Güncelleme Tarihi:
YEŞİL SAHALAR YİNE KARIŞTI
Hakem Meler’e atılan yumrukla sarsılan Türk futbolu, önceki gece de bir takımın maçtan çekilmesiyle sallandı. Süper Lig’in 17’nci haftasında İstanbulspor ile Trabzonspor arasında oynanan karşılaşmanın 74’üncü dakikasında İstanbulspor Yönetimi sarı-siyahlı takımı sahadan çekti. Esenyurt Necmi Kadıoğlu Stadı’nda yarıda kalan karşılaşma, futbol camiasını bir kez daha karıştırdı.
1982 Dünya Kupası’nda Fransa ile oynadıkları maçta hakem kararlarını beğenmediği için Kuveyt emiri girmişti sahaya. Yine 80’lerin sonunda Rumen diktatör Çavuşesku’nun benzer bir müdahalesi var Dinamo-Steaua maçına. Önceki gün Esenyurt’ta yaşanan olayın bize Kuveyt emirini ya da Çavuşesku’yu hatırlatmasının tarifsiz utancı içindeyim. Üstelik de sadece 8 gün önce, başka birkaç sivil kıyafetli sporsevmez, sahaya dalıp hakemi öldüresiye yumruklamış-tekmelemişken. Bakınız, et kokarsa tuzlarsınız. Ancak şu anda tuz koktu. Çok radikal bir önlemler paketine başvurmamız gerekiyor hemen.
1- FUTBOL DİSİPLİN TALİMATI YENİDEN YAZILMALI
Türk futbolunda kaosun ve şiddetin ana sebebi futbolcular değil, teknik direktörler değil, hakemler değil. Kaosun sebebi çoğunlukla spor teröristleri, medya ya da kerameti kendinden menkul yöneticiler. O yöneticilerin zengin ve fanatiklikten başka hiçbir koşulu olmayan rollere gelmeleri, ani şöhrete kavuşmaları, genelde o rolü tolere edebilecek altyapılarının olmaması ana problem. Bu kulüp yöneticilerinin sporda kaos ve şiddeti körükleyen açıklamalarının cezasını “futbol disiplin talimatı” belirliyor. Genelde bu cezalar, 45 gün-90 gün hak mahrumiyeti oluyor. Cezalar 2023’te yapılan bir statü değişikliği sayesinde günlüğü 10 bin liradan para cezasına çevrilebilir hale getirildi. Türk futbolunu karıştırmanın bedeli maalesef günlük 10 bin lira... Acilen bu futbol disiplin talimatının çöpe atılması, bağımsız ve nitelikli bir hukukçu heyetiyle yeniden yazılması lazım.
2- 6222 SAYILI YASA REVİZE EDİLMELİ
Türk futbolunda sadece son 10 yılda belki 20-25 büyük şiddet hadisesi yaşandı. Ancak bu suçların çok önemli bir kısmı cezasız kaldı. Suçlu sokaklara geri döndü. Hatta bazı durumlarda karakol çıkışında alkışlandı, kahramanlaştırıldı. Acilen, 6222 sayılı sporda şiddet ve düzensizliği önlemeye dair kanunun revize edilmesi lazım. Sahaya girip Fernandes’e tekmeyle saldıran adama “lütfen maçları 1 yıl evinden izle” diyen bir yasa yetersizdir. İngiltere’de Jack Grealish’e benzer bir saldırıda bulunan Birminghamlı garsona 27 ay hapis cezası verilmiştir. Global örnekler incelenerek yasanın caydırıcı hale getirilmesi şart.
