Güncelleme Tarihi:
Zile Olayları'nın sanık kaymakamı o. 60'lı yılların ortalarından 70'li yılların başına, İstanbul'un 'Süslü Tevfik'i. Sırtından çıkarmadığı üniformasındaki simli sırmalar ile halkın, kasabın, manavın, seyyar satıcının 'Hızlı Tevfik'i. Süslü Tevfik'in oğlu Psikolog Sezer Kurma, ölümünden beş yıl sonra babasının anılarına sahip çıktı. Kurma, Karaköy Rotary Kulübü'nün desteğiyle babasının hayatını kitaplaştıracak.
Manşetler birbirini kovalıyor. 'Süslü Tevfik, 500 kilogram balığı imha etti.' 'Süslü Tevfik, boksör ve güreşçilerden kurulu yıldırım ekibi kurdu.' 'İlk defa bir plaj, zabıta tarafından kontrol edildi. Süslü Tevfik, plajda yemek artıklarını denize atan aileye 50 bin lira ceza kesti.'
Ve yüzlercesi.
60'lı yılların ortaları, 70'li yılların başı. Kaymakamlıktan Zabıta Müdürlüğü'ne uzanan yolda, Süslü Tevfik'i duymayan yok. Sırtından çıkarmadığı üniformasındaki simli sırmalar ile halkın 'Süslü'sü, kasabın, manavın, seyyar satıcının 'Hızlı Tevfik'i o.
Bir de, zamanın CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'yü karşılamasınlar diye, halkın kahvehanelere, evlere, dükkanlara hapsedildiği, coplara silah seslerinin karıştığı meşhur Zile Olayları'nın sanığı.
ŞOFÖRLÜK DE YAPMIŞTI
Paşa torunu. Doktor Yarbay Hacı Rüştü Kurma'nın oğlu. Ankara Hukuk Fakültesi mezunu Tevfik Kurma o. Meslek hayatı, 1938'de İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Şubesi'ne atanmasıyla başladı. O andan itibaren de hayatı hep işi oldu. Eskişehir Vali Yardımcılığı, Bolu ve Tokat Vali vekilliklerinde bulundu. Daha sonra sırasıyla Taşova, Akçakoca, Kalecik, Polatlı, Pasinler, Mudurnu, Düzce, Zile ve Kırkağaç'da kaymakamlık yaptı.
1960 yılında geldiği İstanbul'da iki yıl görev alamadı. İstanbul Belediyesi'nin CHP'li Belediye Başkanı Haşim İşcan, iddiasına göre ona 'Sen İnönü'yü Zile'ye sokmadın. Biz de seni belediyeye sokmayacağız' demiş. O da iki yıl boyunca gece şoförlüğü yapmış.
Ardından Sarıyer, Adalar, Beykoz, Eminönü Belediye Başkanlıkları geldi. Ve nihayet 1971'de, onu basın ve halkla bütünleştiren 'Süslü' yapan, İstanbul Zabıta Müdürlüğü'ne atandı.
SÜSLÜ TEVFİK OLUYOR
O giyene kadar zabıta müdürleri üniforma giymezdi. Ama Tevfik Kurma'nın Trafik Müdür Yardımcısı İhsan Özmen'e duyduğu hayranlık, onu önce üniformaya, ardından da 'Süslü' lakabına kadar götürdü.
İhsan Özmen, Türkiye'de ilk kez emniyet müdürlerinin üniforma giymesine öncülük etmiş bir isimdi. Taşıdığı üniformanın sırmaları altın suyuna batırılmıştı. 'Süslü İhsan' lakabıyla anılırdı.
Gazeteci Şemsi Sılkım, zamanın İstanbul Zabıta Müdürü Tevfik Kurma'ya 'Neden senin alametlerin de altın değil' diye sormuş, 'O zaman ben de süslü olurum' cevabını almıştı. Böylece o da 'Süslü Tevfik' oluvermişti.
