Güncelleme Tarihi:
AÜ Ev Ekonomisi Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neriman Aral ve Yrd. Doç. Dr. Figen Gürsoy, baba yoksunluğu olan (ölüm, boşanma, terk ya da iş nedeniyle uzun süreli ayrı kalma) ve olmayan 150'şer ilköğretim öğrencisiyle bir araştırma yaptı.
Çocukların bağımlılık eğilim düzeylerinin (çevreden onay ve ilgi arama, kendine güvenmede yetersizlik) araştırıldığı çalışmada, bu oran tam aile ortamında babasıyla birlikte yaşayanlarda daha yüksek çıktı. Buna göre, en yüksek oran özellikle 10 yaş grubunda tespit edildi. Her iki grupta da eğilim yüksekliği açısından kızlar ilk sırada yer aldı.
Â
Araştırma, ekonomik durumun eğilim düzeyini etkilediğini de ortaya çıkardı. Bu grupta da, orta sosyoekonomik düzeyde bulunan çocuklarda bağımlılık daha fazla görüldü.
   Â
ÖNEMLİ OLAN NE?
   Â
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Neriman Aral, ailenin, çocuğun gerek kişiliğinin gelişimi, gerekse ruh ve beden sağlığı açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Babanın da bu gelişimde önemli yere sahip olduğuna işaret eden Prof. Dr. Aral, ''Ailede otorite ve güven temsilcisi olan baba, çocuğun sağlıklı bir kişilik yapısına sahip olması için ona güven duygusu aşılamakta, uygun davranış biçimlerinin oluşmasında model oluşturmaktadır'' dedi.
Â
Çocuğun her zaman sağlıklı ve normal bir aile ortamında dünyaya gelmeyebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Aral, şunları kaydetti:
Â
''Ailenin çeşitli nedenlerle parçalanması, elbette çocun sosyalleşme sürecine az da olsa zarar verebilir. Ancak çocuğun parçalanma olayından en az düzeyde etkilenmesi kuşkusuz ki, anne babanın tutumuna bağlıdır. Çocuk parçalanmış aile ortamında bulunabilir, ancak tutum sıcak, güvenli ve hoşgörülü ise bundan en az düzeyde etkilenebilir.
Bunun aksine tam aile ortamında büyüyen, anne ve babası tarafından sürekli eleştirilen, azarlanan ve sevgiden yoksun büyüyen çocuk, sağlıklı kişilik özelliğine sahip olmayabilir. Burada önemli olan anne-baba-çocuk üçgeninde yaşanan sevgi, saygı ve güven ilişkisidir. Anne ve babalar, koşullar ne olursa olsun çocuklarıyla sevgi, saygı ve hoşgörü temeline dayanan ilişkiler kurmalıdırlar.''