3- TFF YAPISI DEĞİŞMELİ
Haziran 2023’te Türk futbolunu yönetmekle tam yetkili kurulu sadece 169 kişi seçti. Üstelik bu 169 kişinin içinde iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar futbolcu, teknik direktör ya da hakem vardı. TFF kongresinin delege yapısı, Türk futbolunun liyakatle yönetilmesini şansa bırakmış bir model. Toplam 300 kadar kongre üyeliği spotu var. Bunların 140’ı, Süper Lig kulüplerinin müteahhit-ayakkabıcı-petrolcü yöneticileri. 40’ı da aynı kategorideki 1. Lig yöneticileri. TFF kongresinde oy kullanabilen 4 eski milli takım teknik direktörü var (Denizli, Terim, Güneş ve Yanal). 4-5 futbolcu var (Rüştü, Emre gibi 75 kez ve üzeri ulusal takım forması giyenler). Bir de Şampiyonlar Ligi’nde maç yönetmiş birkaç hakem. Geri kalanların hemen hepsi kerameti kendilerinden menkul iş adamı sınıfı. Şimdi Allah aşkına soruyorum size: Bu ülke futbolu kimin? Futbolcuların, teknik direktörlerin, hakemlerin mi? Yoksa ayakkabıcı, petrolcü, bankacının mı? TFF seçim statüsü, kongre yapısı acilen değiştirilmeli. Milli takım formasını 1 kez dahi giyen tüm futbolcular, tüm FIFA kokartlı hakemler, Süper Lig’de görev yapmış tüm teknik direktörler, TSYD temsilcileri, antrenörler-futbolcular-hakemler derneği temsilcileri delege yapılmalı.
4- KULÜPLER YASASI DEVREYE GİRMELİ
2023’te yeni bir spor kulüpleri yasasına kavuştuk. Ancak yasanın ivedilikle kulüp statülerini elden geçirmesi, vakit kaybetmeden devreye girmesi gerek. Profesyonel liglerdeki kulüplerin şirket statüsünde olması zorunluluğu, finansal denetim ve şeffaflık ana meselelerden birkaçı. Kulüp yöneticilerinin kendi dönemlerindeki borçlardan sorumlu tutulmaları hayati. Tüm profesyonel kulüpler şirketleşir, yüzde yüz şeffaflaşır, internetten tüm bilançoları denetlenebilir, borçlarından da yöneticiler sorumlu olursa yepyeni bir çağ başlar. Makarna masrafı olarak bilançoya 5 milyon dolar yazan kulüp yöneticisi profilinden kurtuluruz.
5- UTANMA DUYGUMUZU KAYBETTİK, HÜKÜMSÜZDÜR
Tabii bir de ulusça uzun vadeli planımız olmalı. İlköğretim müfredatıyla başlamalıyız işe. Ben Türkiye’yi matematik olimpiyatlarında temsil etmiş bir bilim sevdalısıyım, benim için hayattaki en hakiki mürşit ilimdir. Ama şu an ülkenin içinde bulunduğu iklim bana şunu söyletebiliyor: Varsın çocuklarımız matematikte, fizikte bir yıl gecikmeli ilerlesin, önce birlikte yaşamayı, medeniyeti, empatiyi öğretelim onlara. Ülke maalesef bir açık hava akıl hastanesine dönüşmüş gibi hissediyorum bazen. Kimse hiçbir eyleminden çekinmiyor, utanmıyor. Milletçe utanma duygumuzu kaybettik adeta! Milli Eğitim Bakanlığı’ndan rica ediyorum: Çocuklarımıza birlikte yaşama kültürünü öğretelim önce. Lütfen.
ABDULLAH AVCI: ÇOK ÜZÜCÜ GECELER...
Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, yarıda kalan karşılaşmanın ardından şunları söyledi:
“Türk futbolu adına üzüntü verici geceler, akşamlar yaşıyoruz. Son derece üzüntülüyüm. Bu maçla ilgili kararı futbol federasyonu verecek. Bunun dışında ben ve ekibim sadece oyun ve oyunun içinde kalmak, oyuncuyu geliştirmek, futbola katkı sağlamak istiyoruz. Futbolun paydaşları birbirine olan saygıyı kaybetmeden artırmalı. Futbolcularımız da çok üzgün. Bu bizim değiştireceğimiz bir şey değil. Biz sadece oyunu güzelleştirebilirsek, doğru oyun oynatabilirsek, bulunduğumuz yere ve oyuncumuza değer katabilirsek mutlu oluruz.”