Bunu kendine yakıştırdı belki. ‘‘Vazifede kanunun emrettiği kıyafeti giymek şarttır. Resmi elbise giymek benim için ayrı bir zevk. Teşkilata ve mesai arkadaşlarıma daha yakın oluyorum’’ diyordu. Sadece bir ara 'Bana 'Hızlı Tevfik' deyin' diye bir öneri getirdi ama 'Süslü'yü unutturamadı.
Zile'ye İnönü gelince
Tevfik Kurma koyu bir Demokrat Parti'li, kaymakamı olduğu Zile halkı da CHP'li olunca Zile Olayları patlak verdi. Kurma'ya göre, Zile Olayları sırasında 'Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu' ilk kez başarıyla tatbik edilmişti. Ama Zile Olayları, pekçokları için demokrasi tarihinde kara bir leke olarak kaldı.
Her şey, İsmet İnönü'nün 1958 yılı Ekim ayındaki Anadolu Turnesi ile başladı. CHP Genel Başkanı İnönü, 57 seçimlerinde CHP'ye oy veren Zile'ye de geçmek istedi. Ancak Zile'den ilginç haberler geliyordu. Zile Kaymakamı Tevfik Kurma'nın, yöre halkını evlerine, kahvehanelere, dükkanlara hapsettiği, sokağa çıkmalarını yasakladığı söyleniyordu.
İnönü vazgeçmedi, in cin top oynayan Zile'ye girdi. Onu gören halk, polis ve jandarma kordonunu yararak koşmaya başladı. Bu manzara üzerine Kaymakam'dan emir aldığını söyleyen Emniyet Amiri harekete geçti. Cop, dipçik, tekme ve yumruklar konuşmaya başladı. İtfaiye su fışkırttı, havaya ateş açıldı.
Zile Olayları sonrası soruşturma açıldı. Tevfik Kurma ve Emniyet Amiri Cemal Orhon, 'Halkın hürriyetini tahdit, halkı dövdürmek, ıslatmak, havaya silah açmak suçlarından' TCK 174, 17, 240 ve 456'ncı maddelerince önce Balmumcu, ardından Yassıada'ya götürülerek yargılandılar. Sanıkların suçları sabit görüldü ancak 113 ve 134 sayılı Af Kanunu'ndan yararlandılar.
Turgut Özal'a baklava taşıdı
İstanbul Zabıta Müdürlüğü'nden emekli olunca hacca gitti. 'Hacı Tevfik' oldu. Dönüşünde politikaya atıldı. Milli Selamet Partisi'ne üye oldu. Adı bu kez de 'Selamet Tevfik'e çıktı. İstifa edip Adalet Partisi'ne geçti. 1980'de sonradan feshedilen Hür Demokratlar Partisi'ni kurdu. Son olarak da merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Anavatan Partisi'ne girerek, ona Genel Danışman oldu. Turgut Özal, ANAP'ı kurmadan önce Yeniköy'deki evine her gün bir kutu baklava götürürdü. Semra Özal baklavalara kızardı ama Turgut Özal 'Tevfik, baklava şamfıstıklı olsun' derdi. Süslü Tevfik'in oğlu Sezer Kurma, ‘‘Babam Anavatan Partisi'nin Tunceli'den ikinci sıra milletvekili adayıydı. Seçilemedi. Ama Özal ona üç ayrı yerden yönetim kurulu üyeliği vererek, ölene kadar iyi maaş almasını sağladı’’ diyerek, Özal ailesine bağlılıklarını dile getiriyor.
Süslü'nün renkli icraatı
Görevine aşık Süslü Tevfik, koruma olmadan teftişe çıkar, kasıp kavururdu İstanbul'u. Ertesi gün de gazete sayfalarında denize döktüğü seyyar satıcı arabalarının, imha ettiği sucukların dizi dizi fotoğrafları çıkardı. Adını anan ciğercisi, pazarcısı kaçacak delik arardı. Gürültüye savaş açtı. Ama işini de hep bağırarak yaptırdı. Tanınmış tanınmamış demedi, onlarca firma kapattı. Etrafta ruhsatsız çay, gazino bırakmadı. Gece sinemada rastladı, çocuk kovaladı. Süslü Tevfik meslek hayatı boyunca hiç durmadı.