Güncelleme Tarihi:
Suriye rejimi, Rusya’nın hava desteği ile muhaliflerin kontrolünde olan Halep’i 2 yıl boyunca savaşarak 2016 yılında almıştı. Şam’dan sonra Suriye’nin en büyük ikinci şehri olan Halep’i 8 yıldır kontrol eden rejim, Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) başını çektiği muhalif gruplara direnmeyerek kenti 72 saatte kaybetti. Esad güçlerinin büyük bölümü Halep’te tek kurşun bile atmadan kaçarken, HTŞ’nin kenti aldığından habersiz markete alışverişe gidince yakalanan rejim askerleri bile oldu. Halep’te yaşayan sivil halk da ne olup bittiğini anlamadan HTŞ’nin kente girişine tanıklık etti.
PKK/YPG DE KAÇTI
Suriye rejimi, kaçarken kontrolündeki birçok noktayı da terör örgütü PKK/YPG’ye bıraktı. Başta Halep’teki uluslararası havaalanı olmak üzere çok sayıda noktada kontrolü sağlayan terör örgütüne karşı ise Suriye Milli Ordusu (SMO) harekete geçti. Kısa sürede PKK/YPG’nin kontrolüne bırakılan bölgelerde hâkimiyet kuran SMO, Tel Rıfat’a operasyon başlattı. SMO, PKK/YPG’nin 8 yıldır yığınak yaptığı, tüneller kazdığı Tel Rıfat’ı 3 saatte aldı. Teröristlerin çoğu direniş göstermeden kaçarken, geride kalanlar ise üniformalarını çıkartıp silahlarını bırakarak sivillerin arasında karışıp kentti terk etti.
‘ŞAŞKINIZ ŞOKTAYIZ’
Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşın ilk dönemlerinden sonra ilk kez güç dengeleri bu kadar kısa sürede değişti. “Neler oluyor?” sorusu cevap bulmadan 5 günde Suriye haritası yeniden şekil aldı. Sahada yaşanan bu kısa süreli değişim karşısında kazananlar, “Nasıl bu kadar kolay oldu?”, kaybedenler ise “Bu kadar kısa sürede nasıl kaybettik?” şaşkınlığını yaşıyor. Tel Rıfat, Afrin, Azez ve Halep’e çıkan yollarda karşılaştığımız Suriyeli siviller ve farklı gruplara bağlı savaşçılardan herkes birbirine “Nasıl oldu? Neler oluyor?” sorusunu yöneltiyor. Sahada bu kadar kısa sürede her şeyin değişmesinin arkasında ABD’nin olduğu iddiaları ilk sırada yer alıyor. SMO savaşçılarından Nasır Nahu, “Her şey çok hızlı gelişti. Tel Rıfat’ı kuşattık, çatışma bekliyorduk, kaçtıkların gördük, şaşırdık. PKK/YPG’nin direniş göstermeden kaçmasının arkasında ABD olduğuna inanıyorum” dedi. Afrin’den 8 yıl sonra Halep’teki evine dönmeye çalışan Halid İbrahim ise duygularını “Halep’in alınmasından mutlu olduk, evime dönüyorum. Bu kadar kısa sürede olmasını beklemiyorduk. Çok sevindim ama bu kadar hızlı nasıl oldu? Biz de şaşırdık, şoktayız. Beşar Esad’ın direneceğini düşünüyorduk, hem şaşkınız hem de sevinçliyiz” sözleriyle anlattı.
HTŞ’DEN İMAJ DÜZELTME ÇALIŞMASI
Başta ABD ve Türkiye olmak üzere birçok ülke tarafından “terör” listesinde bulunan HTŞ, imaj düzeltme çalışmalarına girişti. El Nusra, El Kaide gibi farklı radikal grupların birleşmesinden ortaya çıkan HTŞ, terör listesinden çıkmak ve uluslararası meşruiyet kazanmak için adımlar atıyor. Halep’i kontrol etmeye başlayan örgüt, ilk olarak sivil halka, “Canınız ve malınız güvende, kimseye dokunulmayacak” çağrısında bulundu. Halep’in kuzeybatısındaki Nubbul ve Zehra beldelerinden kaçarak Şam’a gitmek isteyen Şii sivillerin, “Şii kardeşlerimiz bizim düşmanımız değil. Eline silah almayan tüm Suriyeliler kardeşimizdir, güven içinde evlerinize dönebilirsiniz” diyerek evlerine dönmelerini sağladı. Halep’ten çıkmak isteyen sivillere can ve mal güvencesi veren HTŞ, tüm bunlara karşın gitmek isteyenlere ise insani koridor açarak geçiş izni verdi. HTŞ’ye bağlı savaşçı grupların da önceki yıllara göre daha donanımlı ve eğitimli oldukları dikkat çekiyor.