Güncelleme Tarihi:
Peki, bu sayılar ne kadar güvenilir?
Şenavi, El Arabiya dahil, yabancı basın organlarının kaynak olarak Suriye Devrimi Genel Komisyonu ve Yerel Koordinasyon Komiteleri’nin verilerine dayandığını, ancak en güvenilir bilgi kaynağının Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Dairesi (OHCHR) olduğu görüşünde.
Bunun sebebi OHCHR’ın üç farklı kaynaktan besleniyor olması: İhlal Belgeleme Merkezi (VDC), Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü (SOHR) ve Suriye merkezli Şüheda (Shuhada.org) internet sitesi.
TÜRKİYE ESAD'LA SON İLİŞKİSİNİ DE KESİYOR
"ELÇİLİK BOŞALDI ŞAM'DAN ÇEKİLDİK" / ENİS BERBEROĞLU SEUL'DEN YAZIYOR
HER AÇIKLANANA İNANMAMAK LAZIM
Şenavi’nin haberinde görüşlerine yer verilen Ortadoğu analisti Şermin Narvani'ye göre, toplam sayılar doğru olsa bile bu verilerin bazı süzgeçlerden geçirilmesi gerekiyor.
Narvani, bu konu hakkında şu soruların sorulması gerektiğini düşünüyor:
"Suriye genelinde her gün hatasız bir sayım yapmak mümkün mü? Ölümler nasıl teyit ettiriliyor? Teyit eden kişi kim, bu kişiler çıkarları için hareket ediyor olabilir mi? Ölenlerin tamamı sivil mi? Siviller rejim yanlısı mı, muhalif mi? Suriye güvenlik güçlerinin ölen 2 bin mensubu da buna dahil mi? Silahlı grupların üyeleri de sayılıyor mu? Bir siville, sivil giyimli milis arasındaki fark nasıl ayırt ediliyor?"
Yerel Koordinasyon Komiteleri, bilançonun 10 bine yaklaştığını belirtse de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Mart başında görüştüğü karar metninde, toplam sayının 8 bin olduğu vurgulandı.
Şenavi’ye konuşan OHCHR sözcüsü Ravina Şemdasani, “Rakamlar muhtemelen bizim açıkladığımızdan daha yüksekti. Ancak o sıradaki tahminimiz bu yöndeydi” dedi.
OHCHR ARTIK TAHMİN YAPMIYOR
Sahadaki kaynakları sayesinde ve Suriye’den komşu ülkelere kaçan Suriyelilerle yaptıkları görüşmelerle ellerindeki bilgiyi bağımsız kaynaklarca teyit ettirdiklerini söyleyen Şemdasani, Aralık 2011’deki 5 bin tahmininden bu yana durumun zorlaştığını ve tahmin yapmayı bıraktıklarını söyledi.
Bununla birlikte, uluslararası basın-yayın organları bu tarihten itibaren gelen rakamları da OHCHR’a dayandırmaya devam etti. Öte yandan Şemdasani, “Bu konudan bahsetmek pek adil olmaz” diyerek Yerel Koordinasyon Komiteleri’nin açıkladığı son rakamlar üzerine yorum yapmayı reddetti.
Muhalif gruplar ise eldeki sayılara yönelik sorulara kendilerinden emin yanıtlar veriyor.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) Koordinatörü Musab Azzavi, “Eğer iddialarımızı sorgulamak isteyen varsa, buyursun. Bizim rakamları bağımsız olarak teyit etmek için sahada aktivistlerimiz ve çoğunluğu doktorlardan oluşan ekiplerimiz var. Sadece sayıları değil, ölenlerin isimlerini, doğum tarihlerini, nerede ve nasıl öldüklerini, ölüm sertifikalarını ve ölümlerini teyit edecek videoları yayınlıyoruz” dedi.
Bu teyit kriterlerini Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin belirlediğini hatırlatan Azzavi, “Her ölümü nasıl teyit ettiğimizi mahkemede çıkıp anlatmaya hazırız” diye konuştu.
Bununla birlikte Şenavi uluslararası basındaki haberlerde kullanılan dilin yarattığı bazı sorunlara da dikkat çekti. Buna göre, muhaliflerden gelen bilgiler sorgulanmadan doğru kabul ediliyor, silahlı grupların silah taşımaktaki tek amacının masum sivilleri korumak olduğu ve ölümlerin faillerinin detayları bilinmeyen “güvenlik güçleri” olduğu varsayılıyor.
Aynı soruna dikkat çeken Narvani de “Her gün muhalifler bir can kaybı rakamı bildiriyor. Çoğu zaman ölüm sebebi açıklanmıyor. Ölenlerin çoğu gerçekten muhalefetten isimler ama ölüm sebepleri gizli. Dahası haberlerde, evde oturmak ya da protesto düzenlemekten başka bir şey yapmayan, güvenlik güçlerinin öldürdüğü masum siviller olarak geçiyorlar” dedi.
Suriye’deki koşullar değiştikçe bu tür haberlere gösterilmesi gereken özen de artıyor. Saldırının koşullarını anlatmadan ölü sayısını vermek artık kesinlikle yeterli değil.
Çünkü günümüzde muhalif grupların Suriyeli sivilleri hedef aldıkları, insan hakları ihlalleri gerçekleştirdikleri ve Suriye dışından gelen silahlı kişilerin rejim güçlerini provoke ettiği iddiaları büyüyor.