Suriye ne dediğini bilmiyor

Suriye’nin Halep kenti yakınlarında bir köyde kimyasal silah kullanıldığı öne sürüldü. Halep’in kuzeyindeki, Türkiye sınırına 32 kilometre uzaklıktaki Han el Assal köyüne atılan roketler, en az 31 kişinin ölümüne 100’den fazla kişinin de yaralanmasına yol açtı. Esad Yönetimi, bu kişilere karşı kimyasal silah kullanıldığını iddia etti. Görgü tanıkları, köylülerin vücutlarında kimyasal yanıklar bulunduğunu, zehirlenme ve nefes alma zorluluğu görüldüğünü bildirdi. Halep saldırısı, Suriye’de ikinci kimyasal saldırı iddiası oldu. Geçen yıl aralık ayında Humus’ta da kimyasal saldırı iddiası gündeme gelmiş, 100’den fazla kişinin öldüğü kaydedilmişti. Ancak Şam yönetimi, muhaliflerin Esad güçlerince gerçekleştirildiğini iddia ettiği bu saldırıyı reddetmişti. Bu kez her iki taraf da kimyasal saldırıyı doğruluyor, ama üstlenmiyor. �

MUHALİFLER REDDEDİYOR
Muhaliflerin kontrolündeki Halep Medya Merkezi’nden yapılan açıklamada kimyasal saldırı teyit edildi, 40 kadar kişinin atılan karadan karaya füzelerden sonra nefes darlığı ve zehirlenme nedeniyle öldüğü belirtildi. Ancak saldırının Esad güçlerince yapıldığı ileri sürüldü. Han el Assal köyünün bir süre önce muhaliflerin eline geçtiği belirtilen açıklamada, “muhaliflerin kendi yönetimindeki bir yerleşime kimyasal silah atması mantıksız” denildi.

BAŞBAKAN: İDDİA YALAN
Şam yönetimi  saldırıdan “teröristler” dediği muhalifleri ve Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan başta olmak üzere “teröristleri silahlandıran” ülkeleri sorumlu tuttu. Suriye Enformasyon Bakanı Ümran el Zubi, masum sivilleri, Halep’in muhaliflerin kontrolündeki Nayrab mahallesinden roketlerle atılan kimyasal silahların öldürdüğünü iddia etti. El Zubi “Bu İstanbul’da kurulan hükümetin ilk saldırısıydı” dedikten sonra “(Başbakan) Erdoğan ve Katar 31 kişinin ölümüne, en az 100 kişinin yaralanmasına yol açan suçun yasal, ahlaki ve siyasi sorumluluğunu taşımaktadır” dedi. Bakan ayrıca “Teröristler uluslararası toplum tarafından yasaklanan silahları kullanmıştır. Teröristleri silahlandıran ülkeler bu buçun sorumluluğunu taşımaktadır” diye konuştu. El Zubi, kimyasal silah kullanımından ötürü Katar ve Türkiye’ye karşı uluslararası mahkemelerde dava açabileceğini kaydetti. El Zubi’nin açıklamaları Başbakan Erdoğan’ı kızdırdı. Erdoğan, El Zubi’nin muhaliflerin kimyasal silahları Türkiye’den aldığı imasının hatırlatılması üzerine “Suriye rejimi, Türkiye ile ilgili ne dediğini bilmiyor. İddia yalan. Bizde kimyasal silah yoktur. Türkiye böyle bir seviyeye düşmez. Bu Suriye’nin kendi karakterini gösteren bir olaydır” diye konuştu.

TEKSASLI VE KÜRT
Suriyeli muhaliflerin önceki gün İstanbul’da yaptıkları  konferansta 48 temsilciden aldığı 35 oyla seçilen sürgündeki Başbakan Hasan Hitto (49) hakkında yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor. Şam’da 1964 yılında doğan Kürt asıllı Hitto, tam 25 yıldır ülkesinden uzakta yaşıyor. İlk ve orta öğrenimini Şam’da tamamladıktan sonra ABD’nin Indiana eyaletindeki Purdue Üniversitesi’nde bilgisayar ve matematik eğitimi alan ve ABD vatandaşı olduğu belirtilen Hitto, 1994’te de yüksek lisansını tamamladı. 4 ay öncesine kadar, daha öğrenciyken girdiği Teksas’taki bir telekomünikasyon şirketinin üst düzey yöneticilerindendi. Hitto ayrıca Teksas’ta çeşitli seviyelerde İslami eğitim veren Brigther Horizons Academy’nin yönetim kurulu üyesiydi. Suzanne Hitto ile evli olan Hitto’nun 4 çocuğu bulunuyor. Oğullarından Ubeyde, babasından önce Suriye’ye dönüp muhaliflerin safına katıldı. Ubeyde, giderken ailesine bıraktığı mektupta “Beni ben yapan sizsiniz ama ben artık yapmam gerekeni yapmak için gidiyorum ve Suriyeli muhaliflere katılıyorum” yazdı. Hitto, bunun üzerine muhalif cephedeki yerini aldı. Türk Dışişleri, başbakan seçiminin memnuniyetle karşıladığını bildirdi.