet Müdürlüğü'nde Terörle Mücadele Şubesi'ne getirilen sanıklar, ayrı ayrı odalarda çapraz sorguya alındı. İfadelerinde suçlamaları kabul ettikleri belirtilen 5 sanık, Büyükçekmece'den tanıştıklarını söylediler.
Polis olayın organizatörlerinden ve eylemi finanse eden çek-senet tahsilatçısı Semih Tufan Güraltay'ı aramaya başladı. Olayın planlayıcısı olduğu belirtilen Semih Tufan Güraltay'ın ve tetikçilerin, halen çek-senet mafyası olarak faaliyet gösteren kişilerden oldukları belirtildi. Astsubay Üstçavuş Cengiz Ersever'in, faili meçhul bir cinayete kurban gittiği sanılan emekli Binbaşı Cem Ersever ile bir akrabalığının olmadığı kaydedildi.
POLİS, YEŞİL'İN PEŞİNDE
Bu arada polis Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ı da yakalamak için harekete geçti. Ankara polisi, bu kişilerin Yeşil ile çok samimi ilişki içinde olduklarının bilindiğini belirterek, ‘‘Hiç değilse yaşayıp yaşamadığı konusunda bilgi sahibi olacağız. Büyük ihtimalle nerede olduğu konusundaki bilgiye yakın zamanda ulaşırız’’ dedi.
İMAM CİNAYETİNE DE AZMETTİRME
Polis, Birdal suikastına karışan bu ekibin 17 Mayıs Pazar günü, İstanbul'daki İsmailağa Camii'nde işlenen Hızır Ali Muratoğlu cinayeti ile ilişkisini de araştırmaya başladı. Polis, bu kişilerin Muratoğlu'nun öldürülmesini azmettirdikleri yönünde bilgilere ulaştı.
Birdal suikastının 10 gün gibi kısa zamanda çözümlenmesi Ankara Emniyeti'nde sevinç yarattı. Başbakan Mesut Yılmaz ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu ile birlikte birçok siyasi ve bürokratın Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'ı arayarak tebrik ettiği öğrenildi.
Çetenin portresi
Fırat kod adlı Cengiz Ersever
İstanbul'da Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nde görevli olan Astsubay Üstçavuş Cengiz Ersever, daha sonra Büyükçekmece İlçe Jandarma Karakol Komutanlığı'na atanmıştı. Birkaç yıldır burada görev yapan ve bölgedeki ülkücü gruplarla çok iyi ilişkileri olduğu bildirilen Ersever'in, 12 Mayıs günü 10 günlük rapor aldığı bildirildi. Çapkınlığıyla tanındığı bildirilen Cengiz Ersever'in çek-senet mafyalarıyla da bağlantıları olduğu iddia ediliyor. Ersever'in son olarak ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım ile ilgili açıklamalarda bulunan CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Tunceli eski Milletvekili Sinan Yerlikaya'nın evini telefonla arayarak kızını tehdit ettiği öne sürülmüştü.
Yeşil'le birlikte, Cengiz Ersever'in de faili meçhule kurban giden JİTEM'in kurucusu Binbaşı Cem Ersever'in yanında çalıştığı da iddia edildi. İstihbarat konusunda uzman bir emniyet yetkilisi, ‘‘Yeşil ortadan yok olmadan önce ‘Fırat' dediği Cengiz Ersever'le telefonla sürekli görüşürdü. Yeşil, günde belki 10-20 kez telefonla İstanbul'dan Cengiz Ersever'i, ‘Fırat Astsubay' diye arayıp görüşürdü. Güneydoğu'da birlikte çalışmışlar. Daha sonra da birlikte oldular. Bize göre, Cem Ersever olayında hem ‘Yeşil', hem de Güneydoğu'da ‘Haydar', İstanbul'da ise ‘Fırat Astsubay' diye bilinen Cengiz Ersever var’’ diye konuşmuştu.
Çek-senet tahsilatçısı Hasan Hasanoğlu
Minibüs işletmeciliğinin yanı sıra çek-senet mafyasında da yer alan Hasan Hasanoğlu, üç ay önce yaptıkları bir baskında kaza kurşunu ile vurulmuştu. Maltepe, İstiklal Caddesi'ndeki Cengiz ve Cihan Runa adlı kardeşlere ait Merve Oto Galerisi 24 Şubat günü Necdet Atış'a olan borçları nedeniyle basan Semih Tufan Güraltay ve adamları tarafından basılmıştı. Runa kardeşleri bacaklarından vuran saldırganların silahından çıkan kurşunlardan biri de sekerek Hasan Hasanoğlu'nun bacağına isabet etmişti. Yaralanan Hasanoğlu ve diğer saldırganlar ile başlarındaki Semih Tufan Güraltay, olaydan sonra otomobillerine binerek kaçmışlardı.
Erkan Ulaş, Flash'ı basanlar arasındaydı
Flash TV'nin Tepebaşı'ndaki İstanbul Stüdyoları'na geçen yıl nisan ayı sonunda baskın düzenleyerek etrafı kurşun yağmuruna tutan saldırganlar arasında Erkan Ulaş da yer almıştı. Mehmet Tunçdemir, Erdal Coşkun, Hacı Çıtrak ve olayda kullanılan Mercedes'in sahibi Mecit Ergenç'le birlikte baskını gerçekleştiren Erkan Ulaş, biri 9 mm. diğeri 7.65 mm. çapında 2 tabancayla polis tarafından yakalanmıştı. Erkan Ulaş, savcılıktaki ilk ifadesinde, Flash TV'de yayınlanan 23. Saat programında Tansu Çiller aleyhine yayın yapıldığı öne sürerek, baskına katıldığını itiraf etmişti. Savcılıkta ifadeleri alındıktan sonra tutuklanan ve Beyoğlu 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanıklara, 6 Mart 1998 günü görülen son duruşmada karar çıkmıştı. Mahkeme heyeti, duruşmalar devam ederken tahliye edilen Erkan Ulaş ile Hacı Çıtrak'ı, toplu ızrar suçundan 1'er yıl 11'er ay hapse mahkum ederken, sanıklar Mehmet Tunçdemir ve Erdal Coşkun'u, korku kaygı yaratmak amacıyla eylem yapmak, ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından 2'şer yıl 9'ar ay hapis cezasına çarptırmıştı.