Güncelleme Tarihi:
BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) geçen şubatta Suriye ile ilgili kritik karar tasarısını görüşmesinin arifesinde Humus’ta ordunun camileri bombalayıp 345 kişiyi öldürdüğü öne sürülmüştü. Esad rejiminin uluslararası medyanın faaliyetlerini yasaklaması nedeniyle bu iddia bağımsız kaynaklarca doğrulanamamıştı. Karar tasarısına karşı rejim lehine veto hakkını kullanan Moskova hedef haline gelmişti.
Benzer bir süreç tekrar yaşandı. Farklı muhalif gruplara göre Suriye ordusu, Hama kenti yakınlarında, Asi Nehri kıyısında bulunan Tiremse’de 150-267 kişiyi öldürdü. “Sivil katliamı” iddiası, Rusya’yı bir kez daha baskı altında bıraktı. Zira aynı gün BMGK’de Suriye’ye yeni yaptırımlar öngören, Moskova’nın karşı olduğu kritik bir tasarı görüşülmeye başlamıştı.
Yargısız infaz, bıçak, sopa
Hama Devrim Liderliği Konseyi’ne göre Sünni köyüne “tanklar, helikopterler ve topçu birlikleri ateş açtı.” Bombardımanın ardından evlerin basılıp insanların “yargısız infazla” tek tek öldürüldüğü, kaçmaya çalışanların da bıçaklanarak ve sopayla dövülerek katledilip nehre atıldığı öne sürüldü.
Fadi Sami adlı muhalif, “Bombardıman nedeniyle muhalif savunma güçleri kaçtı. Çevre köylerden gelen Şebiha (rejim yanlısı Alevi milisler) insanları öldürmeye başladı. Evler yakıldı. Her ailenin şehidi var” dedi. Reuters, katliam konusunda “rivayetlerin muhtelif olduğunu” belirtirken, Moskova’nın Şam’ı kollayan vetosunu geri çekmediğini açıklamasının ardından dün bir haber daha yayınlandı. AFP’ye konuşan rejim karşıtı Şam Haber Ağı’ndan Cafer adlı muhalif eylemci, “Cesetlerin hepsi henüz sayılmadı, ancak ölenlerin en fazla 7’si sivil. Gerisi Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mensubu” dedi.
Kimyasal silahlar niye depodan çıkıyor
ABD yetkilileri, Suriye ordusunun, kimyasal silahları depolardan çıkarmaya başladığını bildirdi. Wall Street Journal’ın haberine göre Esad yönetiminin elindeki sarin, hardal gazı ve siyanür de içeren zehirli gaz stokları, uzun süredir Washington’ı endişelendiriyordu. Dünyanın en büyük kimyasal silah cephaneliğine sahip olduğu sanılan Esad yönetiminin şimdi bunları neden depodan çıkardığı ise kesin olarak bilinmiyor. Bazı yetkililer, rejimin bunları bir “etnik temizlik” kampanyasında kullanacağından korkuyor.
Tepki yağıyor
-BM Özel Temsilcisi Kofi Annan: Köyde top, tank ve helikopter gibi ağır silahların kullanıldığında dair doğrulanmış haberler nedeniyle şoke oldum ve dehşete düştüm. Bu vahşeti en güçlü ifadelerle kınıyorum.
-Suriye’deki Müslüman Kardeşler: Canavar Beşar’ın bu korkunç suçun tek sorumlusu olduğunu düşünmüyoruz. Kofi Annan, Ruslar, İranlılar ve dünyada barış ile istikrarın koruyucusu gibi davranıp sessi kalan tüm ülkeler de sorumludur.
-Suriye resmi haber ajansı Sana: Köylüler İstanbul Konseyi’ne bağlı silahlı terörist gruplarca katledildi. Bu gruplar kana susamış medya ile işbirliği halinde.
-ABD: Bu katliam, BM nezdinde koordineli bir uluslararası cevabın gerekliği konusunda şüpheleri ortadan kaldırmalı.
-Rusya Dışişleri Bakanlığı: Bu hatanın barış istemeyen, Suriye topraklarında mezhepler arası ve sivil bir çatışmanın tohumlarını sürekli eken güçlerin çıkarlarına hizmet ettiğinden şüphemiz yok.
-BM gözlemcilerine göre katliam, “Suriye Hava Kuvvetleri’nin bölgedeki operasyonunun bir uzantısı.” Gözlemcilerin bölgeye girmesine izin verilmedi.
-Özgür Suriye Ordusu’ndan Albay Kasım Saadeddin: “Esad’ın ordusundaki eli kana bulanmamış askerlerin ve sivil devlet yetkililerinin saf değiştirmek için bir ayları var. Sonra ölüm onları bulacak.”