Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de medya ve sanat gibi toplumsal her alanda hayata katılmaya başlayan Suriyeliler, şimdi de tiyatro sahnesinde. İstanbul’da yaşayan Suriyeli Dramaturg Vasim el Şarki tarafından yazılıp Beyoğlu’nda Arapça ve Türkçe sahneye konulan “Martıların Bitmemiş Filmi” adlı tiyatro oyununda bir Türkiyeli hariç tüm oyuncular ve çalışanlar Suriyeli. Oyunun metniyse savaştan kaçan Suriyeli oyuncuların İstanbul’daki gerçek deneyimlerinden yola çıkılarak oluşturulmuş.
İstanbul’daki bir tiyatro sahnesinde ilk kez profesyonel tiyatro sergileyen Suriyelilerle, Önder Babat Kültür Merkezi’ndeki provaları sırasında konuştuk. Oyunda, perde arkasında görev alan grafik tasarımcı ve videograf da dahil olmak üzere 12 kişi yer alıyor.
ŞAM OPERA EVİ’NDEN BEYOĞLU’NA
Oyunun yönetmeni ve dramaturgu Vasim el Şarki, Şam Yüksek Sanatlar Enstitüsü tiyatro bölümünden mezun olmuş. Şam Opera Evi’nde dramaturg olarak çalışmış, ayrıca birçok tiyatro oyununa imza atmış. Savaştan sonra Türkiye’ye kaçmak zorunda kalan El Şarki, İstanbul’a gelmeden önce Gaziantep’te Suriyeliler tarafından kurulan bir radyoda çalışıyormuş.
Türkiye’deki Suriyelilerin ilk kez profesyonel bir tiyatro oyunu sahnelediğinin altını çizen El Şarki, oyunun felsefesini şöyle anlatıyor: “Türkiye’de yaklaşık üç milyon Suriyeli var ve sürekli Suriyeli mültecilerin yol açtığı sosyal problemlerden bahsediliyor. Ancak kimse bu Suriyelilerin nasıl geçindiğinden bahsetmiyor. Suriyeli mültecilerin maalesef çoğu fabrikalarda kayıt dışı olarak ve asgari ücretin bile altında çalıştırılıyor. Biz tiyatrocuyuz ama geçinmek için başka işler yapmak zorundayız. Oyunda da bizim gibi Suriyelilerin çektiği zorlukları işlemek istedik. Türkiye’deki Suriyelilerin gerçek yaşamlarından yola çıkarak kolektif bir şekilde oyunu ortaya çıkardık.”
AMACIMIZ KLİŞELERİ YIKMAK
El Şarki, oyunun amaçlarından birinin de Suriyelilerle ilgili toplumda yer alan klişeleri yıkmak olduğunu söylüyor. “Aslında sizlerden o kadar da farklı değiliz, aramızda üniversite mezunu da var, ilkokul mezunu da. Özellikle İstanbul’da yaşayan diğer herkesle ortak problemlerimiz var, İstanbul zor ve pahalı bir şehir, bu durum sadece Suriyeliler için değil, burada yaşayan Türkler için de geçerli.”
HEM SURİYELİLERDEN HEM TÜRKLERDEN İLGİ VAR
Oyundaki tek Türk oyuncuysa Beyza Dut (29). Dut, oyunda İstanbul’daki martılardan esinlenerek Anton Çehov’un “Martı” adlı oyununa gönderme yaptıklarını söylüyor. Yılbaşına kadar üç kez sahnelenecek oyunun ilk geceki biletleri tamamen tükenmiş durumda, oyun 24 ve 25 Aralık’ta da oynanacak. Dut, hem Suriyelilerden hem de Türklerden büyük ilgi gören oyunu, yeni yılda Gaziantep başta olmak üzere başka şehirlerde de sahneleyeceklerini söylüyor. Arapça ve Türkçe olarak sahnelenecek oyunda ayrıca İngilizce, Arapça ve Türkçe altyazı da olacak. Dut, oyunda nasıl yer aldığını şöyle anlatıyor: “Yönetmen Wasim’le arkadaştık. Onun tiyatro yazarlığı ve benim tiyatro eğitimi alıyor olmam böyle bir proje konusunda bize ilham verdi. Oyunda Brezilyalı yönetmen ve oyun yazarı Augusto Boal tarafından ilk kez uygulamaya geçirilen ‘İnteraktif Tiyatro’ yöntemini benimsedik.”
OYUNCULAR ANLATIYOR
Abdülrezzak Hallum (21), 2012 yılında ailesiyle birlikte Suriye’nin İdlib kentinden İstanbul’a kaçmış. İstanbul’da Türkçe öğrendikten sonra yavaş yavaş dizilerde ve filmlerde Suriyeli rollerinde yer almaya başlamış. Üç yıldır oyunculuk yapan Hallum, “Suriye’deyken en büyük hayalim oyuncu olmaktı, savaş çıktıktan sonra orada oyuncu olamadım ama oyunculuk hayalime Türkiye’de kavuştum” diyor.
Tajşer Yakup (22), Türkiye’ye dört yıl önce Halep’ten gelmiş. “Halep Üniversitesi’nde muhasebe okuyordum ama yarım bırakıp kaçmak zorunda kaldım. Türkiye’de yeni bir hayata başladım, Türkçe öğrendim, oyunculuk yapıyorum, şimdi de sinema okumak istiyorum” diyor.
Moumina Arnous (31) da Şam’da üniversitede ekonomi okurken dört yıl önce Türkiye’ye gelmiş. “Benim asıl tutkum müzik. Bu oyunda da bu sayede yer aldım” diyor. Arnous, oyunda rol alma amacını ise şöyle anlatıyor: “Türk toplumuna buraya gelen Suriyelilerin arasında gerçekten eğitimli ve kültürlü bir kesimin de olduğunu göstermek istiyorum.”