Güncelleme Tarihi:
Birleşik Basın'ın haberine göre Suriye her ne kadar şu an ülkeyi uluslararası müdahalenin ya da iç savaşın eşiğine getiren uluslararası bir kumpasla karşı karşıya olsa da Baas rejiminin bunda hiç payının olmadığını söyleyemeyiz. 1980’li yılların başlarından itibaren yoğun olarak başlayan insan hakları ihlalleri her ne kadar Beşar Esad döneminde hafiflemiş olsa da Suriye zindanlarında yaşanan işkence ve kötü muamele vakaları, ayaklanmaların başlamasından itibaren aynı düzeyde hatta belki daha da şiddetli bir şekilde sürüyor.
El Cezire internet sitesinde yer alan habere göre şu an Suriye zindanlarında bulunan 1500 tutuklu yaklaşık 30 yıldır hapishanelerde çürümeye terk edilmiş durumda. İşin ilginç tarafı, Suriye rejimi bu tutukluların hapishanelerdeki varlığını kabule yanaşmıyor. Böyle olunca ne haklarında bir iddianame hazırlanıyor, ne bir suçlama yöneltiliyor ne de mahkeme süreci başlatılabiliyor.
SURİYE YÖNETİMİ GÖZLEMCİLERİ ATLATIYOR
Arap Birliği ve BM gibi uluslararası kuruluşlardan gelen gözlemcilerle görüştürülmeyen bu tutukluların müebbet hapse mahkûm edilmiş durumda. Suriye kanunlarına göre müebbet hapis 25 yılla sınırlanmış ancak, tutuklular bu süreyi çoktan aşmış olmalarına rağmen halen serbest bırakılmıyorlar. Suriye yönetimi ise her seferinde bir yolunu bulup gözlemcileri atlatmayı başarıyor.
DURUŞMALAR BİRKAÇ SANİYE SÜRÜYOR
Tarık Ğurani, 90’lı yılların ortalarında tutuklanmış. Beş yıl boyunca kaldığı hapishaneden yeni kurtulabilen Ğurani’nin suçu, internette muhalif yayın yapmak. Kendisi kurtulmuş ancak sürekli ölüm korkusuyla yaşayan arkadaşlarının acıklı hikâyelerini anlatırken göz yaşlarına hakim olamıyor.
Kamuya açık yapılan yargılamalarda davaların saniyeler sürdüğünü belirten Ğurani, zanlının isminin okunur okunmaz suçunun kendisine bildirildiğini, hapishanede ne kadar kalacağını, kararın ne çıktığını ve akıbetinin ne olacağını bilmeyen zanlının doğrudan hapishaneye gönderildiğini söylüyor. Çoğunlukla yargılamalar kanıt üzerinden değil, şüpheler ve kanaatler üzerinden yürüyor.
1400 kadar mahkûmun hapishanelerde kötü muameleye maruz kaldığını ve işkence gördüğünü tahmin eden Ğurani, bunların bir kısmının sağlıkları bozulduğunda kendilerine tıbbi müdahalede bulunulmadığı ya da susadıklarında su verilmediği için hayatlarını kaybettiklerini belirtiyor.
ACI DOLU HAYATLAR
31 yaşındaki Ğurani’nin gözlemleri tam bir ibret hikâyesi. Arkadaşı Yakup’un beş yıldan beri Mezze hapishanesinde yattığını ve bu süreyi hücresinde her gün idamı bekleyerek geçirdiğini aktarıyor. Her gün yapılan idamları kapısının deliğinden seyreden Yakup, sıranın kendine gelmesini bekliyor.
UÇAK ZORUNLU İNİŞ YAPINCA…
Hapishanedeki en eski tutuklu ise Rağid Ahmed et Tatari, 1981’den beri zindanlarda gün sayıyor. Son olarak Adra hapishanesine nakledilmiş. 80’li yıllarda pilotların kaçışı diye bilinen olay patlak vermeden önce askeri pilotmuş. Ürdün’e kaçırılan iki uçakla ilişkisi olduğuna dair şüphelerle tutuklanmış ve halen hapishanede bulunuyor.
ATI ESAD’IN ATINI GEÇİNCE KABUS DOLU GÜNLER BAŞLAMIŞ
Ğurani’nin anlattığı en garip öykülerden biri Faris Muhammed Adnan Kusar’ın 1993 yılında yapılan bir at yarışında kendi atının Hafız Esad’ın büyük oğlu Basil’in atını geçerek yarışı kazanması. Bir yıl sonra Basil bir trafik kazasında hayatını kaybedince Suriye’nin namlı zindanlarından Tedmur’da işkence dolu günler başlamış.
Kusar, Basil’in hapishaneye bıraktığı hatıralardan biri, Basil ölünce durumu daha da karmaşık bir hal almış. Kendisini hapse attıran Hafız Esad ölünce hapishanede unutulmuş.
SEN MİSİN AHMET CİBRİL’LE KAVGA EDEN?
Suriye zindanlarında unutulmuş isimlerden biri de Velid Eyyüb Berekat adlı Kudüs doğumlu bir Filistinli. 1982 yılından beri tutuklu bulunuyor. Ğurani, Lübnan iç savaşının olduğu yıllarda Beyrut’a uçakla giderken uçak Şam’a zorunlu iniş yapıyor ve onu hapse atıyorlar.
Seksenli yıllardan beri Suriye zindanlarında bulunan isimlerden biri de 1985 yılında hapse girmiş Beşşar Said isimli Filistinli. Filistin direnişine destek vermek için Suriye’ye geliyor, ancak FHKC-GK lideri Ahmet Cibril’le düştüğü anlaşmazlık nedeniyle tutuklanıyor.
REJİM TUTUKLULARI NEDEN ÖLDÜRMÜYOR?
Akla gelen sorulardan bir tanesi, neden bu tutukluların yaşamalarına izin verildiği. Uzmanlar Suriyeli mahkumların bir kısmının idam edildiği halde resmi olarak kayda geçirilmediklerini, hapishanede tutulan diğer mahkumların ise bu idam edilenlerin dosyasıyla ilgili bir kamuflaj görevi görmeleri olduğunu belirtiyor.